Translation of "Greeted" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Greeted" in a sentence and their turkish translations:

They greeted me.

Onlar beni selamladı.

Tom greeted everyone.

Tom herkesi selamladı.

I greeted everyone.

Ben herkesi selamladım.

His secretary greeted me.

Onun sekreteri beni selamladı.

She greeted me politely.

O beni kibarca karşıladı.

I greeted my neighbors.

Komşularıma selam verdim.

He greeted the woman.

O, kadına selam verdi.

He greeted the lady.

O, bayanı selamladı.

He greeted that lady.

O, o bayanı selamladı.

They greeted us cordially.

- Onlar bizi candan selamladı.
- Onlar bizi candan karşıladı.

Tom greeted us warmly.

- Tom bizi sıcak bir biçimde selamladı.
- Tom bizi sıcak bir biçimde karşıladı.

Tom greeted me politely.

Tom beni kibarca selamladı.

We greeted each other.

Selamlaştık.

She greeted him cheerfully.

O, onu neşeyle selamladı.

Tom greeted Mary cheerfully.

Tom, Mary'yi neşeyle selamladı.

I greeted Tom casually.

Tom'u tesadüfen selamladım.

He greeted his parents.

O ebeveynlerini selamladı.

Tom greeted his guests.

Tom misafirlerini karşıladı.

The teachers greeted the children.

Öğretmenler öğrencileri selamladılar.

He greeted her with cordiality.

Onu dostça selamladı.

They greeted each other warmly.

Onlar birbirini sıcak bir şekilde selamladı.

Tom greeted Mary in French.

Tom, Mary'yi Fransızca selamladı.

The girls greeted us warmly.

Kızlar bizi sıcak karşıladı.

They greeted each other cordially.

Birbirlerini içtenlikle selamladılar.

The teachers greeted the little boys.

Öğretmenler küçük çocukları karşıladılar.

His arrival was greeted with cheers.

Onun gelişi sevinçle karşılandı.

She greeted him waving her hand.

O, elini sallayarak onu selamladı.

They greeted us with a smile.

Onlar bizi bir gülümsemeyle karşıladılar.

They greeted me with a smile.

Onlar beni bir tebessüm ile selamladılar.

He greeted me with a smile.

- O bir tebessümle beni selamladı.
- O, beni tebessümle selamladı.

She greeted us with a smile.

O, bizi bir gülümseme ile karşıladı.

The bartender greeted Tom by name.

Barmen Tom'u adıyla karşıladı.

Parker greeted him with a smile.

Parker onu bir gülümseme ile selamladı.

She greeted me with a smile.

O, beni tebessümle selamladı.

Tom greeted Mary with a smile.

Tom Mary'yi bir tebessümle selamladı.

She greeted me with "Good morning."

O, beni " Günaydın " ile selamladı.

Lincoln greeted his former political rival.

Lincoln eski siyasi rakibini karşıladı.

Fadil approached Dania and greeted her.

Fadıl, Dania'ya yaklaştı ve onu selamladı.

Sami greeted visitors at the reception.

Sami resepsiyonda ziyaretçileri karşılıyordu.

The visitors were greeted with warm handshakes.

Ziyaretçiler, sıcak el sıkışma ile karşılandılar.

She greeted me with a pleasant smile.

O hoş bir gülümsemeyle beni selamladı.

Mrs. Parker greeted him with a smile.

Bayan Parker bir gülümseme ile onu selamladı.

She greeted Mr. Kato with a smile.

Bay Kato'yu bir tebessümle selamladı.

Have you ever greeted Pfirsichbäumchen in German?

Hiç Pfirsichbäumchen'i Almanca selamladın mı?

The waitress greeted me with a smile.

Garson beni bir gülümseme ile karşıladı.

Suzanne greeted her visitors at the door.

Suzanne ziyaretçilerini kapıda karşıladı.

Tom greeted Mary with a big smile.

Tom büyük bir gülümseme ile Mary'yi selamladı.

She greeted me with a big smile.

O, büyük bir tebessümle beni selamladı.

Tom greeted Mary with a passionate kiss.

Tom Mary'yi tutkulu bir öpücükle karşıladı.

She always bowed when she greeted someone.

O birini selamladığında her zaman eğildi.

She greeted me with a lovely smile.

O güzel bir gülümsemeyle beni selamladı.

He always bowed when he greeted someone.

O birini selamladığında her zaman eğildi.

We were greeted by a cute waitress.

Çok tatlı bir garson tarafından karşılandık.

Susan greeted her guests at the door.

Susan, konuklarını kapıda karşıladı.

The girl greeted me with a smile.

Kız beni tebessümle selamladı.

She greeted Mr Kato with a smile.

O, Bay Kato'yu bir gülümsemeyle selamladı.

I greeted Betty, but she ignored me.

Betty'yi selamladım ama o görmemezlikten geldi.

Tom greeted his visitors at the door.

Tom ziyaretçilerini kapıda karşıladı.

The actress greeted her fans from the stage.

Aktris sahneden fanatiklerini selamladı.

Tom opened the front door and greeted Mary.

Tom ön kapıyı açtı ve Mary'yi karşıladı.

She greeted him cheerfully as she always did.

O, her zaman yaptığı gibi neşeyle onu selamladı.

Jessie shook Joseph's hand and greeted him with affection.

Jessie, Joseph'le tokalaştı ve sevgi ile onu selamladı.

The astronauts were greeted by their enthusiastic cheers and applause.

Astronotlar kendi coşkulu tezahüratları ve alkışlarlarıyla karşılandı.

Nancy greeted me with a nod from across the street.

Nancy caddenin karşısından beni başı ile selamladı.

I met your son yesterday and he politely greeted me.

Dün oğlunuza rastladım ve o bana kibarca selam verdi.

I met your son yesterday and he greeted me politely.

Dün senin oğlununla karşılaştım ve o beni kibarca selamladı.

Have you ever greeted the small peach tree in German?

Küçük şeftali ağacını hiç Almanca selamladın mı?

- They greeted us warmly.
- They gave us a warm greeting.

Onlar bizi sıcak bir şekilde karşıladı.

As soon as she saw me, she greeted me with a smile.

O beni görür görmez bir gülümseme ile beni selamladı.

Mayor Tom Jackson greeted his supporters at the entrance of the hotel.

Belediye Başkanı Tom Jackson otelin girişinde destekçilerini selamladı.