Examples of using "Liisa" in a sentence and their turkish translations:
Liisa yılanlardan hoşlanmaz.
Liisa çok geç geldi.
Liisa çok erken geldi.
Liisa beni ihmalkarlıkla suçladı.
Markku Liisa'yı teselli etmek istedi.
Liisa görevinde başarılı oldu.
Liisa gürültüden bıktı.
Liisa'nın ruh hali kötüydü.
Liisa saçını sarıya boyattı.
Liisa elini Markku'nun omuzuna koydu.
Liisa ağlamak üzereydi.
Markku Liisa'ya sırılsıklam aşıktı.
Liisa'nın ne yapacağına dair bir ipucu yoktu.
Liisa aktif ve enerjik bir genç kadın.
Liisa ışığı kapatmayı unutmuştu.
Liisa Markku'nun taşınmak zorunda olduğuna karar verdi.
Liisa o kadar yorgundu ki otururken uyuyakaldı.
Liisa gelemediğinden, sadece üçümüz olacak.
Liisa dükkana gittiğinde Mark gazete okuyordu.
Durum zordu ama Liisa, Markku'nun sıkıntıdan kurtulmasına yardımcı oldu.
Markku ve Liisa kıt kanaat geçinecek kadar yeterli miktara sahipti.
Liisa tamamen bunalmıştı fakat orada ona yardım edebilecek kimse yoktu.