Translation of "Australie" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Australie" in a sentence and their turkish translations:

En Australie

Avusturalya'ya

Bienvenue en Australie.

Avustralya'ya hoş geldiniz.

- Il a grandi en Australie.
- Il grandit en Australie.

Avustralya'da büyüdü.

- En Australie on parle anglais.
- En Australie, on parle l'anglais.

Avustralya'da biri İngilizce konuşur.

- Tom doit rentrer en Australie.
- Tom doit retourner en Australie.

Tom, Avustralya'ya geri dönmelidir.

- Ça a la cote en Australie.
- C'est populaire en Australie.

Bu, Avustralya'da popüler.

- La langue parlée en Australie est l'anglais.
- En Australie on parle anglais.
- En Australie, on parle l'anglais.

Avustralya'da, onlar İngilizce konuşurlar.

Êtes-vous en Australie ?

Avustralya'da mısın?

Je vis en Australie.

Ben Avustralya'da yaşıyorum.

Tom est en Australie.

Tom Avustralya'da.

Tom habite en Australie.

Tom Avustralya'da yaşıyor.

J'aimerais vivre en Australie.

Avustralya'da yaşamak istiyorum.

Je vais en Australie.

Avustralya'ya gidiyorum.

J'ai grandi en Australie.

Ben Avustralya'da büyüdüm.

Tom s'enfuit en Australie.

Tom, Avustralya'ya kaçtı.

- Pourquoi voulez-vous habiter en Australie?
- Pourquoi souhaites-tu vivre en Australie ?

Neden Avustralya'da yaşamak istiyorsun?

- Mon plan est d'étudier en Australie.
- Mon projet est d'étudier en Australie.

Planım Avustralya'da eğitim yapmaktır.

- Mon frère est maintenant en Australie.
- Mon frère est en Australie maintenant.

Kardeşim şimdi Avustralya'dadır.

Je veux aller en Australie.

Ben Avustralya'ya seyahat etmek istiyorum.

Elle a grandi en Australie.

O, Avustralya'da büyüdü.

Je veux vivre en Australie.

Avustralya'da yaşamak istiyorum.

Tom veut aller en Australie.

Tom Avustralya'ya gitmek istiyor.

Tom est retourné en Australie.

Tom, Avustralya'ya döndü.

Mes parents sont en Australie.

Ebeveynlerim Avustralya'da.

Tom est né en Australie.

Tom Avustralya'da doğdu.

J'ai un correspondant en Australie.

Avustralya'da bir mektup arkadaşım var.

L'anglais est parlé en Australie.

Avustralya'da İngilizce konuşulur.

Tom a émigré en Australie.

Tom Avustralya'ya göç etti.

J'adore les plages en Australie.

- Avustralya'daki plajları çok seviyorum.
- Avustralyaki plajları seviyorum.

Tom a voyagé en Australie.

Tom, Avustralya'yı dolaştı.

Tom doit retourner en Australie.

Tom, Avustralya'ya geri dönmelidir.

J'ai des amis en Australie.

Avustralya'da arkadaşlarım var.

Tom vit toujours en Australie.

Tom hâlâ Avustralya’da yaşıyor.

J'étais en Australie l'année dernière.

Geçen sene Avustralya'daydım

En Australie, on parle l'anglais.

Avustralya'da biri İngilizce konuşur.

- Comment s'est passé ton voyage en Australie ?
- Comment était votre séjour en Australie ?

Avustralya'ya yolculuğun nasıldı?

- Tom est mort en Australie, en 2013.
- Tom mourut en Australie, en 2013.

- Tom 2013 yılında Avustralya'da öldü.
- Tom, 2013 yılında Avustralya'da öldü

- Mon frère est maintenant en Australie.
- Mon frère est en Australie en ce moment.

Erkek kardeşim şimdi Avustralya'da.

Je retourne en Australie après-demain.

Öbür gün Avustralya'ya döneceğim.

Je retourne en Australie en octobre.

Ekim ayında Avustralya'ya geri dönüyorum.

J'irai en Australie par le train.

Avustralya'ya trenle gideceğim.

Les minéraux sont abondants en Australie.

Avustralya'da mineraller bol miktarda bulunur.

Plusieurs animaux étranges vivent en Australie.

Avustralya'da birçok tuhaf hayvan yaşıyor.

En Irlande, en Autriche, en Australie

İrlanda, Avusturya, Avustralya

Combien de personnes vivent en Australie ?

- Avustralya'da kaç tane insan yaşıyor?
- Avustralya'da kaç kişi yaşıyor?

Ne confondez pas Autriche et Australie.

Avusturya ile Avustralya'yı karıştırma.

J’avais oublié que j’étais en Australie.

Avustralya'da olduğumu unuttum.

Nous avons acheté ceci en Australie.

Bunu Avustralya'da satın aldım.

On trouve des koalas en Australie.

Koalaları Avustralya'da bulursun.

J'ai très envie d'aller en Australie.

Avustralya'ya gitmek için yanıp tutuşuyorum.

J'ai vécu trois ans en Australie.

Üç yıl boyunca Avustralya'da yaşadım.

Je n'ai jamais vécu en Australie.

Ben hiç Avustralya'da yaşamamıştım.

Tom vit et travaille en Australie.

Tom Avustralya'da yaşıyor ve çalışıyor.

- Depuis combien de temps es-tu en Australie ?
- Depuis combien de temps êtes-vous en Australie ?
- Combien de temps as-tu déjà passé en Australie ?

Ne kadar süredir Avustralya'dasın?

- L’eau du robinet est-elle potable, en Australie ?
- L'eau du robinet est-elle potable en Australie?

Avustralya'da musluk suyu içilebilir mi?

- Depuis combien de temps es-tu en Australie ?
- Depuis combien de temps êtes-vous en Australie ?

Ne kadar süredir Avustralya'dasın?

Elle a envie d'aller vivre en Australie.

O, Avustralya'da yaşamaya isteklidir.

Je croyais que Tom était en Australie.

Tom'un Avustralya'da olduğunu düşündüm.

Quel est le salaire minimum en Australie ?

Avustralya'da asgari ücret nedir?

Tom a émigré en Australie en 2013.

Tom 2013 yılında Avustralya'ya göç etti.

Tom est aussi très célèbre en Australie.

Tom, Avustralya'da da çok ünlüdür.

Beaucoup de nos clients sont en Australie.

Müşterilerimizin çoğu Avustralya'da.

La famille de Tom habite en Australie.

Tom'un ailesi Avustralya'da yaşıyor.

Je veux aller à l'école en Australie.

Ben Avustralya'da okula gitmek istiyorum.

Je n'irai pas en Australie cette année.

Bu yıl Avustralya'ya gitmeyeceğim.

J'ai appris que Tom était en Australie.

Tom'un Avustralya'da olduğunu duydum.

J'ai entendu que Tom est en Australie.

Tom'un Avustralya'da olduğunu duydum.

La langue parlée en Australie est l'anglais.

Avustralya'da konuşulan dil İngilizcedir.

Je viens d'une petite ville en Australie.

Ben Avustralya'daki küçük bir kasabadan geliyorum.

Nous sommes allés en Australie l'été dernier.

Biz geçen yaz Avustralya'ya gittik.

Tom vit avec sa mère en Australie.

Tom, annesiyle birlikte Avustralya'da yaşıyor.

Je suis allé à l'école en Australie.

Okula Avustralya'da gittim.

Tom et moi sommes en Australie maintenant.

Tom ve ben şu anda Avustralya'dayız.

Que se passe-t-il en Australie ?

Avustralya'da neler oluyor?

- Personne ne connaît du monde en Australie ?
- Y a-t-il quelqu'un ici qui connaisse quelqu'un en Australie ?

Burada Avustralya'daki birini tanıyan kimse var mı?

Je suis déjà allé trois fois en Australie.

Avustralya'da üç kez bulundum.

Les prix sont plus élevés ici qu'en Australie.

Fiyatlar burada Avustralya'dan daha yüksektir.

Je veux aller en Australie avec ma famille.

Ailemle Avustralya'ya gitmek istiyorum.

On ne peut apercevoir des Koalas qu'en Australie.

Koalalar sadece Avustralya'da görülebilir.

Il y a plusieurs animaux intéressants en Australie.

Avustralya'da birçok ilginç hayvan vardır.

Tom interrogea Mary sur sa vie en Australie.

Tom Mary'ye Avustralya'daki hayatı hakkında soru sordu.

En Australie, il neige très rarement en décembre.

Avustralya'da, aralık ayında çok nadiren kar yağar.

Sais-tu combien de personnes vivent en Australie?

Avustralya'da kaç kişinin yaşadığını biliyor musun?

C'est le troisième voyage de Tom en Australie.

Bu, Tom'un Avustralya'ya yaptığı üçüncü gezisi.

Tom est un canadien qui vit en Australie.

Tom, Avustralya'da yaşayan bir Kanadalı.

Tom a gagné un séjour gratuit en Australie.

Tom, Avustralya'ya ücretsiz bir gezi kazandı.

Tom a eu une offre d'emploi en Australie.

Tom Avustralya'dan bir iş teklifi aldı.

Vous êtes-vous fait des amis en Australie?

Avustralya'da arkadaş edindin mi?

Tom a passé Noël en Australie avec moi.

Tom, Noel'i Avustralya'da benimle birlikte geçirdi.

Dis à Tom que je suis en Australie.

- Tom'a Avustralya'da olduğumu söyle.
- Tom'a Avustralya'da olduğumu söyleyin.

J'ai toujours voulu aller en Australie avec ma famille.

Her zaman ailemle birlikte Avustralya'ya gitmek istedim.

Mon père va parfois en Australie pour les affaires.

Babam bazen iş için Avustralya'ya gider.