Translation of "Spear" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Spear" in a sentence and their turkish translations:

Okay, you wanna go spear fishing.

Tamam, zıpkınla balık avlamak istiyorsunuz.

Have you ever gone spear fishing?

Hiç mızrakla balık tutmaya gittin mi?

Tom stabbed Mary with a spear.

Tom Mary'yi bir zıpkınla yaraladı.

Tom shakes his spear in anger at bear.

Tom mızrağını öfkeyle ayıya sallar.

I've got a spear... and an aggressive looking wolf!

Bir mızrağım... Ve sinirli görünen bir kurt var.

I got a spear... and an aggressive looking wolf.

Bir mızrağım  Ve sinirli görünen bir kurt var.

Davout’s giant corps was the  spear-tip of Napoleon’s invasion.

Davout'un dev birliği, Napolyon'un işgalinin mızrak ucuydu.

The tip of the spear was dipped in a deadly poison.

Mızrağın ucu, ölümcül bir zehire batırıldı.

[Bear] The key to spear fishing is to catch the fish by surprise.

Zıpkınla balık avlamanın anahtarı, balıkları şaşırtmaktır.

So frogs spawn or spear fish? [Bear] Food is an important part of any mission.

Kurbağa yumurtası mı, zıpkınla balık avlamak mı? Yiyecek her görevin önemli bir parçasıdır.

King Olaf is killed fighting in the front rank and is brought down by a series of spear

Kral Olaf ön saflarda savaşırken öldürüldü ve bir dizi mızrak ve balta darbesiyle yere

"That shan't happen again," Fortunatus said to himself, and they started to ride at each other again. This time, Fortunatus's spear met his foe so powerfully that he flew from his horse like a ball and lay dead on the earth.

" O tekrar olmayacak. "Fortunatus kendi kendine söyledi, ve tekrar birbirlerine at sürmeye başladılar. Bu defa Fortunatus'un mızrağı düşmanına o kadar güçlü rastladı ki o atından bir top gibi uçtu ve yerde ölü yatıyordu.