Translation of "Floats" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Floats" in a sentence and their turkish translations:

Wood floats.

- Tahta yüzer.
- Ahşap yüzer.

Oil floats on water.

- Yağ, su üzerinde yüzer.
- Petrol su üzerinde yüzer.

What floats your boat?

- Nasıl istiyorsan öyle yap.
- Nasıl biliyorsan öyle yap.

Whatever floats your boat.

Eğer bu seni memnun edebilecekse...

Wood floats, but iron sinks.

Ahşap yüzer, ancak demir batar.

We learned that oil floats on water.

Yağın suyun üstünde yüzdüğünü gördük.

Didn't you know that oil floats on water?

Petrolün suda yüzdüğünü bilmiyor muydun?

This balloon floats because it's filled with helium.

Bu balon helyum ile dolu olduğu için süzülüyor.

An apple floats in water, but not a pear.

Bir elma suda yüzer ama bir armut yüzmez.

One quality of oil is that it floats on water.

Yağın özelliklerinden biri suda yüzmemesidir.

- A white cloud is floating in the blue sky.
- A white cloud floats in the blue sky.

Bir beyaz bulut, mavi gökyüzünde yüzüyor.

If this kind of music floats your boat, let me recommend a few other musicians you may want to listen to.

Bu tür müzik hoşuna giderse, dinlemek isteyebileceğin birkaç müzisyen daha tavsiye edeyim.