Translation of "Superior" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Superior" in a sentence and their turkish translations:

Tom is your superior.

Tom senin patronun.

Mathematics is a superior amusement.

Matematik elit bir eğlencedir.

Tom did a superior job.

Tom üstün bir iş yaptı.

My ideology is unquestionably superior.

Benim ideolojim tartışmasız olarak üstüntür.

His paper is superior to mine.

Onun raporu benimkine göre üstündür.

I'll get permission from my superior.

Amirimden izin alacağım.

This man is my immediate superior.

- Bu adam benim en yakın amirimdir.
- Bu adam benim en ilk amirimdir.

These products are superior to theirs.

Bu ürünler onlarınkinden daha üstün.

This cloth is superior to that.

Bu kumaş ona göre daha üstün.

Is inherently superior to some out-group,

doğuştan daha üstün olduğuna dair görüşler

And courage, Soult has scarcely a superior."

ve cesaret için Soult'un neredeyse bir üstü yok " yazdı .

He is superior to her in math.

Matematikte ondan daha iyi.

I want to talk to your superior.

Ben amirinle konuşmak istiyorum.

This dictionary is superior to that one.

Bu sözlük ondan daha üstün.

Some languages are inherently superior to others.

- Bazı diller doğası gereği diğerlerinden üstün.
- Bazı diller doğal olarak diğerlerine göre üstündür.

My culture is objectively superior to theirs.

Benim kültürüm objektif olarak onlarınkinden daha üstün.

Your pitching is far superior to mine.

- Benden çok daha iyi servis kullanıyorsun.
- Senin servislerin benden çok ama çok daha iyi.

Some aspects of their culture are superior to mine; some aspects of my culture are superior to theirs.

Onları kültürünün bazı yönleri benimkinden daha üstün. Benim kültürümün bazı yönleri onlarınkinden daha üstün.

You must inform your superior of the results.

Sonucunu başkanınıza haber vermelisiniz.

He is superior to his competitors in everything.

O, her konuda rakiplerine karşı daha üstün.

Tom drowned in Lake Superior three years ago.

Tom üç yıl önce Superior gölünde boğuldu.

I'm your direct superior and you're my assistant.

Ben senin direkt üstünüm ve sen benim asistanımsın.

No language is inherently superior to any other.

- Doğal olarak hiç bir dil diğerinden üstün değildir.
- Doğal olarak hiçbir dil birbirine göre üstün değildir.

But my obligations to my nation were always superior.

Ama milletime karşı sorunluluklarım her zaman öncelikliydi.

Of Christian knights, superior in equipment, training, and experience.

Silahlı, deneyimli bir Hıristiyan şövalye ordusuna saldırmaya cesaret edemeyecek.

Tom disobeyed a direct order from a superior officer.

Tom bir subaydan aldığı direkt emre karşı geldi.

The civilization of planet Arratellia is superior to Earth's.

Arratellia gezegeni medeniyeti dünya'dan üstündür.

You must be superior to me in this skill.

Bu beceride bana göre üstün olmalısın.

This carpet is superior to that one in quality.

Bu halı kalite olarak ondan üstündür.

I sincerely believe my ideology is superior to yours.

İdeolojimin sizinkinden üstün olduğuna içtenlikle inanıyorum.

Sami felt a little bit superior to his friends.

Sami kendini arkadaşlarından biraz üstün hissetti.

I say, Western, Christian, superior white man’s age is finishing.

Ben buna Batı'lı, Hristiyan, üstün beyaz adamın devri bitiyor diyorum.

But not because of some idea that they were innately superior.

ama doğuştan daha üstün oldukları düşüncesinden dolayı değil.

How long can we hold out against the superior enemy attacks?

Üstün düşman saldırılarına karşı ne kadar dayanabiliriz?

I attribute it to the superior quality of the wine, sir.

Bunu şarabın üstün kalitesine bağlıyorum efendim.

Yet neither of those two advantages outweighs our superior ability to learn.

Yine de bu iki avantajın hiçbiri bizim üstün öğrenme yeteneğimizi geçemez.

- His idea is superior to yours.
- His idea is better than yours.

Onun fikri sizinkinden daha iyidir.

I think country life is superior to city life in some respects.

Sanırım kırsal yaşam bazı bakımlardan şehir yaşamından daha üstündür.

Superior vision and maneuverability give hawks and falcons the advantage in the day.

Üstün görüş ve manevra kabiliyeti... ...şahin ve doğanlara gündüz avantaj sağlıyor.

- No one is above the law.
- No person is superior to the law.

Kimse yasalardan üstün değildir.

I have much studied both cats and philosophers. The wisdom of cats is infinitely superior.

Hem kedileri hem de filozofları çok inceledim. Kedilerin bilgeliği son derece üstündür.

- She told her boss what she had in mind.
- She told her superior what she thought.

O, amirine ne düşündüğünü söyledi.

- His paper is superior to mine.
- His paper is better than mine.
- His essay is better than mine.

Onun denemesi benimkinden daha iyidir.

ENERGY STAR is a U.S. Environmental Protection Agency (EPA) voluntary program that helps businesses and individuals save money and protect our climate through superior energy efficiency.

ENERGY STAR, işletmelerin ve bireylerin tasarruf yapmasına ve üstün enerji verimliliği ile iklimimizi korumasına yardımcı olan bir ABD Çevre Koruma Ajansı gönüllü programıdır.