Translation of "Pitch" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Pitch" in a sentence and their turkish translations:

TT: (Low pitch)

TT: (Pes ses çıkarıyor)

TT: (High pitch)

TT: (Tiz ses çıkarıyor)

Can you pitch?

Ziftleyebilir misin?

It's pitch black.

Simsiyah.

Pitch the ball.

Topu at.

It is pitch dark.

Hava zifiri karanlık.

It was pitch-black.

Zifiri karanlıktı.

Pitch a fast ball.

Hızlı bir top at.

Tom has perfect pitch.

Tom'un mükemmel adımı var.

I have perfect pitch.

Mutlak kulağım var.

Tom wanted to pitch.

Tom kur yapmak istiyordu.

It's pitch black outside.

Dışarısı zifiri karanlık.

Operating in the pitch black.

Zifiri karanlıkta ava çıkmış.

He's lost in pitch darkness.

Maymunumuz zifiri karanlıkta kayboldu.

It was pitch black outside.

Dışarısı zifiri karanlıktı.

The cloud was pitch black.

Bulut kapkaraydı.

The basement was pitch black.

Bodrum zifiri karanlıktı.

The night was pitch black.

Gece zifiri karanlıktı.

Pitch the ball to me.

Gönder topu bana.

Everybody has to pitch in.

Herkes beraber çalışmak zorunda.

It was nearly pitch black.

O neredeyse simsiyahtı.

Tom doesn't want to pitch.

Tom kur yapmak istemiyor.

Tom didn't want to pitch.

Tom kur yapmak istemedi.

TT: (High to low pitch) E.

TT: (önce tiz sonra pes) eeee

It was a pitch black night.

Zifiri karanlık bir geceydi.

It's pitch black inside the cave.

Mağaranın içi zifiri karanlık.

It's pitch black in the basement.

Bodrumda zifiri karanlık var.

It's no longer pitch black outside.

Artık dışarısı zifiri karanlık değil.

It was pitch-dark outside tonight.

Bu gece dışarısı zifiri karanlıktı.

Where should we pitch the tent?

Çadırı nereye kurmalıyız?

Where should we pitch our tent?

Çadırımızı nerede kurmamız gerekir?

Tom's best pitch is his curveball.

- Tom en çok falsolu atışlarda iyi.
- Tom'un en kuvvetli tarafı falsolu atışları.

MB: So watch now as the vocal cords go from high pitch to low pitch.

MB: Ses tellerinin tizden pese doğru değişimine bakın.

[Bear] That mine is pitch black inside.

Madenin içi kapkaranlık.

Are these sharks gonna pitch up again?

Köpek balıkları tekrar gelecek mi?

The darkness around us was pitch-black.

Çevremizdeki karanlık simsiyahtı.

I wish you could have seen him pitch.

Keşke onun atıcılık yapışını görebilseydin.

I want you to pitch in a little.

Biraz beraber çalışmanı istiyorum.

I chose a place to pitch my tent.

Ben çadırımı kurmak için bir yer seçtim.

Where would you like to pitch the tent?

Çadırı nereye kurmak istersin?

Where did Tom want to pitch the tent?

Tom çadırı nereye kurmak istedi?

- It was very dark.
- It was pitch-black.

Zifiri karanlıktı.

Let's pitch the tent while it's still light.

Hala ışıkken çadırı kuralım.

Where do you want to pitch the tent?

- Çadırı nereye kurmak istiyorsunuz?
- Çadırı nerede kurmak istiyorsun?

Aside from flashes of lightning, it's now pitch black.

Çakan şimşeklerin dışında artık ortalık zifiri karanlık.

This is a good place to pitch a tent.

Bu bir çadır kurmak için iyi bir yerdir.

This is a good place to pitch our tent.

Bu, çadırımızı kurmak için iyi bir yer.

Where would you like me to pitch the tent?

Çadırı nereye kurmamı istersiniz?

This isn't a good place to pitch a tent.

Bu, çadır kurmak için iyi bir yer değil.

This area is as big as a football pitch.

Bu alan, bir futbol sahası kadar büyük.

Where do you think we should pitch our tent?

- Çadırımızı nereye kurmamız gerektiğini düşünüyorsunuz?
- Çadırımızı nereye kurmamız gerektiğini düşünüyorsun?

Whose idea was it to pitch the tent here?

Çadırı buraya kurmak kimin fikriydi?

We'd better pitch the tent before it starts raining.

Yağmur yağmaya başlamadan önce çadırı kursak iyi olur.

- I've found us a good place to pitch the tent.
- I've found a good place for us to pitch the tent.

Çadırı kurmak için iyi bir yer buldum.

Everybody will have to pitch in to save the environment.

Çevreyi korumak için herkes katkıda bulunmak zorunda kalacak.

You really picked a stupid place to pitch your tent.

Çadırını kurmak için gerçekten aptalca bir yer seçtin.

This seems like a good place to pitch a tent.

Bu, çadır kurmak için iyi bir yer gibi gözüküyor.

He listened to my pitch, so he must be interested.

O benim perdemi dinledi, bu yüzden o ilgileniyor olmalı.

And then after he was done with his 15-minute pitch,

ve 15 dakikalık yaptığı konuşmanın ardından

I haven't found a good place to pitch our tent yet.

Henüz çadırımızı kurmak için iyi bir yer bulmadık.

Tom is looking for a good place to pitch the tent.

Tom çadırı kurmak için iyi bir yer arıyor.

This is a perfect place for us to pitch our tent.

Bu, çadırımızı kurmamız için mükemmel bir yer.

This is as good place to pitch our tent as any.

Bu herhangi biri kadar çadırımızı kurmak için iyi bir yer.

- Let's put up our tent here.
- Let's pitch our tent here.

Çadırımızı buraya kuralım.

Tom asked me not to pitch my tent next to his.

Tom çadırımı onunkinin yanına kurmamamı istedi.

Do you think this is a good place to pitch the tent?

Çadır kurmak için bunun iyi bir yer olduğunu düşünüyor musun?

- It's all dark outside.
- It's totally dark outside.
- It's pitch black outside.

Dışarısı zifiri karanlık.

I warned Tom not to pitch his tent so near the river.

Tom'u çadırını nehre bu kadar yakın kurmaması için uyarmıştım.

Do you really want to pitch your tent this close to the river?

Çadırını nehre bu kadar yakın kurmayı gerçekten istiyor musun?

HS: The females are at a much lower pitch. They were around 400 hertz.

HS: Dişiler çok daha düşük perdede. 400 hertz civarındalar.

And they have about three minutes before they pitch the idea to the class.

Ve bir fikri sınıfa sunmadan önce yaklaşık üç dakikaları var.

Because it had been raining for a couple of days, the pitch was muddy and difficult to play on.

Birkaç gündür yağmur yağdığı için saha çamurluydu ve üstünde oynaması zordu.

Make thee an ark of timber planks: thou shalt make little rooms in the ark, and thou shalt pitch it within and without.

Kendine gofer ağacından bir gemi yap. İçini dışını ziftle, içeriye kamaralar yap.

- Chuck me the ball.
- Pitch the ball to me.
- Throw me the ball.
- Toss the ball to me.
- Throw the ball to me.
- Toss me the ball.
- Feed me the rock.
- Pass me the ball.

- Topu bana at.
- Gönder topu bana.