Examples of using "Yelled" in a sentence and their turkish translations:
O bağırdı.
Onlar bağırdı.
Ben bağırdım.
Kim bağırdı?
Tom bağırdı.
Yanni bağırdı.
Tom "Hayır!" diye bağırdı.
Mary "Hayııır!" diye bağırdı.
Tom, Mary'ye bağırdı.
- Ben yardım için bağırdım.
- Yardım çığlığı attım.
O, ona bağırdı.
Ona bağırdım.
O ona bağırdı.
O, acıyla bağırdı.
Biri yardım için bağırdı.
Tom herkese bağırdı.
Tom'a bağırdım.
Tom Mary'nin adını bağırdı.
Tom bana bağırdı.
Yardım çığlığı attı.
- Tom Fransızca bir şeyler bağırdı.
- Tom Fransızca bir şey bağırdı.
- Tom bağırarak müzikten sesini duyurmaya çalıştı.
- Tom müziği bastırmak için bağırdı.
Tom gerçekten bana bağırdi.
Tom annesine bağırdı.
Az daha Tom'a bağıracaktım.
Tom'un annesi ona bağırdı.
Sana bağırdığım için üzgünüm.
Tom'a bağırdığım için üzgünüm.
Tom Mary'nin ona bağırdığını söyledi.
Tom Mary'ye hiç bağırmadı.
Tom'a bağırmamalıydım.
Tom Mary'ye Fransızca bağırdı.
Bağıran kişi ben değildim.
Onlara bağırdığım için üzgünüm.
Ona bağırdığım için üzgünüm.
Ona bağırdığım için üzgünüm.
Sana bağırmamalıydım.
Onlara bağırmamalıydım.
Ona bağırmamalıydım.
Ben ona bağırmamalıydım.
Tom antrenörlerin yaptığı şekilde bağırdı.
Dün sana bağırdığım için üzgünüm.
Ama eğer Abby'ye bağırsaydım
Dikkatli olması için ona seslendik.
Bağırılacak mıyım?
Tom ve Mary birbirlerine seslendiler.
Ben pencereden Mary'ye bağırdım.
Tom sebepsiz yere bağırdı bana.
Ben bağrılmaya alışkın değilim.
Dikkatli olması için ona bağırdık.
Fadıl sessiz kalması için Dania'ya bağırdı.
Tom elinden geldiği kadar yüksek sesle bağırdı.
Tom ve ben birbirimize bağırdık.
Tom sinirlendi ve Mary'ye bağırdı.
Tom bağırarak iyi olduğu cevabını verdi.
Sessiz olmaları için çocuklara bağırdı.
O, yardım için bağırdı.
O, bir gol attığında, kalabalık bağırdı.
O, askerlere bir emir bağırdı.
Tom, Mary'ye bağırdı.
Tom herkesin duyması için yeterince yüksek sesle bağırdı.
Tom acı içinde bağırdı.
Annem öfkelendi ve bana bağırdı.
Polis memuru Tom'a durması için bağırdı.
Tom yardım için bağırdı.
Yardım için çığlık attım.
ve yanında oturan kişiye bağırmıştı.
Mary'ye ilk kez bağırdım.
Tom anlayamadığım Fransızca bir şey seslendi.
O panikteydi ve anlaşılamayan bir şey bağırdı.
Annene bağıran kişi ben değilim.
Tom ona kadar saydı sonra Mary'ye seslendi.
Tom daha önce hiç Mary'ye öyle bağırmadı.
Eskiden telefonu meşgul ettiğim için bana bağırırlardı.
Tom bir bardak sütünü dökerken Mary "Hayıır!" diye bağırdı.
Polis: "Ellerini havaya kaldır!" diye bağırdı.
Tom mikrofonu kaptı ve bağırdı "toplantı salonu yanıyor!"
Tom bağırdığında kapı komşu pencereden dışarı baktı.
Tom'un annesi "defalarca müziği kıs!" diye bağırdı.
Ona yanlışlıkla bağırdım ve kendimi gerçekten kötü hissettim.
çok yüksek sesli müzik dinlerlerdi, ağlarlardı ve bağırıp çağırırlardı.
Zirveye vardığımızda hepimiz çığlık attık.
Tom tam suya dalmadan önce Fransızca bir şey bağırdı.
O, yardım için bağırdı.
Polis silahını Tom'a doğrulttu ve "öyle kal." dedi.
Onu omuzlarından tutarak, onu salladı ve bağırdı, "Kendine hakim ol!"
Tom yardım için bağırdı, ama kimse onu duymadı.
Tom artık ipi tutamadığını bağırdı ve sonra bıraktı.