Examples of using "Tapaamaan" in a sentence and their turkish translations:
Sizi göreceğiz.
- Tom'u görmeye mi gittin?
- Tom'u görmeye gittin mi?
Buraya Tom'u görmeye geldim.
Gel ve saat on birde beni gör.
Beni görmek için mi buradasın?
- Tom'u görmek için mi buradasın?
- Tom'u görmek için mi buradasınız?
- Mary'yi görmek için mi buradasın?
- Mary'yi görmek için mi buradasınız?
- O, Mary'yi görmeye gitti mi?
- O, Mary'yi görmek için gitti mi?
Biz onları göreceğiz.
Yarın otelde buluşacaklar.
O sizinle karşılaşmak için hevesliydi.
O seni görmek için hevesli.
- Sarı saçlı bir kız seni görmeye geldi.
- Sarı saçlı bir kız sizi görmeye geldi.
Sevgilimi ziyaret etmek için Almanya'ya gidiyorum.
Tom Boston'da Mary'yi görmek için gitti.
Tom, Mary'yle buluşmak için parka gitti.
Tom, Mary'yi ziyaret etmek için Boston'a geldi.
Karımı görmek için hastaneye gittim.
O dün bizi görmek için geldi.
Tom Mary ile buluşmak için oraya gitti.
Geçen hafta onun kız kardeşini görmeye gittim.
Gelecek hafta Vancouver'a gideceğim ve küçük kız kardeşimi ziyaret edeceğim.
Yarın sabah ofisinde seni görmeye gelebilir miyim?
Neden Tom'u görmeye gitmemi istiyorsun?
Dün öğleden sonra Tom bizi görmeye geldi.
Tom bu öğleden sonra seni görmeye geldi.
Tom adındaki bir adam seni görmeye geldi.
O, bir gün bizi görmeye gelecek.
Dün gece bir adam seni ziyarete geldi.
Ono adında bir kişi seni görmek için uğradı.
Williams adında bir kişi dün seni görmek için geldi.
Jones adlı bir adam seni görmeye geldi.
Bay Sakaki diye biri seni görmeye geldi.
Tom'u görmek için buradayım.
Bir ara bizi görmeye gel.
Sen dışardayken Bay Brown diye biri geldi.
Sen dışardayken Bay Smith diye biri seni görmeye geldi.
Tom beni görmeye geliyor.
Beni görmeye gelse bile, ona evde olmadığımı söyle.
Amcam ara sıra beni görmeye gelir.
Boston'da olduğum sürece, Tom'u ziyaret edip edemeyeceğimi anlamaya çalışacağım.
Dün gece bir adam seni ziyaret etti.
Tom'u göremeyebilirsin.