Translation of "Reckless" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Reckless" in a sentence and their turkish translations:

They were reckless.

Onlar pervasızdı.

You were reckless.

Düşüncesizdin.

- You're careless.
- You're reckless.

Sen pervasızsın.

You're a reckless driver.

Pervasız bir şoförsün.

Tom was very reckless.

Tom çok pervasızdı.

- I know that Tom is reckless.
- I know Tom is reckless.

Tom'un umursamaz olduğunu biliyorum.

- Tom admitted that he'd been reckless.
- Tom admitted he'd been reckless.

Tom, onun pervasız olduğunu itiraf etti.

- I think Tom is reckless.
- I think that Tom is reckless.

Bence Tom gamsız biri.

Do they suddenly become reckless,

Birden pervasız mı oluveriyorlar

Tom is reckless, isn't he?

Tom umursamaz, değil mi?

Tom is a reckless driver.

Tom dikkatsiz bir sürücü.

Tom is very reckless, isn't he?

Tom çok umursamaz, değil mi?

- Tom is reckless.
- Tom is ruthless.

Tom pervasız.

Tom is a reckless young fellow.

Tom pervasız genç bir adamdır.

Tom said that I was reckless.

Tom pervasız olduğumu söyledi.

Tom was very reckless, wasn't he?

Tom çok umursamazdı, değil mi?

- Tom is being reckless, isn't he?
- Tom is reckless, isn't he?
- Tom is foolhardy, isn't he?

Tom umursamaz oluyor, değil mi?

She is always critical of reckless drivers.

O daima dikkatsiz sürücüleri eleştiriyor.

His reckless driving brought about his death.

Dikkatsiz araba kullanması onu ölüme götürdü.

Reckless driving will lead to an accident.

Pervasız sürüş bir kazaya neden olacaktır.

Tom is a reckless driver, isn't he?

- Tom pervasız bir sürücü, değil mi?
- Tom gözü kara bir sürücü, değil mi?

He gets a kick out of reckless driving.

- O dikkatsiz araç kullanmanın keyfini çıkarır.
- O dikkatsiz araç kullanmaktan hoşlanır.
- O dikkatsiz araç kullanmaktan çok büyük zevk alır.

It was reckless of her to trust him.

Onun ona güvenmesi pervasızdı.

Tom said that Mary was a reckless driver.

Tom, Mary'nin pervasız bir şoför olduğunu söyledi.

The reckless girl climbed the tree regardless of danger.

- Pervasız kız tehlikeyi aldırmadan ağaca tırmandı.
- Umarsız kız tehlikeyi düşünmeden ağaca tırmandı.

The policeman gave Tom a ticket for reckless driving.

Polis Tom'a dikkatsiz sürüşü için trafik cezası kesti.

He had his license taken away because of reckless driving.

Pervasız sürüşten dolayı onun ehliyeti alındı.

- Tom is ruthless, isn't he?
- Tom is reckless, isn't he?

Tom acımasız, değil mi?

The reckless men froze to death during their expedition to the Antarctic.

Gözükara insanlar Antartika seferleri sırasında donarak öldü.

- Tom is very reckless, isn't he?
- Tom is very careless, isn't he?

Tom çok dikkatsiz, değil mi?

Tom pleaded not guilty to charges of drunken driving and reckless driving.

Tom sarhoş araba sürme ve tedbirsiz araba sürme suçlarını reddetti.

A long time ago when your grandma's grandma wasn't even born, there lived an ill-minded and reckless billionaire. He was a nasty, evil man. But nonetheless he was elected president of the United States of America. This really happened once. Believe me.

Uzun zaman önce, senin büyükannenin büyükanesi henüz doğmamışken, huysuz ve dikkatsiz bir milyarder yaşıyordu.O pis, kötü bir adamdı. Fakat yine de Amerika Birleşik Devletleri başkanlığına seçildi. Bu gerçekten bir kez oldu. İnan bana.