Examples of using "Weaken" in a sentence and their turkish translations:
Kemikleri ve kasları zayıflıyor
Hatam, özgüvenimi zayıflatmadı.
Bu evin temeli, zayıflamaya başlıyor.
Birleşik Devletlerin Irak'ı zayıflatmak için on yıllık bir ambargoya ihtiyacı vardı.