Translation of "Yumi" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Yumi" in a sentence and their turkish translations:

- Yumi speaks English very well.
- Yumi speaks very good English.

Yumi çok iyi İngilizce konuşur.

I dreamed about Yumi.

Ben Yumi'yi rüyamda gördüm.

Yumi went there alone.

- Yumi oraya yalnız gitti.
- Yumi oraya tek başına gitti.

Yumi has many books.

- Yumi birçok kitabı vardır.
- Yumi'nin birçok kitabı var.

Yumi studies English hard.

Yumi İngilizceyi sıkı çalışır.

Yumi has much money now.

Yumi'nin şimdi çok parası var.

Yumi is happy, isn't she?

Yumi mutlu, değil mi?

Yumi studied English last night.

Yumi dün gece İngilizce çalıştı.

Yumi speaks very good English.

Yumi çok iyi İngilizce konuşur.

Yumi will not play tennis.

Yumi tenis oynamayacak.

Yumi went there by herself.

Yumi oraya kendi gitti.

Yumi will become a teacher.

- Yumi öğretmen olacak.
- Yumi bir öğretmen olacak.

Yumi plays tennis on Sunday.

Yumi pazar günü tenis oynamaktadır.

Jane swims better than Yumi.

Jane Yumi'den daha iyi yüzer.

Yumi speaks English very well.

Yumi çok iyi İngilizce konuşur.

Yumi is studying English intensively.

- Yumi yoğun biçimde İngilizce eğitimi alıyor.
- Yumi yoğun biçimde İngilizce çalışıyor.

Who runs faster, Yumi or Keiko?

Kim daha hızlı koşar, Yumi'mi yoksa Keiko mu?

Yumi is good at playing tennis.

Yumi tenis oynamada iyidir.

I saw Yumi in my dream.

Rüyamda Yumi'yi gördüm.

Mike had fun talking to Yumi.

Mike Yumi ile konuşurken eğlendi.

Yumi keeps getting better at Korean.

Yumi'nin Korecesi gittikçe daha iyi oluyor.

This desk is used by Yumi.

Bu masa Yumi tarafından kullanılır.

I invited Ken, Bill and Yumi.

Ken, Bill ve Yumi'yi davet ettim.

I think that Yumi is sick.

Sanırım Yumi hasta.

Yumi is one of my friends.

- Yumi arkadaşlarımdan biridir.
- Yumi benim arkadaşlarımdan biridir.

Yumi can't finish it in a day.

Yumi onu bir günde bitiremez.

I was watching TV when Yumi came.

Yumi geldiğinde televizyon izliyordum.

Yumi has a lot of money now.

Yumi'nin şimdi çok parası var.

Yumi will use this camera tomorrow afternoon.

- Yumi bu kamerayı yarın öğleden sonra kullanacak.
- Yumi yarın öğleden sonra bu kamerayı kullanacak.

Ken went to the park to meet Yumi.

Ken Yumi'yi karşılamak için parka gitti.

Mike had a good time talking to Yumi.

Mike Yumi ile konuşarak eğlendi.

Yumi went to the park to play tennis.

Yumi tenis oynamak için parka gitti.

Who can speak English better, Yoko or Yumi?

Kim daha iyi İngilizce konuşabilir, Yoko mu yoksa Yumi mi?

Yumi goes to the park to play tennis.

Yumi tenis oynamak için parka gider.

It was pleasant for Mike to talk to Yumi.

Mike'ın Yumi ile konuşması keyifliydi.

Yumi and Emi were studying for their English test.

Yumi ve Emi İngilizce testi için çalışıyorlar.

Yumi Ishiyama is the oldest member of Team Lyoko.

- Yumi Ishiyama, Lyoko takımının en yaşlı üyesidir.
- Yumi Ishiyama Lyoko Takımı'nın en eski üyesidir.

Yumi is leaving for Osaka the day after tomorrow.

Öbür gün Yumi Osaka'ya hareket ediyor.

Yumi got up early to listen to the English program.

Yumi İngilizce programını dinlemek için erken kalktı.

It is impossible for Yumi to finish it in a day.

Yumi'nin onu bir günde bitirmesi imkansız.