Translation of "Violated" in Turkish

You've violated our trust.

Güvenimizi ihlal ettin.

Tom violated his parole.

Tom şartlı tahliyeyi ihlal etti.

Tom's rights were violated.

Tom'un hakları ihlal edildi.

He violated a law.

O bir yasayı ihlal etti.

I felt so violated.

Çok ihlal edilmiş hissettim.

My rights were violated.

Haklarım ihlal edildi.

Sami violated his son.

Sami oğluna şiddet uyguluyordu.

Tom violated some rules.

Tom bazı kuralları ihlal etti.

While other communities are violated.

her zaman adaleti sağlamıyor.

Tom violated the restraining order.

Tom yasaklama emrini ihlal etti.

Tom hasn't violated his contract.

Tom sözleşmesini bozmadı.

No individual's rights were violated.

Hiçbir bireyin hakları ihlal edilmedi.

Our laws have been violated.

Yasalarımız ihlal edildi.

Sami violated the restraining order.

Sami yasaklama emrini ihlal etti.

Bush never violated the Geneva Convention.

Bush Cenevre Sözleşmesi'ni asla ihlal etmedi.

Dan violated his parole three times.

Dan şartlı tahliyesini üç kez ihlal etti.

I feel violated a little bit.

Birazcık ihlal hissediyorum.

Tom has violated his parole three times.

Tom üç kez şartlı tahliyeyi ihlal etti.

Fadil violated the terms of his release.

Fadıl serbest bırakılma koşullarını ihlal etti.

The depiction violated a company's registered trademark.

Betimleme, bir şirketin tescilli ticari markasını ihlal etti.

Sami violated the terms of his release.

Sami serbest bırakılma şartlarını ihlal etti.

He was accused of having violated the law.

Yasayı çiğnemiş olmakla suçlandı.

They believed it violated the laws of God.

Onun, Allah'ın yasalarını ihlal ettiğine inanıyorlardı.

This violated the rules of the police department.

Bu, polis departmanı kurallarını ihlal etti.

Sami violated the terms of the service agreement.

Sami hizmet anlaşmasının şartlarını ihlal etti.

Sami violated the terms of his parole again.

Sami tekrar şartlı tahliye şartlarını ihlal etti.

- Tom has welshed on the agreement.
- Tom has violated the treaty.

Tom anlaşma şartlarına uymadı.

The driver violated the traffic rules; as a result, he was fined.

Sürücü trafik kurallarını çiğnedi, sonuç olarak da cezalandırıldı.

We sued the insurance company because it violated the terms of our policy.

Biz sigorta şirketine poliçemizin şartlarını ihlal ettiği için dava açtık.