Examples of using "Vain" in a sentence and their turkish translations:
Ben çok kibirliyim.
O tembel ve faydasız.
Sen kendini beğenmişsin.
- Tom boşuna bekledi.
- Tom boş yere bekledi.
- Tom boşu boşuna bekledi.
- Tom haybeye bekledi.
Tom'un kendini beğenmiş olduğunu düşünüyorum.
Tom boşa ölmedi.
Boş yere doldurdunuz
Çabaları boşunaydı.
Tom boşuna ölmedi.
- Boşuna ölmedin.
- Boşu boşuna ölmedin.
Tom boş, değil mi?
Onun hareketleri boşunaydı.
Hepsi boşunaydı!
Her çaba boşa çıktı.
Bütün yardım boşuna.
O boş yere ölmemiş.
Tom boşuna bekliyor.
Bütün umutlar boşuna.
Bütün acelemiz boşunaydı.
Onların bütün çabaları boşunaydı.
Sizin kurban boşuna değildi.
O tekrar denedi ama boşuna.
İyi eylemler asla boşuna değildirler.
Bütün çabalarım boşunaydı.
Ölümün boşuna değildi.
Tüm çabaların boşunaydı.
Sence Tom kibirli mi?
Tüm çabalarımız boşunaydı.
Tüm çabalarımız boşunaydı.
O, boşuna can vermedi.
Biz bu işi boşuna yaptık.
Olga, Vera'yı boşuna bekledi.
Boşuna gelmişim.
Onu memnun etmek için boşuna çalıştı.
Ağlamamak için boş yere çabaladı.
Karşı çıktık, ama boşunaydı.
Onu açmak için boşuna uğraştım.
Boş yere sigarayı bırakmayı denedi.
Boşuna onu ikna etmeye çalıştım.
O bunu tekrar denedi, ama boşuna.
Onu boşuna kandırmaya çalıştım.
Onun fedakarlığı boşuna olmayacak.
Senin oğlun boş yere ölmedi.
John sorunu çözmek için boşuna uğraştı.
O boş yere kutuyu açmaya çalıştı.
Dick o problemi çözmek için boşuna çalıştı.
Dick o problemi çözmek için boşuna çalıştı.
Korkusunu boşuna gizlemeye çalıştı.
Onu ikna etmeye çalıştım ama boşuna.
O boşuna sorunu çözmeye çalıştı.
Tom'a moral vermek için boşuna uğraştık.
Tom boş yere acısını gizlemeye çalıştı.
Tom boşuna hayatını feda ederdi.
Boş yere tanığa rüşvet vermeye yeltendiler.
En azından o boş yere ölmedi.
Sami'nin, saldırganını takip etmesi boşunaydı.
Boş yere hastane koridorlarını artık işgal etmeyelim
Çocuk kıyıya ulaşmak için boşuna çabaladı.
Kilitli kapıyı açmayı boş yere denedi.
Ben onunla boşuna dost kalmaya çalıştım.
O sigarayı bırakmaya çalıştı ama nafile.
Bizim kayıp köpek yavrusunu aradık fakat boşuna.
Meğer boş yere ümitlenmişiz.
Çok fazla insan değerli vaktini boşa harcar.
O bütün gece çalışmayı denedi, ama nafile.
Asiler boş yere denizaltıyı batırmaya çalıştılar.
Karısını mutlu etmeye çalıştı fakat boş yere.
Dikkatini dağıtmaya çalıştım, ama boşuna oldu.
Biz köpek yavrusunu aradık ama boşunaydı.
O, karısını mutlu etmeye çalıştı ama boşuna.
Boş yere onun düşüncesini değiştirmeye çalıştık.
Hiçbir şey birinin boşuna yaptığı şey kadar pahalı değildir.
Hiçbir şey birinin boşa yaptığı kadar sevilen değildir.
O, onun masumiyeti ile ilgili onları boşuna ikna etmeye çalıştı.
Askerlerimizin boşuna öldüğünü nasıl söyleyebilirsin?
Tom boşuna ölmedi. O bir kahramandı.
Sami, Mısır'daki çocuklarını aradı ama boşunaydı.
Biz beş dakika kapıyı çaldık, ama nafile.
Sizin iç geçirmeniz boşuna - Ben sizin fantezinizi yerine getirmeyeceğim.
Sen boşuna af diliyorsun; senin hareketin affedilemez.
Oğlunuz boşuna ölmedi. O bir kahraman olarak öldü.
Dick bu sorunu çözmeye çalıştı ama yapamadı.
Onların hararetli tartışmaya bir son vermek için boşuna uğraştı.
Ben onu bir daha sigara içmemesi için boş yere ikna etmeye çalıştım.
Doktorun tüm çabaları boşunaydı ve adam çok geçmeden öldü.
Tom Mary'yi sanat okuluna gitmesi için boş yere ikna etmeye çalıştı.
Tom kendini beğenmiş.
Teşekkür etmemi bekliyorsan boşuna geldin.
O boşuna onlardan büyük bir meblağ para ödünç almaya çalıştı.
Onlardan boşuna büyük bir miktarda ödünç para almaya çalıştı.
Senin oğlun boş yere ölmedi. O, ülkesi için savaşırken öldü.