Translation of "Passive" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Passive" in a sentence and their turkish translations:

Mary is passive-aggressive.

Mary pasif saldırgan.

Tom is passive-aggressive.

Tom pasif saldırgan.

- That's not the passive voice.
- That is not the passive voice.

O edilgen çatı değil.

He is passive in everything.

O her şeyde pasif.

He has a passive character.

- O pasif bir karaktere sahip.
- Onun edilgen bir karakteri var.

Watching TV is a passive activity.

Televizyon izlemek pasif bir faaliyettir.

The passive man seldom, if ever, expresses himself.

Pasif insan nadiren, kırk yılda bir, kendini ifade eder.

There are two types of sonar—active and passive.

İki tür sonar vardır - aktif ve pasif.

How can you be so passive? Why don't you retaliate?

- Nasıl o kadar pasif olabilirsin? Neden misilleme yapmıyorsun?
- Nasıl bu kadar etkisiz olabiliyorsun? Neden karşılık vermiyorsun?

Tom's face lost its passive visage and revealed his horror and disgust.

Tom'un yüzü pasif görüntüsünü kaybetti ve korku ve nefretini açığa vurdu.

TV is harmful in that it keeps your mind in a passive state.

TV aklınızı pasif durumda tutması bakımından zararlıdır.

It is clearly shown in Johnson's investigation that passive smoking is very harmful.

Pasif içiciliğin çok zararlı olduğu Johnson'ın araştırmasında açıkça gösterilmektedir.

Even before Ager Falernus, many in Rome and within the army resented the dictator’s passive strategy.

Ager Falernus mağlubiyetinden önce bile, Roma'daki ve ordu içindeki birçokları diktatörün pasif stratejisine güceniyordu.

67% of those who never smoked said they worried about the health effects of passive smoking.

Hiç sigara içmemiş insanların %67si pasif içiciliğin sağlığa etkisi konusunda endişeli.

High Speed is a passive ability. That means it's always active, and you won't have to spend any energy on it.

Yüksek hız pasif bir yetenektir. Bu, her zaman aktif olduğu anlamına gelir ve üzerinde herhangi bir enerji harcamak zorunda kalmazsınız.