Examples of using "Lounasta" in a sentence and their turkish translations:
Öğle yemeği!
- Öğle yemeği yiyorum.
- Ben öğle yemeği yiyorum.
Öğle yemeğini ne zaman yiyorsun?
- Öğle yemeği yiyoruz.
- Biz öğle yemeği yiyoruz.
Bir öğle yemeği getir.
Benimle öğle yemeği yer misin?
Biz burada öğle yemeği yiyoruz.
Aile öğle yemeği yedi.
Öğle yemeği yemedim.
12.30'da öğle yemeğini beraber yiyeceğiz.
Annem bana öğlen yemeği hazırladı.
Birlikte öğle yemeği yemek ister misin?
Bahçede öğle yemeği yiyorlar.
Ben her gün öğle yemeği yaparım.
Hepimiz öğle yemeği yiyoruz.
O öğle yemeği yemeğe başladı.
Biz öğleyin öğle yemeği yedik.
Genellikle ne zaman öğle yemeği yersin?
- Öğle yemeği yiyoruz.
- Biz öğle yemeği yiyoruz.
"Nerede öğle yemeği yedin?" "Bir restoranda."
Öğle yemeğinden önce neredeyse hiçbir şey yemem.
Öğle yemeğinden önce neredeyse hiçbir şey yemem.
Bugün öğle yemeği yapmak zorundayım.
Nerede öğle yemeği yiyeceğimize karar verdin mi?
Öğle yemeği yemediğim için açım.
Öğle yemeğini nerede yiyeceğime karar veremiyorum.
Genellikle büyük bir öğle yemeği yemek için zamanım yok.
Tom burada haftada en az bir kez öğle yemeği yer.
Tom ve Mary, İkea restoranında öğle yemeği yediler.
Biz öğle yemeğini erken yedik.
Kütüphanenin önündeki ağaçların altında öğle yemeklerini yiyen bazı adamlar vardı.
O şimdi öğle yemeği yiyor.
Öğle yemeği yemek için neredeyse yeterli zamanımız yoktu.
Tom onunla öğle yemeği yemek için istekli olduğunu söyledi.
Neden sen ve ben bu gece akşam yemeği yemiyoruz?
Henüz öğle yemeği yemedin mi?
Yarın Tom'la öğle yemeği yemek istedim ama o bana şehir dışında olacağını söyledi.