Examples of using "Heitä" in a sentence and their turkish translations:
Onlara göz kulak ol.
Lütfen Topu bana at.
Onlar korkmuş.
Onlara yardım edecek misin?
- At.
- Fırlat.
Zarı at.
Onları durduramadım.
Dün onlara yardım ettim.
- Onları uyarmayı denedik.
- Onları uyarmaya çalıştık.
Onlarla alay etme.
Onları suçlamazdım.
Bir şey onları endişelendiriyor.
Onları bulmaya çalışıyorum.
Onlara yardım etmeyi düşünüyor musunuz?
Silahını buraya fırlat.
Onu kullan ya da kaybet.
Onları tanımıyorum.
O, onları seviyor.
Onlarsız gitmeyeceğim.
Onlarsız ne yapardın.
Onlar olmadan bir yere gitmeyin.
Onlara yardım etmen gerekiyor.
Onları takip ediyorum.
ve yakınlaşmalarını,
Bir kediye taş atmayın.
Sadece onu fırlat.
Tom onları dikkatli bir şekilde izledi.
Onları endişelendirmek istemedim.
Biz onları göreceğiz.
Ben onları aşağılamak istemedim.
O onlara yardımcı olmak istedi.
Cezaevi onları değiştirdi mi?
Domuzların önüne inci atmayın.
Onları kesinlikle özleyeceğim.
O, onlara göz kulak oldu.
Ben onlar olmadan gitmiyorum.
Biz onlar olmadan geçinemeyiz.
ve bu onları mutlu etti.
Benim Playstation'ımı asla atmam.
Kan ve şiddet onları büyülüyor.
- Neden onları durdurmadın?
- Neden onları durdurmadınız?
- Niçin onları durdurmadın?
- Niçin onları durdurmadınız?
- Niye onları durdurmadın?
- Niye onları durdurmadınız?
Neden onlara onu yapmasını söyledin?
Biz onları orada terk edemeyiz.
Onları çok iyi bilmiyordum.
Bu dergiyi atma.
Onlar olmadan bunu yapamayız.
Onlar olmadan bunu yapamam.
Onları sık sık görürüm.
-Maidan gibi. -O grupların arkasında kim vardı? Sağ kanat.
Beş saat onları aradı.
Tom onlardan erken davrandı.
Onları koruyabilecek tek kişi sensin.
Biz iyi işleri için onları tebrik etmek istiyoruz.
Kısmet değilmiş.
Onlara yardım edeceğiz ama şimdi değil.
Tanrılar kendilerine yardım edenlere yardım ederler.
- Kayaları fırlatma!
- Taş atma!
kendilerinden çok daha iyi bir grup insan bırakarak gidenlerdir.
Onlar üç kişiydi ve hepsi silahlıydı.
Hiç kimsenin onları görmediğinden emin oldular.
Dikkatli ol. O kağıtları atma.
Onların gitmesine izin vermemeliydik.
Kültür onları birleştirirken politika insanları böler.
İyi bir aşçı dünkü çorbayı atmaz.
Bükemediğin bileği öpmelisin.
- Çıkar onu buradan!
- Çıkarın onu buradan!
Neden onlara ihtiyaç duyuyorsun?
Onları hiçbir yerde görmüyorum.
- Yenilgiyi kabul etmeyin.
- Pes etmeyin.
Onlar için özellikle yazılmış bir konuşma duydular.
Tom onlardan daha akıllı.
Biz başkalarından şüphe ettikçe, onlar bizden daha çok şüphe edecektir.
Bu dergiyi atma. Ben henüz okumadım.
Tombul beyaz bir kedi, duvarın üstüne oturdu ve onları uykulu gözlerle seyretti.
Gerçeği arayanlara inan ve onu bulanlardan kuşkulan.
Şişman beyaz bir kedi, duvarın üstüne oturdu ve onların ikisini uykulu gözlerle izledi.
Vazgeçme.
Onlara bana bir bilet daha göndermelerini söyledim.
Onları hiç bu kadar kızgın görmedim.