Examples of using "Straw" in a sentence and their turkish translations:
Bu, bardağı taşıran son damla!
Bu, bardağı taşıran son damla.
Yeterince malzeme olmadan işe kalkışma.
O, umutsuzca başarmayı deneyecek.
Bu, bardağı taşıran son damla oldu.
Tom bir hasır şapka aldı.
Tom en kısa çöpü çekti.
Bu, bardağı taşıran son damla.
Bu bardağı taşıran son damlaydı.
Tom kısa çubuğu çekti.
Tom bir hasır şapka giyiyordu.
- Kutsal İnek!
- Kutsal inek!
Yeterince malzeme olmadan işe başlanmaz.
Bir pipet alabilir miyim, lütfen?
Tom bir hasır şapka giyiyordu.
- Devenin belini kıran son saman çöpüdür.
- Bardağı taşıran son damla.
O bir karınca yuvasına bir saman çöpü soktu.
Yeni hasır şapkamı beğeniyor musun?
Bir pipetle portakal suyunu emdim.
Bir geleneksel Kore saman ayakkabısı bile bir çifte aittir.
Denize düşen yılana sarılır.
Tom bir pipetle çikolatalı süt içiyordu.
Tom pipetle çikolatalı süt içiyor.
- Suya düşen yılana sarılır.
- Boğulan bir insan saman çöpünü tutmaya çalışır.
Tom bir hasır şapka ve güneş gözlüğü takıyordu.
Bunda kısa saman çektiğin için üzgünüm.
Garsonun bana bir pipet getirmesini ister misin?
Bu bardağı taşıran son damladır.
O, kendini güneşten korumak için bir hasır şapka satın aldı.
Kamp için yatak yapmak için bir çuvalı samanla doldurduk.
Tom onu son gördüğümde bir hasır şapka giyiyordu.
Uluslararası bir ticaret yasağı, o ülkenin ekonomisi için bardağı taşıran son damla olabilir.
Tom bir kamışla çikolatalı sütü içerken yemek odası masasına oturdu.
- Kazadan sonra ilk bir ay sadece bir çubuk vasıtasıyla sıvı şeyler içebildi.
- Kazadan sonraki bir ay boyunca, sadece pipet kullanarak sıvı tüketebildi.
Onun işe genellikle geç gelmesi yeterince kötüydü fakat sarhoş gelmesi bardağı taşıran son damlaydı ve ben onun işine son verdireceğim.