Translation of "Surprised" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Surprised" in a sentence and their turkish translations:

Surprised?

Şaşırdınız mı?

- Tom's surprised.
- Tom is surprised.

Tom şaşırdı.

- They're surprised.
- They are surprised.

Onlar şaşırmış.

- You look surprised.
- You looked surprised.

Şaşırmış görünüyorsun.

- Was anyone surprised?
- Was anybody surprised?

Herhangi biri şaşırdı mı?

We're surprised.

Biz şaşırdık.

I'm surprised.

Ben şaşırdım.

- Norway has surprised me.
- Norway surprised me.

Norveç beni şaşırttı.

- Tom must've been surprised.
- Tom must be surprised.
- Tom should be surprised.

Tom şaşırmış olmalı.

- Why is anybody surprised?
- Why is anyone surprised?

Neden kimse şaşırmadı?

- Tom didn't sound surprised.
- Tom didn't look surprised.

Tom şaşırmış görünmüyordu.

- Don't look so surprised.
- Don't sound so surprised.

Çok şaşırmış gibi görünme.

- Tom's reply surprised Mary.
- Tom's answer surprised Mary.

Tom'un cevabı Mary'yi şaşırttı.

- Tom looked very surprised.
- Tom seemed very surprised.

Tom çok şaşırmış görünüyordu.

- Her silence surprised me.
- His silence surprised me.

Sessizliği beni şaşırttı.

- Tom may be surprised.
- Tom might be surprised.

Tom şaşırabilir.

- Your answer surprised Tom.
- Your reply surprised Tom.

Cevabın Tom'u şaşırttı.

- You don't seem too surprised.
- You don't sound very surprised.
- You don't look too surprised.
- You don't seem very surprised.

Çok şaşırmış görünmüyorsun.

- I'm not surprised at all.
- I'm not the least surprised.
- I wasn't surprised at all.
- I wasn't at all surprised.

Ben hiç şaşırmadım.

We were surprised.

Şaşkındık.

You surprised everybody.

Herkesi şaşırttın.

Tom sounded surprised.

Tom şaşırmış görünüyordu.

Is anyone surprised?

Herhangi biri şaşırdı mı?

Tom looked surprised.

Tom şaşırmış görünüyordu.

Don't act surprised.

Şaşırmış gibi davranma.

I'm not surprised.

Ben şaşırmadım.

You sound surprised.

- Şaşırmış gibi görünüyorsun.
- Şaşırmış görünüyorsun.
- Şaşırmış gibisin.

She surprised me.

O beni şaşırttı.

Emily was surprised.

Emily şaşırmıştı.

They seem surprised.

Onlar şaşırmış görünüyor.

She looked surprised.

Şaşırmış görünüyordu.

Tom wasn't surprised.

Tom şaşırmadı.

He surprised me.

O beni şaşırttı.

Mary surprised me.

Mary beni şaşırttı.

They surprised me.

Onlar beni şaşırttı.

I was surprised.

Şaşırmıştım.

Tom seems surprised.

Tom şaşırmış görünüyor.

Don't be surprised.

Şaşırmayın.

I wasn't surprised.

Ben şaşırmadım.

Nobody seemed surprised.

Kimse şaşırmış gibi görünmüyordu.

Everybody was surprised.

Herkes şaşırmıştı.

You'll be surprised.

Sen şaşıracaksın.

They were surprised.

Onlar şaşırmıştı.

Don't look surprised.

Şaşırmış görünme.

Are you surprised?

Şaşırdın mı?

Tom isn't surprised.

Tom şaşırmış değil.

Tom surprised Mary.

Tom, Mary'yi şaşırttı.

Tom surprised me.

Tom beni şaşırttı.

They acted surprised.

Onlar sürpriz yaptılar.

They look surprised.

Onlar şaşırmış görünüyorlar.

Was Tom surprised?

Tom şaşırdı mı?

Everyone looked surprised.

Herkes şaşırmış görünüyordu.

Everyone was surprised.

Herkes şaşırdı.

I surprised myself.

Kendim şaşırdım.

I'm just surprised.

Sadece şaşırdım.

Were you surprised?

Şaşırdın mı?

Who surprised you?

Seni kim şaşırttı?

You seem surprised.

Şaşırmış görünüyorsun.

You surprised me.

Beni şaşırttın.

You seemed surprised.

Şaşırmış görünüyordun.

He looked surprised.

O şaşırmış görünüyordu.

That surprised Tom.

O, Tom'u şaşırttı.

I'm surprised myself.

Kendim şaşırdım.

That surprised them.

Bu onları şaşırttı.

That surprised him.

Bu onu şaşırttı.

That surprised her.

Bu onu şaşırttı.

I got surprised.

Hayret ettim.

Tom seemed surprised.

Tom şaşırmış görünüyordu.

I'm really surprised.

Ben gerçekten şaşırmıştım.

I'm very surprised.

Çok şaşırdım.

Tom was surprised.

Tom şaşırdı.

We're not surprised.

Biz şaşırmış değiliz.

People were surprised.

İnsanlar şaşırmıştı.

I surprised Tom.

Ben Tom'u şaşırttım.

You sounded surprised.

Şaşırmış görünüyordun.

Aren't you surprised?

Şaşırmış değil misin?

Sami surprised Layla.

Sami, Leyla'yı şaşırttı.

Sami was surprised.

Sami şaşırdı.

- His words surprised me.
- What he said surprised me.

Söylediği şey beni şaşırttı.

- Tom looks surprised.
- Tom seems startled.
- Tom seems surprised.

Tom şaşırmış görünüyor.

- I was a little surprised.
- I was slightly surprised.

Ben biraz şaşırmıştım.

- Tom's answer surprised me.
- I'm surprised by Tom's response.

Tom'un cevabı beni şaşırttı.

- Tom must be surprised.
- Tom has to be surprised.

Tom şaşırmış olmalı.

- I'm surprised Tom won.
- I'm surprised that Tom won.

- Tom'un kazanmasına şaşırdım.
- Tom'un kazanması benim için sürpriz oldu.

- Tom must've been surprised.
- Tom had to have been surprised.
- Tom must have been surprised.

Tom şaşırmış olmalı.

- I am not surprised at all.
- I'm not at all surprised.
- I'm not surprised at all.

Ben hiç şaşırmadım.

- Tom looked a bit surprised.
- Tom looked a little surprised.

Tom biraz şaşırmış görünüyordu.

- Tom looked very surprised.
- Tom seemed to be very surprised.

Tom çok şaşırmış görünüyordu.

- I was a little surprised.
- I was a bit surprised.

Ben biraz şaşırdım.

- None of them look surprised.
- None of them looks surprised.

Onlardan hiçbiri şaşırmış görünmüyor.

- I'm as surprised as you are.
- I am as surprised as you.
- I'm as surprised as you.

Ben senin kadar şaşkınım.

- I'm surprised that you're so naïve.
- I'm surprised that you're so naive.
- I'm surprised you're so naive.

Bu kadar toy olduğuna şaşırdım.

You will be surprised

şaşıracaksınız

My wife looked surprised.

Karım şaşırmış görünüyordu.

Tom was really surprised.

Tom gerçekten şaşırmıştı.