Examples of using "Realize" in a sentence and their turkish translations:
Biz onu fark ederiz.
Bu kronik hastalıkla mücadele eden kişileri,
aslında gerçekliğin
Ama sonra fark ediyorsun ki
- Onun farkında mısın?
- Onu fark ediyor musun?
Onun farkındayım.
Bunu fark etmedim.
- Artık nedenini fark ediyorum.
- Şimdi sebebini fark ettim.
Sami onu fark etmedi.
Bir sorun olduğunu fark ettim.
İşleri berbat ettiğimin farkındayım.
Tom'un şaka yapmadığının farkındayım.
Priya şunu anlamamı sağladı,
Fark etmeye başlayacağınız şey,
Fakat biz bunu fark edemeyiz.
Onun çok farklı olduğunu fark ediyor musun?
Bunu anlamana memnunum.
Ne olduğunun farkında mısın?
Farkına bile varmadım.
- Ne zaman farkına vardın?
- Ne zaman farkına vardınız?
Çoğu insan bunun farkında değil.
Sami onu anlamaya başladı.
Burada olduğunu fark etmedim.
Senin ciddi olduğunu fark etmedim.
Buna inanmanın zor olduğunu farkındayım.
Muhtemelen çok geç olduğunun farkındayım.
Tom Mary'nin onu sevdiğini fark etmiyor mu?
Aç olduğunu fark etmedim.
Yorgun olduğunu fark etmedim.
Tom Mary'nin ciddi olduğunu fark etmedi.
Tom Mary'nin yorgun olduğunu fark etmedi.
Tom Mary'nin mutsuz olduğunu fark etmedi.
Tom Mary'nin yalan söylediğini fark etmedi.
Şirketin olduğunu fark etmedim.
Tom'u tanıdığını fark etmedim.
Senin Kanadalı olduğunu fark etmedim.
Onun sen olduğunu fark etmedim.
Tom'un golf oynadığını fark etmedim.
Uyanık olduğunu fark etmedim.
Tom'un yalan söylediğini anlamadım.
- Ne yaptığının farkında mısın?
- Yaptığın şeyin farkında mısın?
Onu kendim gerçekleştirmeye başlıyorum.
Ne yaptığının farkında mısın?
Tom ne olduğunu fark etmedi.
Bunun ne demek olduğunu anlıyor musun?
Ne yaptığını hatırlamıyor musun?
Sadece ne olduğunu farkında mısın?
Senin onları tanıdığını fark etmedim.
Senin onu tanıdığını fark etmedim.
Senin onu bildiğini fark etmedim.
Potansiyelini gerçekleştirmene yardımcı olacağız.
Planlanması kolay, gerçekleştirilmesi zor.
Tom ne yaptığını kavramalı.
Tom'un onu kırdığını fark etmedim.
Tom'un burada yaşadığını fark etmedim.
Tom'un evli olduğunu fark etmedim.
- Sanırım onu bilmiyordun.
- Sanırım onu fark etmedin.
Onun ne anlama geldiğini fark etmedim.
Ne dediğinin farkında mısın?
Tom'un mutsuz olduğunu anlamadım.
Tom'un ciddi olduğunu fark etmedim.
Tom, Mary'nin ayrıldığının farkında değildi.
Ne demek istediğimi daha sonra anlayabilir.
Tom'un çok saf olduğunu fark etmedim.
Tom henüz başının belada olduğunu fark etmiyor.
Tom bir hata yaptığını fark etmedi.
Fransızca anlamadığını fark etmedim.
Tom çoraplarının uymadığını fark etmedi.
Bir şeyin yanlış olduğunu ne zaman anladın?
Zaten burada olduğunu fark etmedim.
Öldürülmüş olabileceğini fark ediyor musun?
Hatalı olduğunu ne zaman fark ettin?
Tom bir sorun olduğunu fark etmedi.
Tom'u sevmediğini fark etmedim.
Tom'un baban olduğunu fark etmedim.
Sonunda, Tom yardıma ihtiyacı olduğunu fark edecek.
Tom, Mary'nin onu yapamadığını fark etmedi.
Tom'un Fransızca bilmediğini fark etmedim.
Tom bunu yapması gerektiğinin farkında değildi.
Tom, Mary'nin John'un kız arkadaşı olduğunu bilmiyordu.
Tom Mary'nin bunu yapması gerektiğini fark etmedi.
Tom ayrılmak zorunda olduğunun farkında değildi.
Tom'un bunu yapmaması gerektiğini fark etmedim.
Tom'un bunu yapması gerektiğini fark etmedim.
Tom'un bu kadar zengin olduğunu fark etmemiştim.
- Yeterince param olmadığını fark ettim.
- Yeterli param yokmuş.
Hata yaptığımın farkına varmadım.
Bunu yapmam gerektiğini fark etmedim.
Tom'un Mary'yi sevmediğini fark etmemiştim.
Tom kendisine kaba davranıldığının farkında değildi.
Fark etsek de etmesek de
Onun ne kadar önemli olduğunu zorlukla fark ediyoruz.
Affedersin, meşgul olduğunu fark etmedim.
İçinde olduğun tehlikenin farkında mısın?
Tom neler olduğunu fark etmedi.
Sen ne yaptığının farkında mısın, Tom?
Ne kadar şanslı olduğunun farkında değilsin.
Ne kadar aç olduğumu fark etmedim.
Bunun bir sır olduğunu fark etmedim.