Translation of "Powers" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "Powers" in a sentence and their turkish translations:

I'm losing my powers.

Ben güçlerini kaybediyorum.

She has special powers.

Onun özel güçleri var.

Mary has telekinetic powers.

Mary'nin telekinetik güçleri var.

Mary has psychic powers.

Mary psişik güçlere sahip.

My mom has psychic powers.

Annemin psişik güçleri vardır.

Do you have psychic powers?

Psişik güçlerin var mı?

This girl has special powers.

Bu kızın özel güçleri var.

Tom claims to have psychic powers.

Tom psişik güçlerinin olduğunu iddia ediyor.

Mary believes she has special powers.

Mary özel güçleri olduğuna inanıyor.

This problem is beyond my powers.

Bu sorun benim güçlerimin ötesinde.

I need my powers back now.

Güçlerime şimdi ihtiyacım var.

Tom claims he has psychic powers.

Tom psişik güçleri olduğunu iddia ediyor.

I think that Mary has special powers.

- Sanırım Mary'nin özel güçleri var.
- Mary'nin özel güçleri olduğunu düşünüyorum.

Tom had powers I will never have.

Tom'da benim hiç edinemeyeceğim güçler vardı.

The document grants full powers to Manuela.

- Belge, Manuela'ya tüm güçleri verir.
- Belge, Manuela'ya tüm yetkileri verir.

- Tom believes that these quartz crystals have healing powers.
- Tom believes these quartz crystals have healing powers.

Tom bu kuvars kristallerinin iyileştirici güçleri olduğuna inanır.

Two big powers have signed a secret agreement.

İki büyük güç gizli bir anlaşma imzaladı.

- Tom successfully convinced many people that he possessed paranormal powers.
- Tom successfully convinced many people he possessed paranormal powers.

- Tom, çoğu insanı başarıyla paranormal güçleri olduğuna ikna etti.
- Tom, çoğu insanı başarıyla normal ötesi güçleri olduğuna ikna etti.
- Tom, çoğu insanı paranormal güçleri olduğuna başarıyla ikna etti.
- Tom, paranormal güçleri olduğuna çoğu insanı başarıyla ikna etti.
- Tom, çoğu kişiyi başarıyla paranormal güçleri olduğuna ikna etti.
- Tom, çoğu kişiyi başarıyla normal ötesi güçleri olduğuna ikna etti.
- Tom, birçok kişiyi başarıyla normal ötesi güçleri olduğuna ikna etti.
- Tom, birçok kişiyi normal ötesi güçleri olduğuna başarıyla ikna etti.
- Tom, normal ötesi güçleri olduğuna birçok kişiyi başarıyla ikna etti.

The war ended in victory for the Allied Powers.

Savaş Müttefik Devletler için zaferle sona erdi.

In Japanese folklore, bakeneko are cats with magical powers.

Japon folklöründe, bakenekolar büyülü güçleri olan kedilerdir.

This medicine is known for its miraculous healing powers.

Bu ilaç, mucizevi iyileştirici güçleriyle bilinir.

Everything in Nature contains all the powers of Nature.

Doğada her şey doğanın tüm güçlerini içermektedir.

And the powers will come and take them from home

Ve yetkiler gelip evinden alacak onları

Russia joined the coalition of European powers fighting Revolutionary France.

Rusya avrupalı güçlerin İhtilal Fransasına karşı oluşturduğu koalisyona katılmıştır.

Separation of powers, secularism and I-don’t-know-what-else.

güçler ayrılığı, sekülerizm ve bilmediğim diğer ne vars

Their oppressive powers in the areas where the money is.

paranın olduğu yerlere yönlendirmeli.

She has to keep her powers hidden from her family.

O, güçlerini ailesinden gizli tutmak zorunda.

The Queen and the King have again united their powers.

Kraliçe ve Kral tekrar güçlerini birleştirdiler.

What countries formed the Axis Powers in World War II?

2. Dünya Savaşı'nda hangi ülkeler Mihver Güçlerini kurdular?

Hungarian envoys travelled to all major European powers and, most importantly,

Macar delegasyonu tüm büyük Avrupa ülkelerini ziyaret etti

Japan is one of the greatest economic powers in the world.

Japonya, dünyadaki en büyük ekonomik güçlerden biridir.

It's hard to describe these pre-verbal powers of the mind.

zihnin bu dil-öncesi güçlerini tanımlamak zor.

It allows changes that give sweeping powers to the President, Tayyip Erdogan.

Yeni yönetim biçimi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a geniş kapsamlı yetki veren değişikliklere izin veriyor.

In former days, men sold themselves to the Devil to acquire magical powers. Nowadays they acquire those powers from science, and find themselves compelled to become devils.

Geçmişte insanlar sihirli güçler kazanmak için kendilerini şeytana satarlardı. Şimdilerde bu güçleri bilimden kazanıyorlar ve kendilerini şeytanlaşmak zorunda buluyorlar.

There is no country in the world where either companies or political powers

Dünya üzerinde hiçbir ülkede iklimi mahvettiği için yaptırıma uğratılan

In the pine forests of Scandinavia, there's a creature with almost supernatural powers.

İskandinavya'nın çam ormanlarında neredeyse doğaüstü güçlere sahip bir yaratık yaşar.

America and other colonial powers hoped for the end of the Russian Revolution.

Amerika ve diğer sömürgeci güçler, Rus Devrimi'nin sonunu umut ettiler.

For all his supposed psychic powers, he could not predict his own death.

Sözde psişik güçlerine karşın kendi ölümünü tahmin edemedi.

I keep doing this because, as you know, if I had real magic powers,

Bunu yapmaya devam ediyorum çünkü bildiğiniz gibi,

For all its destructive powers, this prickly little predator does serve an important purpose.

Yıkıcı güçlerine rağmen bu asabi küçük yırtıcının önemli bir görevi de var.

During his 15 years in office, he enjoyed similar powers now held by Erdogan.

Görevdeki 15 yılı boyunca Erdoğan ile benzer güçleri elinde tutmuştur.

The Turkish war of independence against European imperialist powers lasted from 1919 to 1923.

Avrupalı emperyalist güçlere karşı yapılan Türk İstiklal Savaşı 1919'dan 1923'e kadar devam etti.

And, as you can imagine, with so many world powers having a military presence here…

Ve, tahmin edebileceğiniz gibi bu kadar dünya gücünün bulunmasıyla...

The conference called for the major powers to cut their armed forces by a third.

Konferansta süper güçlerden, silahlı kuvvetlerini üçte bir oranında azaltmaları istendi.

Japan is today considered to be one of the greatest economic powers of the world.

Bugün Japonya dünyanın en büyük ekonomik güçlerinden biri olarak kabul edilir.

- Tom claims he is telepathic.
- Tom claims he has telepathic powers.
- Tom claims he's telepathic.

Tom telepatik güçleri olduğunu iddia ediyor.

[Jonathan] One of the things that the Ōmukade has in its powers is the venomous bite

Ōmukade'nin güçlerinden biri zehirli ısırığıdır

In March 2016, the court ruled to strip the opposition-led National Assembly of its powers

2016 yılının Mart ayında mahkeme, muhalefet liderliğindeki Ulusal Meclisi haklarını geçersiz kıldı

Happiness is beneficial for the body, but it is grief that develops the powers of the mind.

Mutluluk vücut için yararlıdır, ancak o, aklın güçlerini geliştiren kederdir.

The theory of the separation of powers is attributed to Montesquieu in his book "The Spirit of the Laws."

Kuvvetlerin ayrılığı teorisi onun "Kanunların Ruhu" adlı kitabında Montesquieu'ya atfedilmiştir.

In hopes of attaining superhuman powers, Christopher Columbus once stared at the sun for five minutes straight. It didn't work.

İnsanüstü güçlere ulaşmak umuduyla, Kristof Kolomb bir zamanlar beş dakika güneşe doğruca dik dik baktı.İşe yaramadı.

During an experiment on powers of observation, Tom was unable to describe any of the pictures hanging on his living room wall, despite having lived in his unit for two years.

- Gözlem yetkileri üzerine bir deney sırasında, bu birimde iki yıl yaşamasın rağmen Tom oturma odası duvarında asılı resimlerden hiçbirini tanımlayamadı.
- Gözlem gücüyle ilgili bir deneyde, Tom evinde iki yıldır oturmasına rağmen, oturma odasının duvarında asılı resimlerin hiçbirini tarif edemedi.

You will see fearful shapes in darkness, and wicked voices will whisper in your ear, but they will not harm you, for against the purity of a little child the powers of Hell cannot prevail.

Karanlıkta korkunç şekiller göreceksin, kötü sesler kulağına fısıldayacak, fakat sana zarar vermeyecekler, çünkü küçük bir çocuğun saflığına karşı cehennem güçleri üstün gelemez.