Examples of using "Täysin" in a sentence and their turkish translations:
Bütünüyle hatalıydım.
Hiç kıpırdamadan durarak...
İşler çığrından çıktı.
O tamamen zararsız.
Hiç beklenmedik bir durum.
Sen ona tamamen güven.
Beni tamamen görmezden geldin.
Tamamen haklıydın.
Tamamen iyileştim.
Tamamen kaybettik.
Ben bütünüyle ciddiyim.
Tom'a tamamen güveniyorum.
Sen tamamen işe yaramazsın.
Bu tamamen benim hatam.
Baksanıza, resmen paramparça olmuş.
Tanrım, baksanıza. Resmen paramparça...
Kurnazlığıyla köpek balığını tamamıyla alt etmiş oldu.
Fikriniz benimkinden tamamen farklı.
O kesinlikle mümkün değil.
O oldukça saçma.
Tom onu tamamen anladı.
O tamamen yasal.
Önerilere çok açığım.
Kendim olmaktan tamamen mutluydum.
Çok uygunsuzsun.
Tom'un tamamen iyileşmesi bekleniyor.
Bu tamamen adil değil.
Tamamen çaresiz hissediyorum.
Hepsi yanlıştı.
Fransızcada işe yaramam.
Onun yeteneklerine tam bir inancım var.
İşler kontrolden çıktı.
İlişkimiz tam anlamıyla profesyonel.
Sen tamamen delisin.
O kusursuzca doğal.
Tom tamamen kaypak.
Bunu tamamen göz ardı etmeyin.
Baş ağrım tamamen geçti.
Ben hiç katılmıyorum.
Bu tamamen mümkün.
Her şeyi tamamen tek başıma yaptım.
Deniz gerçekten durgundu.
- Tom yürekten güldü.
- Tom gönülden güldü.
- Tom candan güldü.
- Tom cansiperane güldü.
Bu söylenti tamamen asılsız.
Tom tamamen beceriksiz.
Tom, Mary'ye tamamen güvendi.
Tamamen aynı fikirdeyim.
Kesinlikle haklısın.
Tamamen ve sapına kadar bir sahtekârım.
Bambaşka bir dünyaya adım atıyorsun.
Çocuk yüzü çamurla kaplı döndü.
O tamamen kitaba dalmıştı.
Bu köprü tamamen güvenli.
Otobüs neredeyse tamamen boştu.
Bu arabanın gösterge paneli tamamen elektroniktir.
Tom asla tamamen iyileşmedi.
Seninle tamamen aynı fikirdeyim.
Ben yürüyüşten sonra tamamen bitkin düştüm.
Bu şimdi tamamen farklı bir durum.
Bu tamamen onun hatasıydı.
Onun sözleri tamamen inandırıcı.
Tamamen karanlık.
- Tom'u çoktan unuttum.
- Tom defteri benim için tamamen kapandı.
Prens John eksiksiz bir törenle toprağa verildi.
Tom olanaklarının ötesinde iyi yaşıyordu.
Bu bölge tamamen değişti.
Tom tamamen problemin farkında.
Tamamen ailesine bağımlıdır.
Permütasyon sayısı akıllara durgunluk veriyor.
Size gönülden katılıyorum.
Sevgisiz hayat tamamen anlamsızdır.
Sana tamamen katılmıyorum.
Tom, anadan doğma çıplaktı.
Anadan doğma çıplaktı.
Anadan doğma çıplaktı.
Kardan adam ertesi sabah tamamen eridi.
Bir çocuk, olgun bir insan değildir.
Tom söylenilen şeyi tam olarak anlamadı.
Jessie'nin uzun saçı tamamen ıslaktı.
Sen çok haklıydın.
Maalesef bu cümle tamamen anlaşılmaz.
Ben fiziksel olarak bitkinim.
Sonuçları tamamen anladığını sanmıyorum.
John ailesinden tamamen bağımsız olmak istedi.
Tom şu anki aylığından tamamen memnun.
Tom deli.
Bir nevi düşüyor gibiydi, tam bir usta, ortamına tamamen alışık.
Acilde tedavi olduktan sonra, Richard Fitzpatrick iyileştiğini düşünmüştü
Elinizde panzehir var diye paçayı sıyırdığınızı sanmayın.
Eğer çökerse beni ezip geçecektir.
Gece kameralarımız, yeni davranış denilebilecek bir şeyi ortaya çıkarıyor.
Sen gerçekten ümitsizsin.
Babam kırkına geldiği zaman tamamen keldi.