Translation of "Quarreling" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Quarreling" in a sentence and their turkish translations:

I hate quarreling.

Ben kavga etmekten nefret ederim.

They are always quarreling.

Onlar her zaman tartışıyorlar.

Please cease from quarreling.

Lütfen tartışmayı kesin.

They were constantly quarreling.

Onlar durmadan kavga eder.

Who are you quarreling with?

Kimle kavga ediyorsun?

The two boys are quarreling.

İki oğlan kavga ediyor.

It is no use quarreling with fate.

Kaderle kavga etmenin faydası yoktur.

She was always quarreling with her parents.

Her zaman ebeveynleriyle tartışıyordu.

She was always quarreling with her brothers.

O, her zaman erkek kardeşleriyle tartışıyordu.

- They are always quarreling.
- They're always fighting.

Onlar her zaman tartışıyorlar.

Please put an end to this quarreling.

Lütfen bu tartışmayı sona erdirin.

They stopped quarreling when I came in.

İçeri geldiğimde tartışmayı kestiler.

- My parents are quarrelling.
- My parents are quarreling.

Anne babam kavga ediyorlar.

They're not quarreling, but rather rehearsing a play.

Onlar tartışmıyorlar fakat daha ziyade bir oyunu prova ediyorlar.

She had no intention of quarreling with him.

Onun, onunla tartışmaya niyeti yoktu.

Tom had no intention of quarreling with Mary.

Tom'un Mary ile tartışmaya niyeti yoktu.

He had no intention of quarreling with her.

Onunla didişmek istememişti.

The two sisters were always quarreling with each other.

İki kız kardeş birbirleriyle sürekli kavga ediyorlar.

I tried my best to get them to stop quarreling.

Onların tartışmasını durdurmak için elimden geleni yaptım.

- My parents are quarrelling.
- My parents quarrel.
- My parents are quarreling.

Ebeveynlerim tartışıyor.