Examples of using "On'" in a sentence and their turkish translations:
- Hadi!
- Devam edin!
Durmadan çalış!
Haydi!
- Dosdoğru.
- Tam isabet.
"yürümene yardımcı olabilirim" dedim.
pozitif geri besleme döngüsü başlatır
Sürekli yürüdü.
Şu anda TF1'de.
Durmadan koştu.
Televizyonda hiçbir şey yok.
Mikrofonunuz açık.
Hadi, uyum sağlayın. Hadi!
Ya hayata geçirmeyi geçtim hadi
Öğretmen sürekli konuştu.
Avukat durmaksızın konuştu.
Pazar günü seni arayacağım.
Onun konuşması uzayıp gitti.
Sıkı tutun.
Sadece bekle.
Tatildeyim.
- Girin.
- İçeri gel.
Televizyondasın.
Sıkı tutun.
Göz hapsindeyim.
Onu dene.
Onu açın.
- CNN'i açın.
- CNN'i aç.
Hadi ama, içkiler benden.
- Yazıklar olsun!
- Kendinden utan!
- Ayıp sana!
Herkes tatilde.
Haydi!
Hadi.
daha sonrasında ise
Hadi canım sende
Bekle.
Destekleyin!
- Hadi bakalım.
- Tamamdır.
- Varım.
- Hadi o zaman.
Dışlarında olduğu kadar içlerinde de.
İşte geliyor. Hadi. Hadi.
Neler oluyor?
- Ben ödeyeceğim.
- Hesap bana ait.
Tedavideyim.
Hiçbir şey devam etmiyor.
Kasıtlı olarak ayağıma bastı.
- Dayan!
- Ha gayret!
- Akşam yemeği benden.
- Akşam yemeğini bana yaz.
Hadi, Tom.
Dünya üzerindeki yaşam, Mars'ta mı başladı?
Tom televizyonda.
Biz tatildeyiz.
O tatilde.
Şapkanı giy.
Ben çizme giyiyorum.
Bu benden.
Onun üzerinde çalışıyorum.
- Ne oluyor?
- N'oluyo?
Ayakkabılarınızı giyin.
- Radyoyu aç.
- Radyoyu açsana.
Tom'a güvenirim.
Çocuk kasten ayağıma bastı.
- Polis o gün nöbetçiydi.
- Polis o gün görevdeydi.
Acele et.
O durmadan yağmurda yürüdü.
O yatakta sırtüstü yatıyor.
Karakter yeteneğe değil kişiliğe bağlıdır.
Ben tatile gidiyorum!
Trende birisi ayağıma bastı.
O geliyor.
Elbiselerini giy.
Işıkları açık bırak.
Tatilde misiniz?
Bundan böyle zamanında gelmeye çalış.
Bu size bağlı.
Türk tankları sokaktaki insanları vurdu.
Yoldayız.
Vaktinde miyiz?
Öğrenciler soru sordu da sordu.
Pantolonunu giy.
Maskelerinizi takın.
Maskeni tak.
Eldivenlerini giy.
Bana merhamet et.
Elbiseler üst katta satılıktır.
Köprünün üstündeki iş pazartesi günü başlayacak.
Dersler pazartesi günü başlıyor.
Tom, Mary'ye güvenir.
- Bazı giysiler giy.
- Bir şeyler giyin.
O hava atıyor.
Ona bahse girme.