Examples of using "Ota" in a sentence and their turkish translations:
Al senin olsun.
Benimkini al.
Lütfen bunu al.
Bir içki al.
Lütfen, biraz al.
Eşyalarını al.
Bir kurabiye ye.
Topu at.
İlaçları al.
İlaçları al.
- Birkaç gün izne çık.
- Birkaç günlüğüne izne çık.
- Yakala onu.
- Onu yakalayın.
- Yakala!
- Yakala onu!
- Onu yakala!
Otele taksi tut.
Tom'la ilişki kur.
Parayı sen al.
Lütfen ekmeği maşayla al.
Maskeni çıkar.
Ayakkabılarını çıkar.
Pastadan bir parça al.
Sen bunu al.
Lütfen beni sizinle birlikte götürün.
Şansa bırakmayın.
Rahatla.
Bir öğle yemeği getir.
Bunlardan birini al.
Arabamı al.
Şemsiyeni yanına al.
Kendimi riske atmıyorum.
Kendinize bir içki alın.
- Daha fazla patates cipsi buyurun.
- Patates cipsinden alsana.
Pastaya buyurun lütfen.
Yemeklerden sonra bu ilacı al.
İstediğin kadar çok al.
Lütfen ayakkabılarınızı çıkarın.
Lütfen kek alın.
Al bunu.
Al bunları.
Her şeyi al.
Benim yerimi alıyorsun.
Şapkanı çıkar.
- İlacı iç.
- İlacı için.
- İlacı içiniz.
İlaç al.
- Onu kişisel olarak almayın.
- Kişisel olarak alma.
Hiç şansa bırakma.
Ben gereksiz riskler almam.
İsterseniz fotoğraf çekin.
Ben rüşvet almıyorum.
Lütfen pizza alın.
Kurabiyelere buyurun, Tom.
Yakala!
Lütfen bana mektupla ulaşın.
Lütfen benimle posta yoluyla irtibata geçiniz.
Hadi, uzaktan kumandanızı alın ve bir karar verin.
Hadi, oyun kumandanızı alın ve bir karar verin.
Dokunmatik ekranlı cihazınızı alıp bir karar verin.
Bir fincan daha kahve almaz mısınız?
Lütfen bisküvilere buyurun.
Bir şemsiye al. Muhtemelen yağmur yağacak.
Kimse bizi ciddiye almıyor.
Kimse Tom'u ciddiye almıyor.
İhtiyacınız kadar alın.
Kravatını çıkar.
Onu götürün, lütfen.
Üzgünüm, çek kabul etmiyoruz.
Otur ve bir süre dinlen.
- Sesini kes ve paramı al!
- Kapa çeneni ve paramı al!
- İhtiyaç olursa diye, biraz para al!
- Her ihtimale karşı biraz para al.
Lütfen gömleğini çıkar.
Uzaktan kumandanızı alın ve hemen bir karar verin.
Oyun kumandanızı alın ve hemen bir karar verin.
Uzaktan kumandayı alın ve bir karar verin.
Uzaktan kumandanızı alın ve bir karar verin.
Dokunmatik ekranlı cihazınızı alın ve bir karar verin.
Bu ilacı günde üç kez alın.
Ne istiyorsan al.
- Yönetimi ele geçir.
- Kontrolü ele al.
- Kontrol altına alın.
Tom hâlâ bizi ciddiye almıyor.
- Sakin olun.
- Kendini yorma.
- Buyurun.
- Lütfen rahatına bak.
Burada olduğun zaman benimle temasa geç.
- İstediğin kadar çok şeftali al.
- İstediğin kadar şeftali al.
Her yemekten önce bu ilacı al.
Tom içmez ve araba sürmez.
Hayatını kolaylaştır. Anadillilerden öğüt al.
Çoraplarını çıkar, lütfen.
Onu tut.
Bunu tut.
Lütfen tatlıya buyurun.
Dokunmatik ekranlı cihazınızı alın ve bir karar verin.
Kumandayı alın, bir karar vermelisiniz.
Oyun kumandasını alın. Bir karar vermelisiniz!
Yardıma ihtiyacınız olursa, Profesör Wilson ile özel bir ders alın.
Şimdi yönetimi devralabilirsin.
Elimi tut. Sana bir şey göstereceğim.
Bunun için üç yüz dolardan daha az almayacağım.
Lütfen biraz meyveye buyurun.
Kendini çok ciddiye alma. Başka hiç kimse almıyor.