Translation of "Secretary" in Turkish

He became secretary.

O, sekreter oldu.

Pay the secretary.

Sekretere ödeme yap.

- He engaged a new secretary.
- He hired a new secretary.

Yeni bir sekreter işe aldı.

His secretary greeted me.

Onun sekreteri beni selamladı.

I need a secretary.

Bir sekretere ihtiyacım var.

He fired his secretary.

Sekreterini işten attı.

Tom fired his secretary.

Tom sekreterini kovdu.

I was Tom's secretary.

Ben Tom'un sekreteriydim.

I'm Tom's new secretary.

Ben Tom'un yeni sekreteriyim.

You need a secretary.

Bir sekretere ihtiyacın var.

Who is the secretary?

Sekreter kim?

Mary is Tom's secretary.

Mary Tom'un sekreteridir.

My secretary is incompetent.

- Sekreterim beceriksizdir.
- Sekreterim yeteneksizdir.

Tom buzzed his secretary.

Tom sekreterini çağırdı.

I am a secretary.

Ben bir sekreterim.

Tom made Jill his secretary.

Tom Jill'i sekreteri yaptı.

Helena is a secretary, right?

Helena bir sekreterdir, değil mi?

The secretary answered me shortly.

Sekreter beni kısaca cevapladı.

Tom hired a new secretary.

Tom yeni bir sekreter tuttu.

Are you the new secretary?

Sen yeni sekreter misin?

I made her my secretary.

Onu benim sekreterim yaptım.

He laid off his secretary.

Sekreterini işten çıkardı.

We need a new secretary.

Yeni bir sekretere ihtiyacımız var.

Dr. Georges's secretary is Japanese.

Dr. Georges'un sekreteri Japon.

Jane is the president's secretary.

Jane başkanın sekreteri.

I made Ann my secretary.

Ann'i sekreterim yaptım.

She is Mr. Uda's secretary.

O, Bay Uda'nın sekreteridir.

Dr. George's secretary is Japanese.

Dr. George'un sekreteri Japon'dur.

Tom made Mary his secretary.

Tom, Mary'yi sekreteri yaptı.

Sami never had a secretary.

Sami'nin hiç sekreteri yoktu.

Is your mother a secretary?

Annen bir sekreter mi?

Mr Smith made her his secretary.

Bay Smith onu sekreteri yaptı.

He made Miss Green his secretary.

O, bayan Green'i sekreteri yaptı.

Tom tried to seduce his secretary.

Tom sekreterini baştan çıkarmaya çalıştı.

He had his secretary type letter.

Sekreterine mektup yazdırdı.

My mother is not a secretary.

Annem bir sekreter değil.

She is secretary to Mr Uda.

O Bay Uda'nın sekreteridir.

I haven't even told my secretary.

- Daha sekreterime bile söylemedim.
- Daha sekreterime bile anlatmadım.

I don't like being a secretary.

Bir sekreter olmaktan hoşlanmıyorum.

Tom knows the Secretary of State.

Tom, dışişleri bakanı'nı bilir.

Leave your number with my secretary.

Sekreterime numaranızı bırakın.

The secretary is tired of typing.

Sekreter yazmaktan usandı.

He is the boss's private secretary.

Patronun özel sekreteridir.

My secretary said it was urgent.

Sekreterim bunun acil olduğunu söyledi.

Your secretary said to come in.

Sekreterin içeri girmemi söyledi.

My secretary told me you phoned.

Sekreterim bana senin telefon ettiğini söyledi.

That president's secretary is always prim.

O başkanın sekreteri her zaman aşırı resmîdir.

You're the new secretary, aren't you?

Sen yeni sekretersin, değil mi?

He resigned as secretary of state.

O devlet sekreteri olarak istifa etti.

She's determined to become a secretary.

O sekreter olmayı kararlaştırdı.

The secretary works on business correspondence.

Sekreter, ticari yazışmalar üzerinde çalışıyor.

I'll have my secretary do that.

Bunu sekreterime yaptıracağım.

I had my secretary do that.

Onu sekreterime yaptırdım.

- I hear she is a secretary to Mr Smith.
- I hear that she's Mr. Smith's secretary.

Onun Bay Smith'in sekreteri olduğunu duyuyorum.

The lawyer went out with the secretary.

Avukat, sekreteriyle birlikte dışarı çıktı.

The secretary gave me an agreeable smile.

Sekreter bana hoş bir gülümseme verdi.

I'll try her out as a secretary.

Onu bir sekreter olarak deneyeceğim.

He had his secretary make another copy.

Sekreterine bir kopya daha yaptırdı.

His secretary can speak three languages well.

Onun sekreteri üç dili iyi biçimde konuşabiliyor.

He dictated several letters to his secretary.

O, birkaç mektubu sekreterine dikte etti.

This may be research my secretary did.

Bu, sekreterimin yaptığı araştırma olabilir.

I had my secretary type the letter.

Sekreterime mektubu yazdırdım.

He had his secretary type the report.

Sekreterine raporu yazdırdı.

He handed the letter to the secretary.

Mektubu sekretere uzattı.

His secretary seems to know the truth.

Onun sekreteri gerçeği biliyor gibi görünüyor.

Miss Sato is the president's new secretary.

Bayan Sato başkanın yeni sekreteridir.

I left a message with your secretary.

Sekreterin ile bir mesaj bıraktım.

Tom dictated a letter to his secretary.

Tom sekreterine bir mektup yazdırdı.

Your secretary seems to know the truth.

Senin sekreterin gerçeği biliyor gibi görünüyor.

Tom asked Mary to be his secretary.

Tom Mary'nin, onun sekreteri olmasını istedi.

Tom hired Mary to be his secretary.

Tom, Mary'yi sekreteri olarak işe aldı.

Tom's new secretary can type very fast.

Tom'un yeni sekreteri çok hızlı yazabilir.

My secretary is pushing for a promotion.

Sekreterim terfî için sıkıştırıyor.

My son is engaged to his secretary.

Oğlum sekreteri ile nişanlandı.

Ms. Sato is the president's new secretary.

Bayan Sato cumhurbaşkanının yeni sekreteridir.

Layla was a secretary at a church.

Leyla kilisede bir sekreterdi.

I get my secretary to do that.

Sekreterime onu yaptırdım.

I need to hire a new secretary.

- Yeni bir sekreter tutmam gerekiyor.
- Yeni bir sekreter işe almam gerekiyor.

- My sister works in a bank as a secretary.
- My sister works as a secretary at a bank.

Kız kardeşim bir bankada sekreter olarak çalışıyor.

The secretary inserted the letter in the envelope.

Sekreter mektubu bir zarfa yerleştirdi.

His secretary flatly denied leaking any confidential information.

Onun sekreteri, gizli bilgiyi sızdırmayı kesinlikle reddetti.

This is supposedly research which my secretary did.

Sekreterim güya araştırma yapmış.

I had my secretary run off ten copies.

Sekreterime on kopya yaptırdım.

My secretary has a good command of English.

- Benim sekreterim iyi derecede İngilizce bilmektedir.
- Benim sekreterim iyi bir İngilizce hakimiyetine sahiptir.

It seems that his secretary knows a truth.

Onun sekreteri bir gerçeği biliyor gibi görünüyor.

I need a secretary who can speak French.

Fransızca konuşabilen bir sekretere ihtiyacım var.

Tom works for me as my private secretary.

Tom, benim özel sekreterim olarak çalışıyor.

Your secretary said you wanted to see me.

Sekreterin beni görmek istediğini söyledi.

The secretary put the letter into the envelope.

Sekreter mektubu zarfın içine koydu.

These letters can be typed by any secretary.

Bu mektuplar herhangi bir sekreter tarafından yazılabilir.

She works as a secretary in an office.

Sekreter olarak bir büroda çalışır.

Sami was having an affair with his secretary.

Sami'nin, sekreteri ile ilişkisi vardı.