Translation of "Owns" in Turkish

0.163 sec.

Examples of using "Owns" in a sentence and their turkish translations:

Who owns it?

Kim ona sahip?

- Mr Ford owns this land.
- Mr. Ford owns this land.

Bay Ford bu araziye sahiptir.

She owns a Turner.

Onun bir Turner'i var.

Who owns this villa?

Bu villanın sahibi kim?

He owns this land.

O, bu toprağın sahibidir.

Who owns this truck?

Bu kamyonun sahibi kim?

Who owns the Internet?

İnternetin sahibi kim?

He owns a dishwasher.

Onun bir bulaşık makinesi var.

Who owns Africa's resources?

Afrika'nın kaynaklarının sahibi kimdir?

Who owns this ship?

Bu geminin sahibi kim?

He owns an iguana.

O bir iguanaya sahip.

Who owns this land?

Bu toprakların sahibi kimdir?

Tom owns a pizzeria.

Tom'un bir pizzacısı var.

Tom owns this land.

Tom bu araziye sahip.

Nobody owns the moon.

Kimse ayın sahibi değil.

He owns a Stradivarius.

O bir stradivarius marka kemana sahip.

Theodore owns the rose.

Teodor güle sahiptir.

Tom owns this property.

Tom bu mülke sahiptir.

Tom owns a business.

Tom bir iş sahibi.

Tom owns a theater.

Tom bir tiyatro sahibidir.

Tom owns a car.

Tom bir arabaya sahip.

Tom owns this building.

Tom bu binanın sahibi.

Who owns that car?

O arabanın sahibi kim?

Who owns these reindeer?

Bu geyiklerin sahibi kim?

Who owns this property?

Bu mülkün sahibi kim?

Who owns that house?

Şu evin sahibi kim?

Who owns this food?

Bu kimin yiyeceği?

Tom owns everything now.

Tom şimdi her şeyin sahibi.

Tom owns this place.

Bu yerin sahibi Tom'dur.

Who owns this house?

Bu evin sahibi kimdir?

Tony owns this book.

Tony bu kitabın sahibidir.

Who owns this farm?

Bu çiftliğe kim sahip?

Tom owns a glider.

Tom'un bir planörü var.

She owns few books.

Onun birkaç kitabı var.

- Tom owns lots of cars.
- Tom owns a lot of cars.

Tom'un bir sürü arabası var.

Tom owns a hunting rifle.

Tom'un bir av tüfeği var.

He owns many valuable paintings.

O çok değerli tablolara sahip.

She owns a large property.

O büyük bir mülke sahip.

This hospital owns many defibrillators.

Bu hastane birçok defibrilatöre sahiptir.

Tom owns a car dealership.

Tom bir araba bayiliğine sahiptir.

He owns his own house.

O kendi evine sahip.

Tom owns a blue car.

Tom'un mavi bir arabası var.

Tom's family owns this bakery.

Bu fırına Tom'un ailesi sahip.

My grandmother owns many scarves.

Büyükannemin bir sürü eşarbı var.

I'm sure Tom owns property.

Tom'un mülk sahibi olduğundan eminim.

My family owns this place.

Ailem bu yere sahip.

She owns a gigantic house.

O, kocaman bir eve sahip.

He owns a private jet.

O özel bir jet sahibi.

Tom owns his own company.

Tom'un kendi şirketi var.

Tom actually owns three boats.

Tom aslında üç tekneye sahiptir.

She owns two thousand books.

Onun iki bin kitabı var.

Tom owns about thirty guitars.

- Tom'un yaklaşık otuz gitarı var.
- Tom yaklaşık otuz gitara sahip.

Tom owns a large mansion.

Tom büyük bir konağa sahip.

Tom owns lots of properties.

Tom çok sayıda mülk sahibidir.

Who actually owns this house?

Aslında bu evin sahibi kim?

Tom owns an excavating company.

Tom'un bir hafriyat şirketi var.

Tom owns many valuable paintings.

Tom'un birçok değerli resimleri var.

Tom owns a golf course.

Tom'un bir golf sahası var.

Tom owns a small business.

- Tom'un küçük bir işletmesi var.
- Tom'un küçük bir işi var.

Tom owns a hardware store.

- Tom'un bir hırdavat dükkanı var.
- Tom'un bir nalbur dükkanı var.
- Tom'un bir donanım mağazası var.

Tom owns a tattoo parlor.

Tom'un bir dövme salonu var.

Tom owns a chicken farm.

Tom'un tavuk çiftliği var.

He owns a good few sheep.

O birkaç iyi koyuna sahiptir.

He owns a very valuable wristwatch.

O çok değerli bir kol saatine sahip.

Tom owns a lot of things.

Tom bir sürü şeye sahip.

Tom owns a lot of land.

Tom bir sürü araziye sahip.

Tom owns a yellow sports car.

Tom'un sarı bir spor arabası var.

He owns a lot of land.

O birçok araziye sahip.

Tom owns a small advertising company.

Tom'un küçük bir reklam şirketi var.

Tom owns a sporting goods store.

Tom bir spor ürünleri mağazasına sahip.

Tom owns a very profitable company.

Tom çok kârlı bir şirkete sahiptir.

She owns a very big house.

- O, çok büyük bir eve sahiptir.
- Onun kocaman bir evi var.

Tom owns some property in Boston.

Tom Boston'da bazı mülke sahip.

He owns a yellow sports car.

Onun sarı bir spor arabası var.

She owns a yellow sports car.

Onun sarı bir spor arabası var.

Mary owns a yellow sports car.

Mary sarı bir spor arabaya sahip.

Tom owns several acres of land.

Tom birkaç akre araziye sahiptir.

Tom owns a high-powered rifle.

Tom'un yüksek güçlü bir tüfeği var.

Tom owns a comic book store.

Tom'un bir çizgi roman dükkanı var.

Tom owns an estate in Scotland.

Tom, İskoçya'da bir emlaka sahip.

Tom owns a thirteen-acre farm.

Tom'un on üç dönümlük bir çiftliği var.

Sami owns an auto body shop.

Sami'nin bir araba tamirhanesi var.

Tom owns 30% of the company.

Tom şirketin %30'unun sahibi.

He owns a red sports car.

Kırmızı renkli bir spor arabası var.

Yanni owns an auto parts company.

Yanni'nin bir oto yedek parça şirketi var.

- She owns a large property.
- She has a large mansion.
- She owns a large mansion.

O, büyük bir konağa sahiptir.

So do you know who owns Google?

Peki Google'ın sahibi kim biliyor musunuz?

He owns one cat and two dogs.

Onun bir kedisi ve iki köpeği var.

Tom owns a few very valuable paintings.

Tom birkaç çok değerli tablolara sahip.

Tom owns a house near the lake.

Tom gölün yanında bir eve sahip.

Tom owns two houses and a boat.

Tom'un iki evi ve bir teknesi var.

Tom owns the building I live in.

- Tom içinde yaşadığım yapıya sahip.
- Tom yaşadığım binanın sahibidir.

Tom owns a home on Park Street.

Tom park caddesinde bir ev sahibi.

This is the dog that Ken owns.

Bu, Ken'in sahip olduğu köpek.

Tom owns a house in Boston, too.

Tom'un da Boston'da bir evi var.

Tom also owns a house in Boston.

Tom da Boston'da bir eve sahip.