Examples of using "Quarreling" in a sentence and their turkish translations:
Ben kavga etmekten nefret ederim.
Onlar her zaman tartışıyorlar.
Lütfen tartışmayı kesin.
Onlar durmadan kavga eder.
Kimle kavga ediyorsun?
İki oğlan kavga ediyor.
Kaderle kavga etmenin faydası yoktur.
Her zaman ebeveynleriyle tartışıyordu.
O, her zaman erkek kardeşleriyle tartışıyordu.
Onlar her zaman tartışıyorlar.
Lütfen bu tartışmayı sona erdirin.
İçeri geldiğimde tartışmayı kestiler.
Anne babam kavga ediyorlar.
Onlar tartışmıyorlar fakat daha ziyade bir oyunu prova ediyorlar.
Onun, onunla tartışmaya niyeti yoktu.
Tom'un Mary ile tartışmaya niyeti yoktu.
Onunla didişmek istememişti.
İki kız kardeş birbirleriyle sürekli kavga ediyorlar.
Onların tartışmasını durdurmak için elimden geleni yaptım.
Ebeveynlerim tartışıyor.