Translation of "Eläinten" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Eläinten" in a sentence and their turkish translations:

Eläinten polut näkyvät tuolla.

Bakın, oradaki hayvan izlerini görebilirsiniz.

Leijona on eläinten kuningas.

Aslan hayvanların kralıdır.

Ja seuraamme näitä eläinten polkuja?

hayvan izlerini mi izleyeceğiz?

Eläinten elämiin sotkeutuminen ylittää rajan.

Hayvanların hayatına karışınca çizgiyi aşmış oluyorsun.

Noiden eläinten käytös on mieletöntä.

Şu hayvanların davranışı saçmadır.

Tom tykkää katsoa eläinten kuvia.

Tom hayvanların resimlerine bakmaktan hoşlanır.

Se on pimeään kätkeytyneiden eläinten kommunikointia.

Karanlıkta iletişim kuran gizli hayvanların çağrıları bunlar.

Tarjoaa täydellisen ympäristön eläinten luonnolliseen elämään.

hayvanların vahşi yaşamlarına dönmeleri için mükemmel bir ortam sağlıyor.

Millä kielellä haluat nähdä eläinten nimet?

Hangi dilde hayvanların adlarını görmek istiyorsun?

Työskenneltyään näiden eläinten kanssa melkein 30 vuotta -

Bu kadim hayvanlarla neredeyse 30 yıl çalışmış

Menestyäkseen kaupungissa - eläinten on opittava kulkemaan kaduilla -

Şehirde başarılı olmak için... ...hayvanların caddelerde dolaşmayı öğrenmesi gerekir.

Se näkee maiseman ja sen sisältämien eläinten lämpöjäljen.

Bu kamera, arazinin yaydığı ısı enerjisini tespit eder. Tabii hayvanlarınkini de.

Nämä kasvatetut eläimet kuljetetaan elävien eläinten torille myytäväksi.

Bütün bunlara rağmen bu hayvanlar kâr için canlı hayvan pazarlarına gönderiliyordu.

Mielestäsi meidän pitäisi seurata eläinten polkuja ja etsiä vettä.

Demek izleri takip edip suyumuzu tazelememiz gerektiğini düşünüyorsunuz?

Monien eläinten tavoin niiden onni on linkittynyt erottamasti kuun vaiheisiin.

Pek çok hayvan gibi çitaların talihi de Ay'ın evreleriyle ayrılmaz şekilde iç içe geçmiş durumda.

Hän nauttii hirtehisistä aktiviteeteistä, kuten eläinten leikkelystä ja ihmisten varjostamisesta öisillä kaduilla.

O, hayvan cesetlerini parçalayarak incelemek ve geceleri sokaklarda insanları gizlice takip etmek gibi korkunç aktivitelerle uğraşmaktan hoşlanır.

Ja huolehdin perheeni ja lapseni puolesta. En ollut koskaan ollut tunteellinen eläinten suhteen.

Ailen ve çocuğun için endişeleniyorsun. Daha öncesinde hayvanlara karşı aşırı duygusal davranan biri değildim.