Examples of using "Juomaan" in a sentence and their turkish translations:
İçki içmeye gidelim.
Benim gibi ol ve bir kadeh şarap iç.
Ben kahve içeceğim.
Tom sık sık Mary ile içmeye gider mi?
Sonunda aramızdan bazıları bira içti, bazıları da hapse girdi.
Bakın, işte. Su içmek için buraya geldiği kesin.
Akşam yemeğine ihtiyacım yok. Toplantıdan sonra içkiler için dışarı çıkıyorum.
Bu su içilebilir mi?