Translation of "Pony" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Pony" in a sentence and their turkish translations:

Mary loves her pony and her pony loves her.

Mary midillisini seviyor ve midillisi onu seviyor.

I want a pony.

Ben bir midilli istiyorum.

Tom wants a pony.

Tom bir midilli istiyor.

Mary loves her pony.

Mary midillisini seviyor.

Do you want a pony?

Bir midilli ister misin?

Tom fell off his pony.

Tom midillisinden düştü.

It's a dog and pony show.

Bu bir köpek ve midilli gösterisi.

A pony is a small horse.

Midilli küçük bir attır.

I want to ride a pony!

Bir midilliye binmek istiyorum!

He wants to buy a pony.

Bir midilli satın almak istiyor.

She wants to buy a pony.

- Bir midilli satın almak istiyor.
- Bir midilli almak istiyor.

I wish I had a pony.

Keşke bir midillim olsa.

- Why don't we buy Tom a pony?
- Why don't we buy a pony for Tom?

Neden Tom için bir midilli almıyoruz?

I can't afford to buy a pony.

Bir midilli satın almayı göze alamam.

Every girl dreams of owning a pony.

Her kız bir midilli sahibi olmanın hayalini kurar.

I drew a picture of a pony.

Bir midilli resmi çizdim.

The Pony Express lasted only 18 months.

Pony Express sadece 18 ay sürdü.

Tom read The Red Pony in middle school.

Tom ortaokulda Al Midilli okudu.

Tom wanted me to buy him a pony.

Tom ona küçük at almamı istedi.

Tom can't tell a horse from a pony.

Tom bir atı midilliden ayıramaz.

Tom wants me to buy him a pony.

Tom ona bir midilli satın almamı istiyor.

Tom wants his parents to buy him a pony.

Tom, anne babasından kendisine bir midilli atı satın almalarını istiyor.

It sounds like you're going to buy a pony.

Bir midilli alacaksın gibi görünüyor.

Tom wants his father to buy him a pony.

Tom babasının ona bir midilli almasını istiyor.

In my world everyone’s a pony and they all eat rainbows and poop butterflies.

Benim dünyamdaki herkes birer midilli, onlar gökkuşağı yiyorlar kakaları da kelebek.

Sophie had her own pony. It had been given to her by her father.

Sophie'nin kendi midillisi vardı. Ona babası tarafından verilmişti.