Translation of "Pick" in Turkish

Good pick!

İyi seçim!

- Pick it up.
- Take it.
- Grab that.
- Pick him up.
- Pick that up.

Onu al.

- Don't pick your nose.
- Don't pick your nose!
- Do not pick your nose!

- Burnunuzu karıştırmayın.
- Burnunu karıştırma.

- Let's pick Tom up.
- Let's pick up Tom.

Tom'u alalım.

- Let's pick him up.
- Let's pick her up.

Onu alalım.

Let's pick nits.

Bit yumurtalarını ayıklayalım.

Pick him up.

Onu al.

Take your pick.

Kürdanınızı alın.

Pick a date.

Bir tarih seç.

Pick a number.

Bir numara seç.

Pick a weapon.

Bir silah seç.

Pick it up.

Onu al.

Pick a card.

Bir kart seç.

Pick any card.

Rastgele bir kart seç.

Pick something better.

Daha iyi bir şey seç.

Just pick one.

- Seç bir tane.
- Seç birini.

Pick your battles.

Savaşlarını seç.

Pick a color.

Bir renk seç.

Pick that up.

Onu al.

- I'll pick Tom up.
- I will pick Tom up.

Tom'u alacağım.

- Don't pick your nose.
- Do not pick your nose!

Burnunu karıştırma!

- I'll pick him up later.
- I'll pick her up later.

Onu daha sonra alacağım.

If you want to pick on somebody, pick on me.

Birine sataşmak istiyorsan, bana sataş.

Don't pick at me.

Bana karışmayın.

Pick your favorite bat.

Favori raketini seç.

Pick up your briefcase.

Çantanızı alın.

Pick anything you like.

Sevdiğin bir şeyi al.

I never pick fights.

Asla çıngar çıkarmam.

Pick up your trash.

Çöpünü al.

Just take your pick.

- Birini seç.
- Seç bakalım.

Pick up the gun.

Silahı al.

Pick up the knife.

Bıçağı al.

Come pick me up.

Beni almaya gel.

Pick up the phone.

Telefonu al.

Don't pick it up.

Onu alma.

I didn't pick anything.

Ben bir şey seçmedim.

Did you pick this?

Bunu sen mi seçtin?

Go pick Tom up.

Tom'u almaya git.

I'll pick you up.

Seni alacağız.

I'll pick them up.

Onları alacağız.

Go pick them up.

Onları almaya git.

Go pick her up.

Onu almaya git.

Let's pick a winner.

Bir kazanan seçelim.

Pick up your clothes.

Elbiselerini al.

Pick your friends carefully.

- Arkadaşlarını dikkatlice seç.
- Arkadaşlarınızı dikkatlice seçin.

- I'm going to pick Tom up.
- I will pick Tom up.

Tom'u alacağım.

- We'd better go pick up him.
- We'd better go pick up her.

Onu almaya gitsek iyi olur.

- We're coming to pick him up.
- We're coming to pick her up.

Onu almak için geliyoruz.

- I think you should pick him.
- I think you should pick her.

Sanırım onu seçmelisin.

Don't pick on younger kids.

Daha genç çocuklarla uğraşmayın.

Don't pick up the cat.

Kediyi almayın.

Let's pick up a chick.

Arabaya bir piliç atalım.

Can I pick you up?

Seni alabilir miyim?

I don't pick up hitchhikers.

Ben otostopçu almıyorum.

Can you pick it up?

Onu alabilir misin?

I'll pick Tom up later.

Tom'u daha sonra alacağım.

You have to pick one.

Bir tane seçmek zorundasın.

Don't pick at your food.

- Yemeğin ucundan alıp bırakma.
- Uyuşuk uyuşuk yeme.
- Mıymıntı gibi yeme.
- Canlı canlı ye.

Don't pick up that phone.

O telefonu açma.

I didn't pick it up.

Onu kaldırmadım.

Tom didn't pick it up.

Tom onu yerden kaldırmadı.

Why didn't you pick me?

Niçin beni seçmedin?

Let's pick up the pace.

Tempoyu artıralım.

Why did you pick Tom?

Neden Tom'u seçtin?

Did you pick one yet?

Birini seçtin mi?

Why did you pick me?

Neden beni seçtin?

Can you pick up Tom?

Tom'u alabilir misin?

Why did you pick us?

Neden bizi seçtin?

Why did you pick them?

Neden onları seçtin?

Why did you pick him?

Neden onu seçtin?

I'll pick you up later.

Seni daha sonra alacağız.

I'll pick them up later.

Onları daha sonra alacağız.

Please pick up the papers.

Lütfen raporları topla.

Tomorrow I will pick grapes.

Yarın üzüm toplayacağım.

Pick a book for yourself!

Kendiniz için bir kitap seçin!

Can you pick me up?

Beni alabilir misin?

I lost my guitar pick.

Gitar penamı kaybettim.

- I will pick you up after work.
- I'll pick you up after work.

İşten sonra seni alacağım.

- We'll pick him up on the way.
- We'll pick her up on the way.

Yolda onu alacağız.

- I helped Tom pick up his stuff.
- I helped Tom pick his stuff up.

Tom'un eşyalarını toparlamasına yardım ettim.

They never pick up the triangle.

Asla üçgeni seçmiyorlar.

Pick your battles in the wild.

Vahşi doğada gireceğiniz mücadeleleri dikkatli seçin.

Can you come pick me up?

Beni almaya gelebilir misin?

Can you please pick one up?

Lütfen birini alabilir misin?

Let's pick flowers from the garden.

Bahçeden çiçekler toplayalım.

I have to pick some flowers.

Birkaç çiçek toplamalıyım.

- Take a card.
- Pick a card.

Bir kart al.

I'll pick you up after school.

Okuldan sonra seni alacağım.

He came to pick me up.

O beni almaya geldi.

She came to pick me up.

O beni almaya geldi.

I'll pick you up at six.

Seni altıda alacağım.

We're coming to pick Tom up.

Tom'u almaya geliyoruz.

We'd better go pick up Tom.

Tom'u almaya gitsek iyi olur.

Can I pick the next song?

Bir sonraki şarkıyı alabilir miyim?

Pick me up at 2:30.

- Beni 2:30'da al.
- Beni 2.30'da al.

Can I pick my own desk?

Kendi masamı seçebilir miyim?

I've come to pick up Tom.

Tom'u almaya geldim.