Translation of "Twenty" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Twenty" in a sentence and their turkish translations:

- Muiriel's twenty.
- Muiriel is twenty years old.

Muiriel yirmi yaşında.

I'm twenty-five.

Yirmi beş yaşındayım.

When he was twenty-one and twenty more infected

O yirmi bir yirmi daha bulaştırdığı zaman

- Four times five is twenty.
- Five fours are twenty.

Dört çarpı beş yirmidir.

Our class has twenty-five boys and twenty girls.

Sınıfımızda yirmi beş erkek ve yirmi kız var.

- Let's order twenty kebabs!
- Let's order twenty shish kebabs!

Yirmi şiş kebap ısmarlayalım.

The vote was twenty-eight for and twenty against.

Oy yirmi sekiz lehte ve yirmi aleyhteydi.

Her glasses let her see with twenty-twenty vision.

- Gözlükleri sayesinde çok net görüyor.
- Gözlükleri ona çok net bir görüş sağlıyor.

Twenty-six percent for methane and twenty-three percent for

metan için yüzde yirmi altı ve nitrolar

Twenty-five hundred people,

2500 kişi,

Muriel just turned twenty.

Muriel henüz yirmi yaşına girdi.

She is over twenty.

O yirminin üzerinde.

Let's order twenty kebabs!

Yirmi tane kebap ısmarlayalım!

Muiriel has turned twenty.

Muiriel yirmi yaşına girdi.

It's twenty past six.

Saat 6.20.

Let's play twenty questions.

Yirmi soru oynayalım.

She has twenty children.

Onun yirmi çocuğu var.

He has twenty children.

- Onun yirmi çocuğu var.
- O 20 çocuğa sahiptir.
- Yirmi çocuğu var.

It has twenty children.

Onun yirmi çocuğu var.

Twenty years already passed.

Yirmi yıl zaten geçti.

Twenty families live here.

Burada yirmi aile yaşar.

Tom did twenty pushups.

Tom yirmi şınav yaptı.

- He is twenty-four years old.
- He's twenty-four years old.

O, yirmi dört yaşında.

- I cover twenty miles a day.
- I walk twenty miles a day.

Günde yirmi mil yürürüm.

Twenty million free-tailed bats.

20 milyon kuyruklu yarasa.

It was about twenty dollars.

O yaklaşık yirmi dolardı.

Twenty teams entered the tournament.

Turnuvaya yirmi takım girdi.

She could pass for twenty.

O yirmi olarak kabul edildi.

She walked twenty miles daily.

O her gün yirmi kilometre yürüdü.

She has just turned twenty.

O henüz yirmiye girdi.

Laurie is twenty years old.

Laurie yirmi yaşındadır.

Muiriel is twenty years old.

Muiriel yirmi yaşındadır.

The sunglasses cost twenty euros.

Güneş gözlüğünün maliyeti yirmi pound.

Your share is twenty dollars.

Senin hissen yirmi dolar.

I need twenty-four hours.

Yirmi dört saate ihtiyacım var.

Don't trust anyone over twenty.

Yirminin üzerinde kimseye inanma.

Three cubed is twenty-seven.

- 3'ün küpü 27'dir.
- 3 üzeri 3 27 yapar.

Twenty is a beautiful age.

Yirmi, güzel bir yaştır.

The troops advanced twenty miles.

Askerler yirmi mil ilerledi.

She cannot be over twenty.

O, yirminin üzerinde olamaz.

Four plus sixteen equals twenty.

Dört artı on altı yirmiye eşittir.

Twenty people attended the party.

Yirmi kişi partiye katıldı.

Muriel is twenty years old.

Muriel yirmi yaşında.

About twenty people were injured.

Yaklaşık yirmi kişi yaralandı.

She is twenty years old.

O yirmi yaşında.

Tom is twenty minutes early.

Tom yirmi dakika erken geldi.

The building has twenty floors.

Bina yirmi katlıdır.

I'm twenty-seven years old.

Yirmi yedi yaşındayım.

It lasted for twenty years.

O yirmi yıl sürdü.

Three cubed makes twenty-seven.

- 3'ün küpü 27'dir.
- Üçün kübü yirmi yedi yapar.
- 3 üzeri 3 27 yapar.

That store employs twenty clerks.

O mağaza 20 tane satış elemanı çalıştırır.

I'm twenty three-years old.

Ben yirmi üç yaşındayım.

Twenty railroads were closed down.

Yirmi demir yolu kapatıldı.

I am twenty years old.

Ben yirmi yaşındayım.

Fadil owned twenty million dollars.

Fadıl'ın yirmi milyon doları vardı.

Sami died at just twenty.

Sami henüz yirmi yaşındayken öldü.

Can you break this twenty?

Şu yirmiliği bozabilir misin?

I sneezed about twenty times.

Yaklaşık yirmi kez hapşırdım.

This year is twenty eleven.

Bu yıl 2011.

- A day has twenty-four hours.
- There are twenty-four hours in a day.

Bir gün yirmi dört saattir.

Twenty people perished in the blaze.

Yangında yirmi kişi can verdi.

The building is twenty stories high.

Bina yirmi kat yüksekliğinde.

I'll call back in twenty minutes.

Yirmi dakika içinde tekrar arayacağım.

Twenty years is a long time.

Yirmi yıl uzun bir süre.

It is twenty minutes past ten.

Saat onu yirmi geçiyor.

She walked twenty miles a day.

Bir günde yirmi mil yürüdü.

We need twenty eggs all told.

Toplam olarak yirmi yumurtaya ihtiyacımız var.

He smokes twenty cigarettes a day.

O bir günde yirmi sigara içer.

He earns twenty dollars a day.

O, günde 20 dolar kazanır.

You still owe me twenty bucks.

Bana hala yirmi dolar borçlusun.

She covered twenty miles a day.

Günde yirmi mil kapladı.

More than twenty boys went there.

Yirmiden fazla erkek çocuğu oraya gitti.

His ranch covers twenty square miles.

Onun çiftliği yirmi mil karedir.

Five times five is twenty-five.

Beş kere beş yirmi beştir.

I'm not twenty years old yet.

Henüz 20 yaşında değilim.

Spanish is spoken in twenty countries.

- Yirmi ülkede İspanyolca konuşulur.
- İspanyolca yirmi ülkede konuşulur.

The cat is twenty days old.

Kedi yirmi günlüktür.

There is a twenty minute delay.

Yirmi dakikalık bir gecikme var.

I'll be back in twenty minutes.

Yirmi dakika içinde döneceğim.

Twenty people died in a fire.

Bir yangında yirmi kişi öldü.

He wrote this novel at twenty.

O, bu romanı yirmi yaşında yazdı.

We'll be back in twenty minutes.

Biz yirmi dakika içinde dönüyor olacağız.

Twenty sparrowhawks flee before an owl.

Yirmi atmaca bir baykuşun önünde kaçtı.

Muiriel is already twenty years old.

Muiriel zaten yirmi yaşında.