Examples of using "Teidän" in a sentence and their turkish translations:
Sizinle kalmak istiyorum.
Tavsiyene ihtiyacım var.
Birlikte çalışmanız gerekiyor.
- Önce siz buyurun.
- Önden sen.
- Önce siz geçin.
Daha dikkatli olmalıydılar.
Ülkeniz nükleer silahlara sahip mi.
- Karınız ev hanımı mı?
- Eşiniz ev hanımı mı?
Pizzayı üçünüz arasında paylaştırın.
Yarın gelmek zorunda değilsin.
Sınıfında arkadaşların var mı?
Keki ikiniz arasında paylaştır.
Kızınızın adı nedir?
Babana yardım etmelisin.
Ödevlerini pazartesiye kadar elden teslim edeceksin.
Yan yana iki oda almanı istiyorum.
Her şeyden önce, birbirinize yardım etmelisiniz.
Bana planınızı anlat.
Sizin her ikiniz için de çok mutluyum.
İkinize de gerçekten Tom adı mı verildi?
Kalmalısın.
Bu senin.
Bu senin mi?
Bu senin hatan mı yoksa bizim mi?
Şimdi gitmek zorundasın.
Senin bağırman gereken Tom.
Ellerin temiz mi?
Sizin tartışmanızın nedeni neydi?
Sizi çok uzun beklettiğim için üzgünüm.
Arabamız sizinkinden üç yıl daha eski.
Polis, “Bu araba sizin mi?” diye sordu kızlara.
En kısa sürede başlamalısın.
Çabucak gelmen gerekiyor.
Siz burada, sahnede olmalısınız ve biz size alkış tutmalıyız.
Acele etmek zorunda değilsiniz.
Sabırlı olmak zorundasın.
- Senin gitmen lazım.
- Sen başlamalısın.
Valizlerin nerede?
Ne bilmen gerekiyor?
Bütün yapman gereken beklemek.
O senin öğretmenin mi?
Bu senin değil.
Şu senin köpeğin mi?
Laurie senin ablan.
Bu senin uçuşun mu?
- Bu senin köpeğin mi?
- Bu sizin köpeğiniz mi?
- Gelmek zorunda değilsin.
- Gelmek zorunda değilsiniz.
Bu sizin bagajınız mı?
Pasaportunuzu göstermelisiniz.
Bu senin evin.
Çok çalışmak zorunda kalacaksın.
Şimdi gitsen iyi olur.
Burada yememelisin.
Şimdi gitsen iyi olur.
- Maalesef beni yanlış anladınız.
- Korkarım ki beni yanlış anladın.
- Maalesef beni yanlış anladın.
- Korkarım ki beni yanlış anladınız.
O siyah çanta senin mi?
Affedersiniz. Buranın sizin koltuğunuz olduğunu bilmiyordum.
Onu derhal yapmalısın.
Saatim sizinkinden daha doğru.
Onun babasına benzediğini düşünüyor musun?
Ondan tavsiye istemelisin.
Tek yapman gereken dikkatlice dinlemektir.
Harekete geçseniz iyi olur.
Uyuman gerek.
Asla kör bir adamın kolunu tutmayınız. O sizinkini tutsun.
Burada Fransızca konuşmalısın.
Ülkenizde iklim nasıl?
Benim hakkımda endişelenmenize gerek yok.
İçeri gelsen iyi olur.
Neden bilmen gerekiyor?
Senin Tom'la konuşmana izin vereceğim.
Bazen anlaşmak için aynı dili konuşmak gerekmez.
Fren lambalarından biri yanmış.
- Bu senin sorunun değil.
- Bu sizin sorununuz değil.
O artık senin sorunun.
Onlara yardım etmen gerekiyor.
- Beni uyarmalıydın.
- Beni uyarmalıydınız.
Ebediyen mutlu olacağını umuyorum.
Boğayı boynuzlarıyla satın almalısın.
Tom'la konuşmamalı mısın?
Numaranı kaybettim.
Senin ayın geri dönüyor
Ayınız geri dönüyor.
Görüşlerine ihtiyacım var.
Ben sizin kralınızım.
Sanırım Tom siz arkadaşlarıyla iki gece peş peşe takılmak istemiyordu.
Her ikinizinde Tom'u tanıdığına inanıyorum.
Sürüş sırasında yola odaklanman gerekir.
Senin yardımın olmasaydı başarısız olabilirdim.
Daha dikkatli olmalısın.
Yatakta kalmalısın.
Geç saatlere kadar ayakta kalmamalısın.
- Tekerleği yeniden icat etmene gerek yok.
- Amerika'yı yeniden keşfetmene gerek yok.
- Evliliğini kurtarmak adına çaba sarf etmen gerek.
- Evliliğini kurtarmak için uğraşmalısın.
- Evliliğini kurtarmak için çalışmalısın.
- Evliliğini kurtarmak için çalışmak zorundasın.
- Evliliğini kurtarmak için çalışman gerekiyor.
Satır aralarını okumalısın.
İlkelerine göre hareket etmelisin.
Saklanmak zorundasınız.
Sınav hakkında endişelenmemelisin. Senin yeteneklerinin çok altında olduğuna eminim.