Examples of using "Päin" in a sentence and their turkish translations:
Buraya!
Kırmızı ışıkta geçtin.
Çoraplarını ters giyiyorsun.
- Yüzünü bu tarafa çevir.
- Yüzünü bu yana dön.
Onun sağlığı düzeliyor.
Gömleğinin içi dışına dönmüş.
- Nerelisin?
- Siz nerelisiniz?
- Memleket nere?
Kanada'nın neresindensin?
Evim güneye bakar.
Dosdoğru bize geliyor!
Tom restorandan uzaklaştı.
Avustralya'nın neresindensin?
Güneye doğru.
Tom yüzüme güldü.
Avustralya'da nerede yetiştin?
Protestocular polise taş attı.
O, çoraplarını ters giydi.
O benim yüzüme yalan söyledi.
- Tom geri çekildi.
- Tom geriye adım attı.
- Çoraplarından birini ters giydi.
- Çorabının tekini ters giymişti.
Lütfen patatesleri verir misin?
Ken gömleğini ters giymişti.
Tom Mary'yi Boston'da bir yerde karşılayacak.
- Nerelisin?
- Nereden geliyorsun?
- Bakers'ların nehrin üst tarafında bir çiftliği var.
- Bakers'ların nehrin yukarısında bir çiftlikleri var.
Buralarda birçok insan kamyon sürer.
Bu yüzden lütfen kartlardan birini bana doğru ittiğinizi hayal edin.
Tom geriye adım attı.
Seni yakında bu çevrede görüyor olacağımızı umuyorum.
Tom bir ağaca çarptı.
Bu civarda bir sürü insan Amerikan folk müziğini sever.
Bilgi ana bilgisayardan sizinkine aktarılabilir, ve tam tersi.
Haziran ve temmuz aylarında çok yağmur yağar.
- Nerelisin?
- Nerelisiniz?
Tom geriye bir adım attı.
ama sanırım enkaz dört buçuk kilometre doğuda kalıyor.
Buralarda bir sürü vahşi hayvan var.
O yoluna girecek.
Buraya yakın yaşıyorsun, değil mi?
Tom kapıya çarptıktan sonra alnında büyük bir morluk vardı.
Eğer ikinci dilinden anadiline çeviri yaparsan, bu durumun tersine tercihen, hata yapma olasılığın daha az olur.
Bu berbat.
Öğrenciler öğretmenin kazağını ters giydiğini gördüklerinde alçak sesle güldüler.
Ama bunun sizi yıldırmasın. Vahşi doğa şaşırtıcıdır. Artık hangi yönün batı olduğunu biliyoruz,