Translation of "Pian" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "Pian" in a sentence and their turkish translations:

- Kirjoita pian!
- Kirjoittakaa pian!

En kısa zamanda bana yaz!

- Tule pian.
- Tulkaa pian.

Yakında gel.

- Lepäämme pian.
- Pian pidetään lepotauko.

Yakında dinleneceğiz.

- Paranenko pian?
- Paranenko minä pian?

Yakında iyileşecek miyim?

- Kuolet pian.
- Sinä kuolet pian.

Yakında öleceksin.

- Palaan pian.
- Tulen pian takaisin.

Hemen geri döneceğim.

- Palaan pian.
- Tulen pian takaisin.
- Minä tulen pian takaisin.

Yakında döneceğim.

Nähdään pian!

Yakında görüşürüz!

Tulossa pian.

Yakında sinemalarda.

Syömme pian.

Birazdan yemek yiyeceğiz.

Puhutaan pian.

Yakında konuşalım.

Palaan pian.

Yakında döneceğim.

Muutan pian.

Yakında taşınacağım.

Parane pian!

Geçmiş olsun!

Ymmärrät pian.

Sen yakında anlayacaksın.

- Otan sinuun yhteyttä pian.
- Otan teihin yhteyttä pian.

Ben kısa sürede sizinle irtibata geçeceğim.

Pian sen jälkeen -

Çok da zaman geçmeden

Ensilumi satoi pian.

İlk kar çok geçmeden geldi.

Totut siihen pian.

Yakında ona alışacaksın.

Pian on sadekausi.

Yağmurlu mevsim yaklaşıyor.

Aurinko laskee pian.

Güneş yakında batacak.

Tulen pian takaisin.

Birazdan döneceğim!

Tarvitsemme sen pian.

Yakında ona ihtiyacımız var.

Tuon pian virvokkeita.

İçeceklerle hemen döneceğim.

Pian saattaa sataa.

Çok geçmeden yağmur yağabilir.

Toivottavasti nähdään pian.

Yakında görüşürüz umarım.

Saapuisipa Tom pian.

Keşke Tom yakında gelse.

Pian on joulu.

Yakında Noel olacak.

Tom tulee pian.

Tom yakında gelecek.

Aloitamme työn pian.

Biz yakında çalışmaya başlayacağız.

Pystyt pian uimaan.

Kısa sürede yüzebileceksin.

Tule pian takaisin.

- Tekrar bekleriz.
- Yakında tekrar gel.

Joulu tulee pian.

Yakında Noel geliyor.

Tulppaanit kukkivat pian.

Laleler yakında çiçek açacaklar.

Lähdetään mahdollisimman pian.

En kısa sürede gidelim.

Pian puhut portugalia.

Yakında Portekizce konuşuyor olacaksın.

Pian tulee pimeä.

Yakında karanlık olacak.

Pian on kevät.

Yakında ilkbahar olacak.

- Tarvitsen sen mahdollisimman pian.
- Mä tarviin sen mahollisimman pian.

- En kısa zamanda ona ihtiyacım var.
- Mümkün olan en kısa zamanda ona ihtiyacım var.

- Kuinka pian voit tehdä sen?
- Kuinka pian sinä voit tehdä sen?
- Kuinka pian voitte tehdä sen?
- Kuinka pian te voitte tehdä sen?

- Bunu en erken ne zaman yapabilirsin?
- Bunu ne zamana yapabilirsin?

Meidän pitää päättää pian.

Pekâlâ, hızlıca bir karar vermeliyiz.

Sinun pitää päättää pian.

Bu sizin kararınız. Ama çabuk olun ve bir karar verin.

T-paitasi kuivuu pian.

Tişörtün birazdan kurur.

Saan sinut pian kiinni.

Kısa sürede sana yetişirim.

Tomi pystynee uida pian.

Tom yakında yüzebilecek.

Hän saapunee kotiin pian.

Yakında eve gelmesi bekleniyor.

Toivon näkeväni sinut pian.

Sizi yakında görebilmeyi umuyorum.

Hänen nimensä unohdetaan pian.

Onun adı yakında unutulacak.

Aika pian tulee kesäloma.

Oldukça yakında yaz tatili olacak.

Luulen tulevani pian takaisin.

Sanırım yakında döneceğim.

Lihan hinta laskee pian.

Etin fiyatı yakında düşecektir.

Ilmoittaudun pian saksan kurssille.

Şu anda bir Almanca kursuna yazılacağım.

Keskusteluiden pitäisi alkaa pian.

Konuşmalar yakında başlaması gerekir.

Sinun pitäisi mennä pian.

Yakında gidiyor olmalısın.

Tapaat Tomin taas pian.

Yakında Tom'u görüyor olacaksın.

Kevät saapuu sinne pian.

Yakında oraya bahar gelecek.

Tule katsomaan minua pian.

Yakında beni görmeye gel.

Koulu alkaa taas pian.

Dersler yakında tekrar başlıyor.

Hän tulee pian takaisin.

O, yakında geri gelecek.

Kello on pian kolme.

Yakında saat üç olacak.

Tavataan taas pian uudestaan.

Kısa sürede tekrar buluşalım.

Kumpa Tomi paranisi pian.

Tom'un yakında iyileşeceğini umuyorum.

Kerroin Tomillle palaavani pian.

Tom'a hemen geride olacağımı söyledim.

Näen sinut hyvin pian.

Çok yakında seni göreceğim.

Joulu on pian läsnä.

Yakında Noel olacak.

Maailman väkiluku kaksinkertaistuu pian.

Dünyanın nüfusu çok geçmeden ikiye katlayacak.

Tämä saattaa muuttua pian.

Bu yakında değişebilir.

Se saattaa muuttua pian.

Bu yakında değişebilir.

Tomista tulee pian isä.

- Tom yakında baba olacak.
- Tom yakında bir baba olacak.

Sotilaat palaavat pian leiriin.

Askerler yakında kampa geri dönecek.

Pystyt pian hiihtämään hyvin.

Yakında iyi şekilde kayak yapabileceksin.

Totut pian asumaan asuntolassa.

Yakında bir yurtta yaşamaya uyum sağlayacaksın.

Onko hän täällä pian?

O yakında burada olacak mı?

Isäni jää pian eläkkeelle.

Babam yakında emekli olacak.

Epäonnistuneet vallankumoukset unohtuvat pian.

Başarılı olmayan devrimler kısa sürede unutulur.

Toivon sinun paranevan pian.

Sana acil şifalar diliyorum.

- Palaan pian.
- Tulen pian takaisin.
- Palaan heti takaisin.
- Tulen heti takaisin.

Hemen döneceğim.

- Palaan pian.
- Tulen pian takaisin.
- Minä palaan pian.
- Minä tulen pian takaisin.
- Tulen nopeasti takaisin.
- Minä tulen nopeasti takaisin.
- Tulen äkkiä takaisin.
- Minä tulen äkkiä takaisin.
- Mää tuun pian takas.
- Mää tuun äkkiä takas.
- Mää tuun nopeesti takas.
- Mää palaan pian.

- Yakında geri döneceğim.
- Yakında dönmüş olurum.

Päätä pian, koska on kylmä.

Karar sizin, ama çabuk olun, hava soğuk!

Pian aurinko ei nouse kuukausiin.

Yakında güneş aylarca yükselmeyecek.

Pian ne alkavat syödä lihaa.

Yakında et yemeye de başlayacaklar.

Toivon, että löydämme hylyn pian.

Umarım o enkazı kısa sürede buluruz.

Pian se jatkoi normaaleja toimiaan,

Bir süre sonra, normal hayatına devam etmeye başladı.

Pian sen jälkeen alkoi sataa.

Kısa süre sonra yağmur yağmaya başladı.

Suuri määrä syntymäpäiväkortteja saapuu pian.

Bir sürü doğum günü kartı yakında gelir.

"Toipuuko hän pian?" "Toivon niin."

"Yakında iyileşecek mi?" " Öyle umuyorum."

Pääsen pian loppuun tämän romaanin.

Yakında bu romanı okumayı bitireceğim.

Väkijoukko kerääntyi pian paloauton ympärille.

Kısa sürede itfaiye arabasının etrafında bir kalabalık toplandı.

Minun pitää herättää Tomi pian.

Tom'u yakında uyandırmalıyım.

Tulen pian takaisin juomienne kanssa.

İçkilerinle hemen döneceğim.

Palaan niin pian kun pystyn.

Elimden geldiğince erken döneceğim.

Palaamme niin pian kuin mahdollista.

Mümkün olduğu kadar kısa sürede döneceğiz.

Muistutin häntä pian kirjoittamaan äidilleen.

Ona yakında annesine yazmayı hatırlattı.