Translation of "Activity" in Turkish

0.069 sec.

Examples of using "Activity" in a sentence and their turkish translations:

Business activity.

arttırmaya odaklanıyor.

What's your favorite activity?

Senin gözde etkinliğin nedir?

Emails, internet activity, phone calls,

E-postalar, internet aktivitesi, telefon görüşmeleri,

Reading is a good activity.

Okumak iyi bir faaliyettir.

Tom is coordinating this activity.

Bu etkinliği Tom düzenliyor.

What's your favorite holiday activity?

En sevdiğin tatil etkinliği nedir?

What's your favorite leisure activity?

En sevdiğin boş zaman etkinliğin nedir?

What's your favorite summer activity?

Favori yaz etkinliğin nedir?

What's your favorite winter activity?

Favori kış etkinliğin nedir?

This is a fun activity.

- Bu, eğlenceli bir aktivite.
- Bu, eğlenceli bir etkinlik.

Its activity gets stronger and stronger.

Etkinliği gittikçe artıyor.

Her frenetic activity doesn't go unnoticed.

Bu coşkun enerji birinin gözüne takılıyor.

Watching TV is a passive activity.

Televizyon izlemek pasif bir faaliyettir.

The town was full of activity.

Kent etkinlikle doluydu.

The town was humming with activity.

Kasaba etkinlikle uğulduyordu.

Fadil had an excessive sexual activity.

Fadıl aşırı cinsel aktiviteye sahipti.

Sami had a suspicious online activity.

Sami şüpheli bir çevrimiçi etkinliğe sahipti.

As we're taking snapshots of brain activity.

ve bu esnada beyin aktivitesini görüntüleyeceğiz.

That we will trade our brain activity

Belki de beyin aktivitelerimizi ticari şekillerde kullanırız;

And all this activity... doesn't go unnoticed.

Tüm bu faaliyet de... ...gözlerden kaçmaz.

He devoted himself to the volunteer activity.

Kendini gönüllü çalışmaya adadı.

Tam says he wants a group activity.

Tam bir grup etkinliği istediğini söylüyor.

Knowledge of foreign languages stimulates brain activity.

Yabancı dil bilgisi, beyin etkinliğini uyarır.

Many companies monitor their employees' internet activity.

Birçok şirket çalışanlarının internet etkinliğini izlemektedir.

She started to engage in sexual activity.

O cinsel etkinlikte bulunmaya başladı.

She devoted herself to the volunteer activity.

O, gönüllü faaliyetine kendini adamış.

This is a fun activity for children.

Bu, çocuklar için eğlenceli bir aktivite.

We saw lots of healthy learning-related activity.

çok sayıda sağlıklı, öğrenme ile ilişkili faaliyet gördük.

Laboratories and devices to measure their brain activity,

beyin etkinliklerini ölçmek için araç ve labarotuvarlara

Which is a way to measure neural activity.

nöral aktiviteyi ölçmek için de kullanılan bir yöntem.

While Napoleon responded with a hurricane of activity.

O sırada Napolyon cevaben fırtına boyutunda hareketlilik gösterdi

Decay in soil by the activity of microbes.

çürüdüğünde atmosfere geri döner.

Exporting is a commercial activity which transcends borders.

İhracaat sınırları aşan ticari bir etkinliktir.

Tom is showing no signs of brain activity.

Tom hiçbir beyin aktivitesi işareti göstermiyor.

There's very little activity around here on Sundays.

Bu çevrede pazar günleri çok az etkinlik var.

He has engaged in religious activity since then.

O zamandan beri dini etkinliklerle uğraşıyor.

Our sensors did not detect any unusual activity.

- Sensörlerimiz olağandışı bir etkinlik tespit etmedi.
- Sensörlerimiz olağandışı bir etkinlik algılamadı.

With looking directly at something and missing blatant activity.

doğrudan bakıp apaçık bir eylemi gözden kaçırmakla ne ilgisi var?

That the brain activity changes and returns to normal.

beyin aktivitesi değişiyor ve normale dönüyor.

If there is an activity that you really enjoy,

Eğer yapmaktan çok hoşlandığınız bir aktivite varsa,

Generates more than 166 billion dollars in economic activity,

ekonomik faaliyette 166 milyar dolardan daha fazla üretiyor,

Doing that activity is a complete waste of time!

O etkinliği yapmak tam bir zaman kaybıdır!

I have no time to engage in political activity.

Siyasal etkinlikte bulunmak için zamanım yok.

In many places, nature is threatened by human activity.

Birçok yerde, doğa insan faaliyeti tarafından tehdit edilir.

We know everything about your activity at this location.

Bu konumdaki etkinliğiniz hakkında her şeyi biliyoruz.

Catching bugs can be a fun activity for children.

Böcekleri yakalamak çocuklar için eğlenceli bir etkinlik olabilir.

Sunset was thought to signal the end of their activity.

Güneşin batmasıyla faaliyetlerine son verdikleri sanılırdı.

What activity do you spend most of your time doing?

Zamanının çoğunu hangi etkinliği yaparak geçirirsin?

And that's the time when the building activity at Göbekli started.

Bu, aynı zamanda Göbekli'deki aktivitenin oluşmaya başladığı zaman.

And then they measured the change in their gene activity profile

Sonra da gen aktivitesi profillerindeki değişiklikler

According to the International Carbon Activity Tracker, a university research study

Bir üniversite araştırması olan International Carbon Activity Tracker'a göre

The state comes in and regulates all that activity through laws.

devlet araya girer ve bu hareketi kanunlarla düzenler.

The surface of the earth rose due to the volcanic activity.

Dünya yüzeyi volkanik aktivite nedeniyle yükseldi.

There's been a lot of activity around the office this morning.

Bu sabah ofisin etrafında bir sürü etkinlik vardı.

The tourists scare away the animals and disrupt their natural activity patterns.

Turistler hayvanları korkuturlar ve onların doğal aktivite yapılarını bozarlar.

So what you see here, it's all blue: we're looking at brain activity.

Burada tamamen mavi gördüğünüz yerde, beyin aktivitesine bakıyoruz

And they were recording the activity in the memory centers of these rats.

Bu farelerin hafıza merkezlerine aktiviteyi kaydediyorlardı.

Learning probably takes place in virtually every activity in which we take part.

Öğrenme muhtemelen hemen hemen katıldığımız her faaliyette yer alır.

Tourism is already the island’s main economic activity, and if we take both the wealth this

Turizm zaten adadaki ana ekonomik aktivite, ve eğer bu ikisini de alırsak

Much economic activity still occurs in the informal sector and is not reflected in GDP data.

Çoğu ekonomik faaliyet hala kayıt dışı sektörde gerçekleşmekte ve GSYİH verilerine yansıtılmamaktadır.

Tatoeba should not admit as collaborators those who only wish to denigrate its image and demean its activity.

Tatoeba, yalnızca imajını kötülemek ve faaliyetini aşağılamak isteyenleri işbirlikçi olarak kabul etmemeli.

Mrs. Tanaka, the new teacher, is offering Japanese as an extra curricular activity twice a week to interested students.

Bayan Tanaka, yeni öğretmen, Japoncayı haftada iki kez ilgili öğrencilerine müfredat dışı etkinlik olarak öneriyor.

I know why there are so many people who love chopping wood. In this activity one immediately sees the results.

Neden odun kesmekten büyük zevk alan bu kadar çok insan olduğunu biliyorum. Bu aktivitede sonuçları hemen anında görürsünüz. -- Albert EINSTEIN

Stamina is the capacity to carry on a physical or mental activity for an extensive period of time without getting tired. You can increase your stamina by training, by maintaining a healthy lifestyle and by consuming a healthy and balanced diet.

Yaşama gücü yorulmadan zamanın geniş bir süreci için bir fiziksel veya zihinsel aktivite taşıma kapasitesidir. Sen sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürerek sağlıklı ve dengeli bir diyet tüketerek, eğitim tarafından yaşama gücünü artırabilirsin.