Translation of "Promotion" in Turkish

What's the promotion?

Promosyon nedir?

- I should have got that promotion.
- I should've gotten that promotion.
- I should have gotten that promotion.

O terfiyi almalıydım.

I deserved that promotion.

O terfiyi hak ettim.

I deserve a promotion.

Ben bir terfiyi hak ediyorum.

Congratulations on your promotion.

Terfini tebrik ederim.

Tom deserves a promotion.

Tom bir terfiyi hak ediyor.

Tom got a promotion.

Tom terfi etti.

You're up for promotion.

Tanıtım için hazırsınız.

Sami's promotion never came.

- Sami'nin promosyonu hiç gelmedi.
- Sami'nin terfisi hiç gelmedi.

He is qualified for promotion.

O, terfi için niteliklidir.

Let's go celebrate your promotion.

Terfini kutlamaya gidelim.

You're not getting the promotion.

Terfi etmiyorsun.

Tom just got a promotion.

Tom sadece bir terfi aldı.

I'm anxious for a promotion.

Ben bir tanıtım için hevesliyim.

I just got a promotion.

Ben sadece terfi ettim.

I don't want a promotion.

Ben bir terfi istemiyorum.

Your father got a promotion.

Baban terfi aldı.

Tom is up for promotion.

Tom, promosyon için sevinçli.

Tom got a big promotion.

Tom büyük bir terfi aldı.

Tom turned down the promotion.

Tom terfiyi reddetti.

Are you worried about the promotion?

Terfi hakkında endişeli misin?

The company rewarded him with promotion.

Şirket onu promosyon ile ödüllendirdi.

Did you hear about Tom's promotion?

Tom'un terfisini duydun mu?

Are you up for a promotion?

Bir terfi için ümitli misin?

My promotion hangs on his decision.

Terfi etmem onun kararına bağlı.

I'm not good at self-promotion.

Kendimi pazarlamakta iyi değilim.

Tom is up for a promotion.

Tom terfiye var.

- You are the next in line for promotion.
- You're the next in line for promotion.

Tanıtım sırasında bir sonraki kişisin.

- I assume you've heard about Tom's promotion.
- I assume that you've heard about Tom's promotion.

Sanırım Tom'un terfisini duydun.

I see they've given you a promotion.

Sana bir terfi verdiklerini görüyorum.

I've decided to give Tom the promotion.

Tom'a terfi vermeye karar verdik.

I just told Tom about my promotion.

Terfim hakkında sadece Tom'a söyledim.

He was envious of his friend's promotion.

O, arkadaşının terfisini kıskanıyordu.

They congratulated their colleague on his promotion.

Onlar meslektaşını terfi etmesinden dolayı tebrik ettiler

Tom missed the opportunity for a promotion.

Tom terfi fırsatını kaçırdı.

He threw away his chance of promotion.

O, terfi şansını boşa harcadı.

My secretary is pushing for a promotion.

Sekreterim terfî için sıkıştırıyor.

- I was promoted.
- I got a promotion.

Terfi ettim.

He missed the opportunity for a promotion.

Terfi etme fırsatını kaçırdı.

By responding to prevention questions with promotion answers

odak değiştirmeyi başaran azimli girişimciler

That were manipulated for promotion and prevention language,

dört adet altı dakikalık ses kaydını katılımcılara dinlettim.

Tom is the one who deserves the promotion.

- Tom terfiyi hak eden kişidir.
- Tom terfiye layık kişidir.

- Tom deserves a raise.
- Tom deserves the promotion.

Tom bir zammı hak ediyor.

Tom said that he doesn't want a promotion.

Tom bir terfi istemediğini söyledi.

I had to compete with him for promotion.

Ben tanıtım için onunla rekabet etmek zorunda kaldım.

Tom is the next in line for promotion.

Tom terfi için sırada bir sonrakidir.

I deserve that promotion more than he does.

O terfiyi ondan daha çok hak ediyorum.

The incident did speed Davout’s  promotion to brigadier-general...

Olay, Davout'un tümgeneralliğe terfi etmesini hızlandırdı ...

His lack of technical knowledge precluded him from promotion.

Teknik bilgisinin olmayışı terfi etmesine engel oldu.

- He deserves to be promoted.
- He deserves a promotion.

O, terfiyi hak ediyor.

Tom just got that big promotion he's been waiting for.

Tom beklediği o büyük terfiyi az önce aldı.

I am sure your promotion was timely and well deserved.

Terfinin zamanında ve haklı olduğundan eminim.

- I assume this isn't the best time to ask for a promotion.
- I assume that this isn't the best time to ask for a promotion.

Bunun terfi istemek için en iyi zaman olmadığını varsayıyorum.

While a promotion focus instead has us swimming in the right direction.

yönelimci odak ise doğru yöne doğru yüzmemizi sağlamaktadır.

Tom resented the fact that Mary got the promotion instead of him.

Tom onun yerine Mary'nin terfi alması gerçeğine kızdı.

Tom was feeling on top of the world after getting a promotion.

- Tom terfi aldıktan sonra kendini çok iyi hissediyordu.
- Tom bir terfi aldıktan sonra kendini dünyanın tepesindeymiş gibi hissediyordu.

She had no incentive to work after she was refused a promotion.

Onun terfi alamadıktan sonra çalışma isteği kalmadı.

The 30 year-old Ney was now a proven brigade commander, despite refusing promotion more

yüzlüyü tercih ediyordu . 30 yaşındaki Ney, terfisini bir kereden fazla

Tom was excited about the new job offer since he'd felt stagnant and unappreciated in his current position, but when he told his boss that he was thinking about leaving, his boss told him that a promotion and a pay raise were in the offing if he would stay, so it left Tom in a quandary about what to do.

Tom şu anki görevinde durgun ve takdir edilmemiş hissettiğinden dolayı yeni iş teklifi hakkında heyecanlıydı fakat patronuna ayrılmayı düşündüğünü söylediğinde patronu ona eğer kalırsa bir terfi ve zammın yakında olduğunu söyledi bu yüzden Tom'u ne yapacağı konusunda ikilem içinde bıraktı.