Translation of "Playing" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Playing" in a sentence and their turkish translations:

Keep playing.

- Çalmaya devam et.
- Çalmaya devam edin.
- Oynamaya devam et.
- Oynamaya devam edin.

Who's playing?

- Kimin maçı?
- Kim oynuyor?

- They are playing chess.
- They're playing chess.

Onlar satranç oynuyor.

- I am playing baseball.
- I'm playing baseball.

Beyzbol oynuyorum.

- You've been playing.
- You have been playing.

Sen oynuyorsun.

- Tom is playing outdoors.
- Tom is playing outside.
- Tom is outside playing.

Tom dışarıda oynuyor.

- Tom is playing outdoors.
- Tom is playing outside.
- Tom is outside, playing.

Tom dışarıda oynuyor.

- Tom is playing frisbee.
- Tom is playing Frisbee.

Tom frizbi oynuyor.

- I quit playing soccer.
- I quit playing football.

Ben futbol oynamayı bırakıyorum.

- He likes playing soccer.
- He likes playing football.

O, futbol oynamayı sever.

Tony is playing.

Tony oynuyor.

I'm playing SpaceChem.

SpaceChem oynuyorum.

Don't stop playing.

Oynamayı bırakma.

She's playing Tetris.

O Tetris oynuyor.

He's playing Tetris.

- O tetris oynuyor.
- O Tetris oynuyor.

She's playing Monopoly.

O monopoly oynuyor.

Stop playing around.

Oyalanmayı bırak.

He's playing Monopoly.

O Monopoly oynuyor.

Quit playing games.

Oyun oynamayı bırak.

They're playing together.

Onlar birlikte çalıyorlar.

You were playing.

Sen oyun oynuyordun.

Stop playing Minecraft.

Minecraft oynamayı bırak.

Tom continued playing.

Tom oynamaya devam etti.

Tom kept playing.

Tom oynamaya devam etti.

Tom started playing.

Tom oynamaya başladı.

Tom stopped playing.

Tom oynamayı durdurdu.

They're playing cards.

Onlar iskambil oynuyor.

Who was playing?

Kim oynuyordu?

I was playing.

Oyun oynuyordum.

Suni is playing.

Suni oynuyor.

Where's Tom playing?

Tom nerede oynuyor?

We're playing cards.

Biz iskambil oynuyoruz.

They're playing football.

Futbol oynuyorlar.

Tom is playing.

Tom oynuyor.

I kept playing.

- Oynamaya devam ettim.
- Çalmaya devam ettim.

I continued playing.

Oynamaya devam ettim.

I am playing.

Oynuyorum.

She's playing football.

Futbol oynuyor.

They're playing now.

Şimdi oynuyorlar.

- I am playing volleyball now.
- I'm playing volleyball now.

Şimdi voleybol oynuyorum.

- I am playing it safe.
- I'm playing it safe.

Ben onunla korkusuzca oynuyorum.

- Who is playing the violin?
- Who's playing the violin?

- Kemanı kim çalıyor?
- Keman çalan kim?
- Kemanda kim var?

- Who is playing the guitar?
- Who's playing the guitar?

Gitarı kim çalıyor?

Is Tom better at playing tennis or playing golf?

Tom tenis oynamada mı yoksa golf oynamada mı daha iyi?

Are you better at playing baseball or playing volleyball?

Beyzbol mu yoksa voleybol oynamakta daha iyisiniz?

- They are playing chess.
- They're playing chess.
- They play chess.

- Onlar satranç oynuyorlar.
- Onlar satranç oynuyor.
- Satranç oynuyorlar.

- I'm playing with the computer.
- I'm playing with a computer.

Ben bilgisayarla oynuyorum.

- Somebody is playing the piano.
- Someone is playing the piano.

- Biri piyano çalıyor.
- Birisi piyano çalıyor.

- I am playing baseball.
- I play baseball.
- I'm playing baseball.

Beyzbol oynarım.

- We're playing with the computer.
- We're playing on the computer.

Biz bilgisayarda oyun oynuyoruz.

- Playing cards is a pastime.
- Playing cards is a hobby.

İskambil oynamak bir hobidir.

- The children are playing outside.
- The kids are playing outside.

Çocuklar dışarıda oynuyorlar.

We enjoyed playing tennis.

Biz tenis oynamaktan keyif aldık.

Lucy likes playing tennis.

- Lucy tenis oynamayı seviyor.
- Lucy tenis oynamayı sever.

Where is Tony playing?

Tony nerede oynuyor?

How about playing tennis?

Tenis oynamaya ne dersin?

How about playing baseball?

Beyzbol oynamaya ne dersin?

They were playing tennis.

Onlar tenis oynuyorlardı.

He enjoyed playing baseball.

O, beyzbol oynamaktan zevk aldı.

He enjoys playing tennis.

O tenis oynamaktan hoşlanıyor.

He is playing here.

O burada oynuyor.

Who's playing hockey tonight?

Bu gece kim hokey oynuyor?

The orchestra is playing.

Orkestra çalıyor.

He is playing golf.

Golf oynuyor.

He is playing outdoors.

O dışarıda oynuyor.

Try playing this scale.

Bu ölçeği çalmayı deneyin.

He is playing there.

O orada oynuyor.

Playing basketball is fun.

Basketbol oynamak eğlencelidir.

Where is he playing?

O nerede oynuyor?

They are playing volleyball.

Onlar Voleybol oynuyorlar.

I enjoy playing chess.

Satranç oynamayı severim.

Tom is playing Pacman.

Tom, Pacman oynuyor.

Tom is playing piano.

Tom piyano çalıyor.

Let's stop playing tennis.

Tenis oynamaya son verelim.

I like playing tennis.

Ben tenis oynamayı seviyorum.

Tom is playing minigolf.

Tom minigolf oynuyor.

I was playing here.

Burada oynuyordum.

I love playing Chopin.

Chopin çalmayı severim.

What teams were playing?

Hangi takımlar oynuyordu?

I love playing solitaire.

Tek kişilik iskambil oyunu oynamayı severim.

Tom enjoys playing sports.

Tom spor yapmaktan hoşlanır.

He has finished playing.

O, oyun oynamayı bitirdi.

Let's stop playing games.

Oyunlar oynamayı bırakalım.

Stop playing games, Tom.

Oyun oynamayı kes, Tom.

I like playing chess.

Satranç oynamayı severim.

You're playing with fire.

Ateşle oynuyorsun.

Stop playing with that.

Onunla oynamayı kes.

They're playing a game.

Onlar bir oyun oynuyorlar.

Tom enjoys playing golf.

Tom golf oynamaktan zevk alıyor.

Tom enjoys playing tennis.

Tom tenis oynamaktan hoşlanıyor.

I like playing sports.

Spor yapmayı severim.

We like playing soccer.

Futbol oynamaktan hoşlanırız.

We enjoyed playing baseball.

Biz beyzbol oynarken eğlendik.