Translation of "Resources" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Resources" in a sentence and their turkish translations:

- He has infinite resources.
- She has infinite resources.

O sonsuz kaynaklara sahiptir.

Resources are limited.

Kaynaklar sınırlı.

We have limited resources.

Sınırlı kaynaklarımız var.

They don't have resources.

Onların kaynakları yok.

He has infinite resources.

Onun sonsuz kaynakları var.

Who owns Africa's resources?

Afrika'nın kaynaklarının sahibi kimdir?

Our resources are limited.

Bizim kaynaklarımız sınırlı.

Tom is wasting resources.

Tom kaynakları boşa harcıyor.

Tom's resources are limited.

Tom'un kaynakları sınırlıdır.

With resources available to all,

herkesin kullanabileceği,

That country has natural resources.

O ülke doğal kaynaklara sahip.

Natural resources are not limitless.

Doğal kaynaklar sınırsız değildir.

Mary works in human resources.

Mary insan kaynaklarında çalışır.

The world's resources are limited.

Dünya kaynakları sınırlıdır.

It's a waste of resources.

Bu bir kaynak israfı.

All competing for the same resources.

hepsi aynı kaynaklar için savaşıyordu.

Real change and impact require resources.

gerçek değişim ve etki kaynaklara gereksinim duymuştur.

Under great contestation with massive resources,

büyük bir mücadele içerisinde, şehirler buraların etrafına inşa ediliyor,

Because green plants usually mean resources.

çünkü yeşil bitkiler genelde kaynak demektir.

We mustn't waste our energy resources.

Enerji kaynaklarımızı israf etmemeliyiz.

Japan is poor in natural resources.

Japonya doğal kaynaklar bakımından yoksuldur.

China is rich in natural resources.

Çin doğal kaynaklar bakımından zengindir.

China needs resources, it needs energy.

Çin'in kaynaklara ihtiyacı var, enerjiye ihtiyacı var.

Let's conserve our limited water resources.

Sınırlı su kaynaklarımızı koruyalım.

This country has few natural resources.

Bu ülke birkaç doğal kaynağa sahiptir.

Australia is rich in natural resources.

Avustralya doğal kaynaklar bakımından zengindir.

Allocation of resources can be a difficult task when you have no resources at all.

Eğer hiç kaynağın yoksa kaynakların tahsisi zor bir görev olabilir.

Freed up vast manpower and financial resources

çok sayıda insanı ve mali kaynakları tehlikeden kurtardı

We had better utilize our natural resources.

Doğal kaynaklarımızdan faydalansak iyi olur.

Our country must develop its natural resources.

Ülkemiz doğal kaynaklarını geliştirmeli.

The district is abundant in natural resources.

Bölge doğal kaynaklar açısından zengindir.

The country is abundant in natural resources.

Bu ülke doğal kaynak açısından zengindir.

The country is rich in natural resources.

Ülke doğal kaynaklar açısından zengindir.

We have consumed all the natural resources.

Bütün doğal kaynakları tükettik.

Japan is not rich in natural resources.

Japonya doğal kaynakları bakımından zengin değildir.

Japan is not abundant in natural resources.

Japonya doğal kaynaklarca zengin değildir.

This country is poor in natural resources.

Bu ülke doğal kaynaklarda kötü.

This country is rich in natural resources.

Bu ülke doğal kaynaklarca zengindir.

The resources of the earth are limited.

Dünyanın kaynakları sınırlıdır.

This country is rich in mineral resources.

Bu ülke maden kaynakları açısından zengindir.

The province is rich in mineral resources.

İl, maden kaynaklarınca zengindir.

This county is poor in natural resources.

Bu ülke doğal kaynaklar açısından fakirdir.

Natural resources are not abundant in Japan.

Japonya'da doğal kaynaklar bol değildir.

The country isn't rich in natural resources.

Ülke, doğal kaynaklarda zengin değildir.

We have to preserve our natural resources.

Doğal kaynaklarımızı korumak zorundayız.

They need real change, real impact and resources

bunu sahiden yerine getirmeleri için gerçek bir etki, değişim

Where we need to use our resources efficiently,

Gezegenimizin son kullanma tarihini uzatmak için

Water, forests, and minerals are important natural resources.

Su, ormanlar ve madenler önemli doğal kaynaklardır.

We must try to conserve our natural resources.

Doğal kaynaklarımızı korumaya çalışmalıyız.

The region is relatively rich in mineral resources.

Bölge maden kaynakları açısından oldukça zengindir.

The country has resources, but can't exploit them.

Ülkenin kaynakları var ama bunları nasıl kullanacağını bilmiyor.

The United States is abundant in natural resources.

Birleşik devletler zengin yer altı kaynaklarına sahip.

They exhausted all the resources of the country.

Onlar ülkenin tüm kaynaklarını tükettiler.

Libraries are one of our most valuable resources.

Kütüphaneler bizim en değerli kaynaklarımızdan biridir.

It's your best chance of resources, food, staying hydrated,

Kaynak, yiyecek bulmak ve susuz kalmamak için en iyi şansınız,

We depend on foreign nations for our natural resources.

Doğal kaynaklarımız için yabancı milletlere bağımlıyız.

Tom gathered all his resources to solve the problem.

Tom sorunu çözmek için tüm kaynaklarını topladı.

It's a shame the way natural resources are wasted.

It's a shame the way natural resources are wasted.

When your resources are limited, you have to prioritize.

Kaynaklarınız sınırlı olduğunda öncelik sıralaması yapmanız gerekir.

We need to give the rota to human resources.

İnsan kaynaklarına iş planı vermemiz gerekir.

They just didn't have the resources to face it all.

Tüm bunlarla yüzleşecek güçleri yoktu.

Your setup is your talents, your resources, and your opportunities.

Kurgun yeteneklerin, kaynakların ve fırsatlarındır.

Where they had no resources: one gymnasium, one PE teacher.

Okulun hiçbir kaynağı yoktu, bir spor salonu ve bir beden eğitimi hocası vardı.

The ones we use to take decisions and allocate resources,

kullandığımız tüm kurallar, süreçler ve sistemlere bakıp

What about those who don't have the resources that we have?

Peki bizim sahip olduğumuz kaynaklara sahip olmayanlar?

Recognizing that its' resources and manpower could fuel further Ottoman expansion.

O, buranın kaynakları ve insan gücü sayesinde Osmanlı İmparatorluğunun arazisini daha da büyütebileceğini biliyordu.

In the name of addiction, on programs and resources that don't work.

ve kaynakları adına yılda 400 milyar dolar harcıyor.

The setup is when a comedian will use his talents and resources

Kurguda komedyen yetenek ve kaynaklarını sizin, seyircinin

The empire expanded eastward, in search of resources for its burgeoning textile industry.

İmparatorluk onun gelişmeye başlayan tekstil sektörü için kaynak arayışı içinde, doğuya açıldı.

Take a look at the number of resources take a look at the articles

kaynak sayısına bir bakın yazılara bir bakın

Since South Korea has no natural resources but a big population, those companies put

Güney Kore'nin büyük nüfus dışında doğal kaynakları olmadığı için, bu şirketler

Only did she rely on her resources but also changed everything. From the first day, Sheikh

kaynaklarına güvenmekle kalmadı , aynı zamanda her şeyi değiştirdi. Şeyh Zayed

Part of why the Xinjiang region is so important to China is that it’s rich with energy resources.

Sincan bölgesinin Çin için bu kadar önemli olmasının bir nedeni de, enerji kaynakları bakımından zengin olması.

[Pepe in Spanish] We had to get the economic resources needed for our fight, we had to commit crimes.

Mücadelemizin gerektirdiği ekonomik kaynaklara ulaşmak için suç işlemek durumunda kalıyorduk.

Every two seconds somewhere on Earth a child dies of starvation, while elsewhere there are abundant food resources going to waste.

başka bir yerde boşa gien bol besin kaynakları varken yeryüzünde bir yerde her iki saniyede bir çocuk açlıktan ölüyor.

We want to bring language tools to the next level. We want to see innovation in the language learning landscape. And this cannot happen without open language resources which cannot be built without a community which cannot contribute without efficient platforms.

Biz dil araçlarını bir sonraki seviyeye getirmek istiyoruz.Biz dil öğrenme manzarasında yenilik görmek istiyoruz.Ve bu, bir topluluk olmadan inşa edilemeyen verimli platformlar olmadan katkıda bulunamayan açık dil kaynakları olmadan olamaz.

Everyone, as a member of society, has the right to social security and is entitled to realization, through national effort and international co-operation and in accordance with the organization and resources of each State, of the economic, social and cultural rights indispensable for his dignity and the free development of his personality.

Her şahsın, cemiyetin bir üyesi olmak itibarıyla, sosyal güvenliğe hakkı vardır; haysiyeti için ve şahsiyetinin serbestçe gelişmesi için zaruri olan ekonomik, sosyal ve kültürel hakların milli gayret ve milletlerarası işbirliği yoluyla ve her devletin teşkilatı ve kaynaklarıyla mütenasip olarak gerçekleştirilmesine hakkı vardır.