Examples of using "Markku" in a sentence and their turkish translations:
Markku kaşlarını çattı.
Markku hoş bir biçimde şaşırmış gibi görünüyordu.
Markku Liisa'yı teselli etmek istedi.
Parlak ışık Markku'yu rahatsız etti.
Markku trene bindi.
Markku ilahiyat profesörü olarak atandı.
Markku yerel futbol kulübüne katıldı.
Markku gerçekten iyi bir arkadaştır.
Markku bana birçok yönden yardımcı oldu.
Markku Liisa'ya sırılsıklam aşıktı.
Markku ne olursa olsun suçlanmayacak.
Markku televizyon seyrederek çok fazla zaman harcar.
Markku bir komşuyla birlikte bir gece kulübüne gitti.
Markku her şeyi çözmüş olduğunu hissetti.
Liisa Markku'nun taşınmak zorunda olduğuna karar verdi.
Markku beni duymamış gibi davrandı.
Markku, Tom'un tekerleğine çomak sokmaya çalıştı.
Balık avlamayı seven Markku bugün büyük bir balık yakaladı.
Markku kolej eğitimine sahip bir oğlu olmasını çok istedi.
Durum zordu ama Liisa, Markku'nun sıkıntıdan kurtulmasına yardımcı oldu.
Markku ve Liisa kıt kanaat geçinecek kadar yeterli miktara sahipti.