Examples of using "Greeted" in a sentence and their turkish translations:
Onlar beni selamladı.
Tom herkesi selamladı.
Ben herkesi selamladım.
Onun sekreteri beni selamladı.
O beni kibarca karşıladı.
Komşularıma selam verdim.
O, kadına selam verdi.
O, bayanı selamladı.
O, o bayanı selamladı.
- Onlar bizi candan selamladı.
- Onlar bizi candan karşıladı.
- Tom bizi sıcak bir biçimde selamladı.
- Tom bizi sıcak bir biçimde karşıladı.
Tom beni kibarca selamladı.
Selamlaştık.
O, onu neşeyle selamladı.
Tom, Mary'yi neşeyle selamladı.
Tom'u tesadüfen selamladım.
O ebeveynlerini selamladı.
Tom misafirlerini karşıladı.
Öğretmenler öğrencileri selamladılar.
Onu dostça selamladı.
Onlar birbirini sıcak bir şekilde selamladı.
Tom, Mary'yi Fransızca selamladı.
Kızlar bizi sıcak karşıladı.
Birbirlerini içtenlikle selamladılar.
Öğretmenler küçük çocukları karşıladılar.
Onun gelişi sevinçle karşılandı.
O, elini sallayarak onu selamladı.
Onlar bizi bir gülümsemeyle karşıladılar.
Onlar beni bir tebessüm ile selamladılar.
- O bir tebessümle beni selamladı.
- O, beni tebessümle selamladı.
O, bizi bir gülümseme ile karşıladı.
Barmen Tom'u adıyla karşıladı.
Parker onu bir gülümseme ile selamladı.
O, beni tebessümle selamladı.
Tom Mary'yi bir tebessümle selamladı.
O, beni " Günaydın " ile selamladı.
Lincoln eski siyasi rakibini karşıladı.
Fadıl, Dania'ya yaklaştı ve onu selamladı.
Sami resepsiyonda ziyaretçileri karşılıyordu.
Ziyaretçiler, sıcak el sıkışma ile karşılandılar.
O hoş bir gülümsemeyle beni selamladı.
Bayan Parker bir gülümseme ile onu selamladı.
Bay Kato'yu bir tebessümle selamladı.
Hiç Pfirsichbäumchen'i Almanca selamladın mı?
Garson beni bir gülümseme ile karşıladı.
Suzanne ziyaretçilerini kapıda karşıladı.
Tom büyük bir gülümseme ile Mary'yi selamladı.
O, büyük bir tebessümle beni selamladı.
Tom Mary'yi tutkulu bir öpücükle karşıladı.
O birini selamladığında her zaman eğildi.
O güzel bir gülümsemeyle beni selamladı.
O birini selamladığında her zaman eğildi.
Çok tatlı bir garson tarafından karşılandık.
Susan, konuklarını kapıda karşıladı.
Kız beni tebessümle selamladı.
O, Bay Kato'yu bir gülümsemeyle selamladı.
Betty'yi selamladım ama o görmemezlikten geldi.
Tom ziyaretçilerini kapıda karşıladı.
Aktris sahneden fanatiklerini selamladı.
Tom ön kapıyı açtı ve Mary'yi karşıladı.
O, her zaman yaptığı gibi neşeyle onu selamladı.
Jessie, Joseph'le tokalaştı ve sevgi ile onu selamladı.
Astronotlar kendi coşkulu tezahüratları ve alkışlarlarıyla karşılandı.
Nancy caddenin karşısından beni başı ile selamladı.
Dün oğlunuza rastladım ve o bana kibarca selam verdi.
Dün senin oğlununla karşılaştım ve o beni kibarca selamladı.
Küçük şeftali ağacını hiç Almanca selamladın mı?
Onlar bizi sıcak bir şekilde karşıladı.
O beni görür görmez bir gülümseme ile beni selamladı.
Belediye Başkanı Tom Jackson otelin girişinde destekçilerini selamladı.