Translation of "Burns" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Burns" in a sentence and their turkish translations:

Fire burns.

Ateş yanar.

Wood burns.

Ahşap yanar.

- Dry wood burns quickly.
- Dry wood burns well.

Kuru ahşap iyi yanar.

My throat burns.

Boğazım yanıyor.

Wood burns easily.

Ahşap kolaylıkla yanar.

Paper burns quickly.

Kağıt hızlı yanar.

Paper burns easily.

Kağıt kolayca yakar.

The fire burns.

- Alev yakıyor.
- Ateş yakar.

My skin burns easily.

Derim kolayca yanıyor.

Wood burns very easily.

Ahşap çok kolay yanar.

This heater burns gas.

Bu ısıtıcı gaz yakar.

This stove burns oil.

Bu soba gaz yağı ile çalışıyor.

Dry wood burns well.

Kuru ahşap iyi yanar.

Her skin burns easily.

Onun cildi kolayca yanar.

- Tom's favourite poet is Robert Burns.
- Tom's favorite poet is Robert Burns.

- Tom'un en sevdiği şair Robert Burns'tür.
- Tom'un favori şairi Robert Burns'tür.

This heating system burns oil.

Bu ısıtma sistemi petrol yakar.

The sun burns my eyes.

Güneş gözlerimi yakıyor.

Warm yourself while the fire burns.

Ateş yanarken kendinizi ısıtın.

Sulfur burns with a blue flame.

Sülfür mavi bir alevle yanar.

Many passengers suffered third degree burns.

Birçok yolcu, üçüncü derece yanıklardan muzdaripti.

Tom died from burns in 2013.

Tom 2013'te yanıklardan öldü.

Money burns a hole in Linda's pocket.

- Linda'nın cebi delik.
- Linda eline geçen parayı hemen harcayan bir tip.

My car burns a lot of gas.

Arabam çok benzin yakar.

Tom had burns all over his body.

Tom'un vücudunun her yerinde yanıkları vardı.

My car burns less fuel than my grandmother's.

Arabam büyükanneminkinden daha az yakıt tüketiyor.

First, we will talk to Doctor Benjamin Burns.

İlk olarak, Dr. Benjamin Burns ile konuşacağız.

Love quickly burns out and turns into hate.

Aşk çabucak yanar ve nefrete dönüşür.

Because cotton burns bright, but not for very long.

Çünkü pamuk iyi yansa da uzun süreli yanmaz.

Do you agree with Dr. Burns or Ms. Roland?

Doktor Burns ya da Bayan Roland'la aynı fikirde misiniz?

No one can deny the fact that fire burns.

Ateşin yandığı gerçeğini kimse inkar edemez.

I got some shampoo in my eyes. It burns!

Gözlerimde biraz şampuan var. O yakıyor!

Tom burns both wood and coal in his stove.

Tom, sobasında hem odun hem de kömür yakar.

Who do you agree with, Mr. Burns or Mr. Roland?

Kimle aynı fikirdesin, Bay Burns mü yoksa Bay Roland mı?

The police took pictures of the cigarette burns on Tom's body.

Polisler Tom'un vücudunda yanan sigaranın resimlerini çekti.

Tom has a very fair complexion and burns easily in the sun.

Tom'un çok açık bir teni var ve güneşte kolayca yanar.

Even just getting it on your skin can cause instant burns and blisters.

Derinize değmesi bile ani yanıklara ve su toplamalarına yol açar.

What's the difference between a violin and a piano? A piano burns longer.

Keman ve piyano arasındaki fark nedir? Piyano daha uzun süre yanar.

Do you agree with Mr. Burns or do you agree with Mr. Roland?

Bay Burns'le mi yoksa Bay Roland'la mı aynı fikirdesin?

Time has no function but to consume itself. It burns without leaving ashes.

Zamanın kendini tüketmekten başka hiçbir işlevi yoktur. Kül bırakmadan yanar.

- I got some shampoo in my eyes and it burns.
- I got shampoo in my eyes and it hurts.

Gözlerimde biraz şampuan var ve yakıyor.

Even just getting it on your skin can cause instant burns and blisters. But if these are the fire sticks that can hydrate you fine,

Derinize değmesi bile ani yanıklara ve su toplamalarına yol açar. Ama bunlar geyik boynuzuysa sıvı ihtiyacınızı karşılayacaktır

- A house built of wood is more easily burnt than a house of stone.
- A wooden house burns more easily than a stone house.
- Houses built with wood burn more easily than houses built out of stone.

Ahşaptan yapılan evler taştan yapılanlara göre daha çabuk yanar.