Examples of using "Tekemistä" in a sentence and their turkish translations:
Yapacak daha iyi hiçbir şeyim yok.
- Yapacak çok şey var!
- Yapacak çok fazla şeyler var!
Başka işim var.
Bunu yapmayı bırakmayacağım.
Yapacak daha iyi bir şeyim yok.
Onun soygunla ilgili yapacak bir şeyi var.
Bugün yapacak çok şeyim var.
Tom onu yapmak için tereddütlü görünüyor.
Tom'un yapacak başka bir şeyi yoktu.
Onun sizinle bir ilgisi yok.
Yapacak daha iyi bir şeyin yok mu?
Tembellik yapmayı bırak ve yapacak bir şey bul.
O meşgul.
Onlar bir karara varmadan önce fikir alışverişinde bulundu.
Bu hafta yapacak çok işim var.
Şu an yapacak bir şeyim yok.
Bu öğleden sonra yapacak çok işim var.
Tom, bu hafta yapacak bir sürü iş var.
Tom'un dün yapacak bir şeyi yoktu.
- Tom bir bisiklete binmeyi öğrenmede zor zamanlar geçirdi.
- Tom bisiklete binmeyi öğrenirken çok zorluk yaşadı.
Sabahları kalkmak için sabırsızlanıyorsun. Her küçük işareti,
Onun bununla ilgisi yok.
Bunun benim geleceğimle ne ilgisi var?
Tom'un işten atılmasıyla ilgili yapacak bir şeyim yoktu.
Şu anda yapacak bir işim yok.
Durum ile bir ilgim yok.
Benim onunla bir ilgim yoktu.
Tom meşgul.
Tom'un hırsızlıkla bir ilgisi yoktu.
Tom'un çocuk kaçırmakla ilgisi yoktu.
Bunun sizinle bir ilgisi yok.
Tekrar tekrar aynı hataları yapıyorsun.
Yapacak çok şeyimiz var.
Bu öğleden sonra Tom'un ve benim yapacak bir şeyimiz var.
Alışveriş yapmayı seviyorum.
Alışveriş yapmaktan nefret ediyorum.
Yapacak çok işin var.
Tom bitkin olmasına rağmen çalışmaya devam etti.
Peki, bu pazarların koronavirüs salgını ile ne alakası var…
Tom'un Mary'nin kovulmasıyla bir ilgisi yoktu.
Tom'un o konuda yapacak bir şeyi olduğunu biliyordum.
Olanla ilgili yapacak bir şeyim yoktu.
Tom'un onunla bir ilgisi olabilir.
Biraz meşgulüm.
Tom'un yapacak bir şeyi yoktu, bu yüzden eve gitti.
Tatoeba'ya yüzlerce cümle yazmak isterdim ama yapmam gereken şeyler var.
Bunun ne hakkında konuştuğumuzla bir ilgisi yok.
Bunun Tom'la ilgisi olmadığından oldukça eminim.
O Tom'a ne yapmak zorundadır?
CO₂'nin sözde sera etkisi ile ilgisi vardır.
Bugün yapacak çok işim var.
Beni suçlama, benim o video ile bir ilgim yok.
Yapılacak işlerim vardı bu yüzden kendimi yalnız hissetmek için zamanım olmadı.
- Siz arkadaşlar daha sonra bir şey yapmayacaksanız, niçin bir fincan kahve için uğramıyorsunuz?
- Daha sonra yapacak bir şeyiniz yoksa neden bir fincan kahve içmeye gelmiyorsunuz?
Benim mesele ile bir ilgim yok.
Bunun Tom'la bir ilgisi yok.
Dün gece olan bitenlerle bugün olanların ne ilgisi var?
Bizimle Boston'a gelmesi için Tom'u ikna etmeye çalıştım fakat o yapmak zorunda olduğu başka şeyleri olduğunu söyledi.
Dün meşguldüm.
Tom'un bununla ilgisi yok.
Ben boşum.
O hep meşgul.
- Sizi ilgilendirmez.
- Bu sizi ilgilendirmez!
- Sana ne.
- Seni ilgilendirmez.
- Sizi ilgilendirmez.
- Onun sizinle bir ilgisi yok.
- Bu sizi ilgilendirmez.
- Bu seni ilgilendirmez.
- Sana ne.