Examples of using "Trash" in a sentence and their turkish translations:
Çöp çöpe aittir.
Bu saçma.
Yazdığım bu kitap tamamen çöp, ama çöp satıyor.
Tom çöpü boşalttı.
Pazartesi çöp günüdür.
Çöpünü al.
Tom çöp döküyordu.
Çöpü yaktım.
Dan küfürlü konuşuyordu.
Buraya çöp atmayın.
Çöpünü başka yere götür.
Ben çöpü boşalttım.
Sami çöp torbaları satın aldı.
Tom'un bir çöp sıkıştırıcısı var.
O, çöpü verdi.
Çöpü dışarı çıkardık.
Lütfen çöpü dışarı çıkarın.
Çöp kutusu boştu.
Tom, çöp tenekesini tekmeledi.
Yerde çöp var.
Tom çöpü çıkardı.
Çöp öğütücüsü dolu.
Çöpü dışarı çıkardım.
Sami çöp poşetlerini çıkardı.
çöp koy kokmasın
bir önceki hükümet tarafından yapılan çoğu politikanın lağvedilmesi anlamına gelir.
Çöpü çıkardın mı?
Yarın çöp günü.
Tom onu çöpe attı.
Bu gazetecilik değil; bu çöp.
Sen çöp kutularını çıkardın.
Tom tüm çöp tenekelerini kontrol etti.
Burada çok fazla çöp var.
Ben zaten çöpü dışarı attım.
Bunu çöp kutusuna atın.
Çöpü çıkarır mısın?
Kafan bir çöp kutusu değildir.
- Ne olduğunu biliyor musun? Çöp.
- Sen ne olduğunu biliyor musun? Beş para etmezin teki!
Tom'a çöpü döktüreceğim.
İnsanlar buradan beş para etmez görünüyor.
Tom'un köpeği bizim çöp tenekesini devirdi.
Bir adamın çöpü başka bir adamın hazinesidir.
Tom Mary'nin mektubunu çöpe attı.
Dan bir çöp poşetiyle Linda'yı boğarak öldürdü.
Burada çöp yakmamalıydın.
Çöp sıkıştırıcısı satın almak istiyorum.
Çöpü dışarıya çıkar.
Bu çöpü buradan çıkarabilir misin?
Tom boş bardağı çöpe attı.
Tom soda tenekesini çöpe attı.
Bu evdeki tüm çöpe bak!
Patlayıcılar bir çöp kutusunun içine saklanmıştı.
Tom çöpü nerede yakacağını bilmiyordu.
Çöpü çıkarmak için benim sıram.
Bu gece çöpü dışarı almam gerekiyor.
Fadıl, Dania'nın cesedini bir çöp kutusuna doldurdu.
Küçük kedi çöplükte oturuyor.
Tom her gün çöpü saat altıda dışarı çıkarır.
Tom çöp tenekesine kapağı geri koydu.
Pahalı bir bıçağı yanlışlıkla çöpe attım.
Bu sabah çöpü çıkarmayı unuttun.
O, bodrumda büyük bir çöp tenekesi buldu.
Çöpleri çıkarmayı unutmuş gibi görünüyor.
Tom her gün saat altıda çöpü dışarı götürür.
Tom çöp tenekesine yarım yenmiş sandviçi attı.
Aç kedi çöpü mutfağın her yerine saçtı.
Tom çöpü çıkardı.
Giderken çöpünüzü yanınızda götürün.
Yanni'nin evi çöp dolu ve küf kokuyor.
Ne derler bilirsiniz, birinin çöpü başkasının hazinesidir.
Onlar çöpü dışarıya taşımak için kimin sırası olduğu hakkında tartıştılar.
Çöpü dışarıya götür.
Tom çöp kutusuna uzandı ve buruşuk bir mektup çıkardı.
Nehrin uzak kıyısında bir sürü çöp var.
Çöpleri eve çok yakın yakmak iyi bir fikir değildi.
Çöpe attıklarım artık işe yaramayacak şeyler.
ben de eve gideceğim ve yeni bir çöp kutusu alacağım.
- Tom bir cahil.
- Tom Amerikan kırosu.
- Tom bir Amerikan çomarı.
Ben sadece bulaşıkları yıkadım ve şimdi çöpü dışarı almak zorundayım.
O kazağı nereden aldın? Salvation Army veya çöpten mi?
Yazdığım saçma kitap beni zengin yaparken iyi kitaplarım zar zor bir şeyler sattı.
çünkü ABD'nin en zengin kasabalarının birindeki çöplüklerde büyüdüm.
Çöpü dökmesini ona üç defa rica ettim ama o hala bunu yapmadı!
Geçmişe bakıldığında, çöplerimizi evlerimize çok yakın yakmamamız gerektiği apaçık ortadadır.
Çöpü zaten dışarı çıkardım.
Çöpü dışarı çıkardın mı?
Okulda dört çöp kutusu vardır: kağıt için bir, plastik için bir ve cam ve metal için iki tane daha.
Polis cinayetlerin bulunduğu yere yakın bir çöp kutusunda ezilmiş iki cep telefonu buldu ve onların içerdikleri veriyi kullanmaya çalışıyor.
Çapulcular bütün camları kırıp çöp konteynerlerini devirdi.