Examples of using "Burns" in a sentence and their turkish translations:
Ateş yanar.
Ahşap yanar.
Kuru ahşap iyi yanar.
Boğazım yanıyor.
Ahşap kolaylıkla yanar.
Kağıt hızlı yanar.
Kağıt kolayca yakar.
- Alev yakıyor.
- Ateş yakar.
Derim kolayca yanıyor.
Ahşap çok kolay yanar.
Bu ısıtıcı gaz yakar.
Bu soba gaz yağı ile çalışıyor.
Kuru ahşap iyi yanar.
Onun cildi kolayca yanar.
- Tom'un en sevdiği şair Robert Burns'tür.
- Tom'un favori şairi Robert Burns'tür.
Bu ısıtma sistemi petrol yakar.
Güneş gözlerimi yakıyor.
Ateş yanarken kendinizi ısıtın.
Sülfür mavi bir alevle yanar.
Birçok yolcu, üçüncü derece yanıklardan muzdaripti.
Tom 2013'te yanıklardan öldü.
- Linda'nın cebi delik.
- Linda eline geçen parayı hemen harcayan bir tip.
Arabam çok benzin yakar.
Tom'un vücudunun her yerinde yanıkları vardı.
Arabam büyükanneminkinden daha az yakıt tüketiyor.
İlk olarak, Dr. Benjamin Burns ile konuşacağız.
Aşk çabucak yanar ve nefrete dönüşür.
Çünkü pamuk iyi yansa da uzun süreli yanmaz.
Doktor Burns ya da Bayan Roland'la aynı fikirde misiniz?
Ateşin yandığı gerçeğini kimse inkar edemez.
Gözlerimde biraz şampuan var. O yakıyor!
Tom, sobasında hem odun hem de kömür yakar.
Kimle aynı fikirdesin, Bay Burns mü yoksa Bay Roland mı?
Polisler Tom'un vücudunda yanan sigaranın resimlerini çekti.
Tom'un çok açık bir teni var ve güneşte kolayca yanar.
Derinize değmesi bile ani yanıklara ve su toplamalarına yol açar.
Keman ve piyano arasındaki fark nedir? Piyano daha uzun süre yanar.
Bay Burns'le mi yoksa Bay Roland'la mı aynı fikirdesin?
Zamanın kendini tüketmekten başka hiçbir işlevi yoktur. Kül bırakmadan yanar.
Gözlerimde biraz şampuan var ve yakıyor.
Derinize değmesi bile ani yanıklara ve su toplamalarına yol açar. Ama bunlar geyik boynuzuysa sıvı ihtiyacınızı karşılayacaktır
Ahşaptan yapılan evler taştan yapılanlara göre daha çabuk yanar.