Examples of using "Prize" in a sentence and their turkish translations:
Ödülüm ne?
O ödülü aldı.
Birincilik ödülünü kazandım.
Ödülü hak ediyorsun.
Birincilik ödülünü kazandım.
- Ödülü hak ediyor.
- O ödülü hak ediyor.
- Ödül ona gitti.
- O, ödülü aldı.
Bulunmaz Hint kumaşı değilsin.
O bir ödülü hak etti.
O, ödülü hak etti.
Ödülü hak ediyorsun.
Ödül yanlış.
Onlar ödül aldı.
Elena birincilik ödülünü kazandı.
Tom birincilik ödülü kazandı.
Kim ödülü kazandı?
Ben birincilik ödülü kazandım.
Tom ödülü hak ediyor.
Tom bir ödül hak etti.
Tom ödülü hak etti.
Ben ödülü hak ediyorum.
Ben ödülü kazandım.
Tom ödülü kazandı.
O, üçüncülük ödülünü kazandı.
O, birincilik ödülü aldı.
Ödül ona gitti.
Bir ödül alır mıyım?
Helen, ödülü kazandı.
Tom ödülü kazanmadı.
Allahtan, birincilik ödülünü kazandı.
Tom bir Nobel ödülü kazandı.
Mary bir Nobel ödülü kazandı.
O birincilik ödülünü aldı.
Tom üçüncülük ödülünü kazandı.
Tom ödülü kazandı.
Tom birincilik ödülünü aldı.
Ben ödülü kazanmadım.
Tom bubi ödülünü kazandı.
Ödülü kazanmana şaşırdım.
Öğretmen John'a bir ödül verdi.
Okul Mary'yi bir ödülle ödüllendirdi.
Tom birincilik ödülünü aldı, değil mi?
Bir ödül hatası yaptım.
On takım ödül için yarıştı.
O, birincilik ödülünün peşindeydi.
O, birincilik ödülü kazanacak.
O, özel bir ödülle ödüllendirildi.
O, geçen hafta ödül kazandı.
Onlar ödül için yarışıyorlar.
Hiç ödül kazandın mı?
Gözlerini ödülden ayırma.
Bu sayı bir ödül kazandı.
O galiba ödülü alamayacak.
Ödülü kimin aldığını biliyorum.
Ben geçen yıl ikincilik ödülünü kazandım.
O, birincilik ödülünü kazanacak.
Ben ödülümü almak için arıyorum.
Tom muhtemelen ödül almayacak.
Birincilik ödülünü kazandı, değil mi?
O bir ödül kazanacak gibi görünüyor.
Ödülü kazanmana şaşırdım.
Bilim ödülünü kazanan ödül parasını hayır kuruluşuna vermeye karar verdi.
Tom Mary'nin ödül kazanmasına şaşırdı.
Tom ödülü Mary'nin kazandığına şaşırmamıştı.
Benim için sürpriz oldu, o, ödülü kazandı.
Rahibe Teresa'ya Nobel ödülü verildi.
Tom'un umudu birincilik ödülünü kazanmaktı.
Ödül ona verilmeyecek.
Her iki çocuk da bir ödül kazandı.
O, birincilik ödülünü kazanmaktan uzak.
İlk ödülünü sergide kazandı.
Ödülü aldığı için övündü.
O bu ödülü kazanmak için her şeyi denedi.
Beklenildiği gibi, ödülü kazandı.
Ne kazandım?
Yarışta birincilik ödülünü aldı.
Ödül aldığına gerçekten şaşırdım.
O, Nobel Edebiyat ödülünü kazandı.
Onların hepsi bir ödül alacak.
Birkaç takım ödül için yarışıyor.
Onların her birine bir ödül verildi.
Matematikte Nobel ödülü yok.
Birincilik ödülünü kazanan Janet'ti.
O, ödül kazanmaya eğilimlidir.
Herkes Tom'un ödülü kazanacağını söylüyor.
Tom, fizikte Nobel Ödülü'nü kazandı
Ödülü almana çok şaşırdım.
Gönlünden geçen birincilik ödülüydü.
Yarışmada ödül kazandı.
Ödülü kazanman harika.
Birincilik ödülünü kazanacağımı hiçbir zaman hayal etmedim.
Ödülü kazanman şaşırtıcı.
En iyi yazan çocuk ödülü kazanır.
Nobel Ödülünü kazanmak benim hayalim.