Translation of "Kuningas" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Kuningas" in a sentence and their turkish translations:

- Kuningas tulee.
- Se kuningas tulee.

Kral geliyor.

Kauan eläköön kuningas!

- Kralımız çok yaşa!
- Kralım çok yaşa!

Kuningas väärinkäytti valtaansa.

- Kral gücünü kötüye kullandı.
- Kral otoritesini kötüye kullandı.
- Kral, iktidarını abuze etti.

Kuningas hallitsi saarta.

Kral, adanın üzerinde hükümranlık kurdu.

- Kun kasvan isoksi, haluan olla kuningas.
- Isona haluan olla kuningas.

Büyüyünce bir kral olmak istiyorum.

Leijona on eläinten kuningas.

Aslan hayvanların kralıdır.

Leijona on viidakon kuningas.

Aslan ormanın kralıdır.

Hän oli hyvä kuningas.

O, iyi bir kraldı.

Hän elää kuin kuningas.

O bir kral gibi yaşar.

Mordred petti kuningas Arthurin.

Mordred, Kral Arthur'a ihanet etti.

Olipa kerran julma kuningas.

Bir zamanlar, bir zalim kral yaşarmış.

Olipa kerran ilkeä kuningas Englannissa.

Bir zamanlar İngiltere'de çok kötü bir kral yaşarmış.

Kuningas määräsi kansalaisille kovat verot.

Kral, halka ağır vergiler koydu.

Kuningas oli aluksi häneen tyytyväinen.

Kral ilk başta ondan memnundu.

Tämä on kuningas Juhanan neljäs hallintovuosi.

Bu, Kral John'un saltanatının dördüncü yılı.

Kuningas Yrjö otti siirtokunnan haltuunsa 1752.

Kral George 1752'de koloninin kontrolünü aldı.

Olipa kerran kuningas, jolla oli kolme tytärtä.

- Bir zamanlar üç kızı olan bir kral yaşıyordu.
- Bir zamanlar üç kızı olan bir kral vardı.

Olipa kerran kuningas, jolla oli kaunis tytär.

Bir zamanlar güzel bir kızı olan bir kral vardı.

On suuri kunnia saada kuningas vierailulle kaupunkiimme.

Kralın şehrimizi ziyaret etmesi büyük bir onur.

Oliko Englannin kuningas James I oikeasti homo?

İngiltere Kralı I. James gerçekten eşcinsel miydi?

Kauan kauan sitten asui vanha kuningas pienellä saarella.

Uzun zaman önce, küçük bir adada yaşlı bir kral yaşarmış.

Kuningas uskoo ja toivoo alamaistensa kannattavan häntä ainiaan.

Kral, insanlarının ona gösterdikleri aşkın sonsuza kadar süreceğini umut ediyor ve inanıyor.

Olipa kerran kuningas, jolla oli kolme kaunista tytärtä.

Bir zamanlar üç güzel kızı olan bir kral vardı.