Translation of "Tricked" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Tricked" in a sentence and their turkish translations:

- You tricked me!
- You tricked me.

Bana hile yaptın!

- We tricked him.
- We tricked her.

Onu kandırdık.

He tricked me.

Beni kandırdı.

She tricked me.

O beni kandırdı.

You tricked us.

Bizi kandırdın.

They tricked me!

Onlar beni kandırdılar!

We tricked her.

Onu kandırdık.

Tom tricked me.

Tom beni kandırdı.

We tricked Tom.

Tom'u kandırdık.

We've been tricked.

Kandırıldık.

Who tricked you?

Seni kim kandırdı?

You were tricked.

Sen kandırıldın.

We tricked you.

Seni kandırdık.

We tricked them.

Onları kandırdık.

I tricked them.

Onları kandırdık.

Sami felt tricked.

Sami kandırıldığını hissetti.

Sami tricked Layla.

Sami, Leyla'yı kandırdı.

He tricked them.

Onları kandırdı.

Tom has tricked us.

Tom bizi kandırdı.

Tom tricked us again.

Tom bizi yine kandırdı.

Yes, I just tricked you.

Evet, az önce sizi kandırdım.

I shouldn't have tricked Tom.

Tom'u kandırmamalıydım.

Tom tricked all of us.

Tom hepimizi kandırdı.

I shouldn't have tricked you.

Seni aldatmamalıydım.

I shouldn't have tricked them.

Onları aldatmamalıydım.

I shouldn't have tricked him.

Onu aldatmamalıydım.

I shouldn't have tricked her.

Onu kandırmamalıydım.

She was tricked yet again.

O bir kez daha aldatıldı.

I was tricked into doing it.

Ben onu yapmaya kandırıldım.

- I outsmarted Tom.
- I tricked Tom.

Tom'u kurnazlıkla yendim.

Tom knew that he'd been tricked.

Tom kandırıldığını biliyordu.

- You tricked us.
- You fooled us.

Bizi kandırdın.

- You betrayed us.
- You tricked us.

Bize ihanet ettin.

- I fooled Tom.
- I tricked Tom.

Ben Tom'u kandırdım.

Tom tricked me into doing that.

Tom onu yaparken beni kandırdı.

Tom was tricked into doing that.

Tom bunu yapmak için kandırıldı.

- Tom couldn't believe that Mary had tricked him.
- Tom couldn't believe Mary had tricked him.

Tom Mary'nin onu aldattığına inanamadı.

- Tom has tricked you.
- Tom deceived you.

Tom seni kandırdı.

George was tricked into buying the land.

George arsa satın alırken kandırıldı.

Old people were tricked by the shop assistant.

- Yaşlı insanlar tezgâhtar tarafından kandırıldı.
- Yaşlı insanlar mağaza görevlisi tarafından kandırıldı.

You tricked Tom into coming here, didn't you?

Tom'u buraya getirmek için kandırdın, değil mi?

That woman tricked me and stole my money.

Şu kadın beni kandırdı ve paramı çaldı.

She felt she had been tricked into marriage.

Evlilik için oyuna getirilmiş olduğunu hissetti.

He realized that the visitors had tricked him.

Ziyaretçilerin, kendisini aldattığının farkına vardı.

The investment firm tricked customers into buying worthless stock.

Yatırım firması, değersiz hisse senedi satın alarak müşterilerini aldattı.

Tom tricked Mary into doing his work for him.

Tom onun için işini yapması için Mary'yi kandırdı.

- Sami deceived Layla.
- Sami tricked Layla.
- Sami scammed Layla.

Sami, Leyla'yı aldattı.

- I tricked you.
- I lied to you.
- I've lied to you.

Seni kandırdım.

Tom tricked Mary into telling him the combination to the safe.

Tom kasanın şifresini ona söylemesi için Mary'yi kandırdı.

- Tom has tricked us.
- Tom fooled us.
- Tom has deceived us.

Tom bizi kandırdı.

- I was taken for a ride.
- I've been tricked.
- I was deceived.

Kandırıldım.

- Tom fooled me.
- Tom misled me.
- Tom tricked me.
- Tom deceived me.

Tom beni aldattı.

- Tom fooled Mary.
- Tom deceived Mary.
- Tom outsmarted Mary.
- Tom tricked Mary.

Tom, Mary'yi kandırdı.

- You've been had.
- You've been deceived.
- They've fooled you.
- You were tricked.

Aldatıldın.

- Think about how you did me wrong.
- Think about how you tricked me.

Bana nasıl bir hata yaptığını düşün.

John claimed that the dishonest salesman had tricked him into buying a useless piece of machinery.

John sahtekâr satıcının işe yaramaz bir makine parçasını alırken onu kandırdığını iddia etti.