Examples of using "Local" in a sentence and their turkish translations:
yerel yönetimde,
partilerin en çok bulunduğu
Sen yerlisin, değil mi?
Tom yerli mi?
Yerel ürünlerin reklamı yerel kelimelerin kullanılmasını gerektirebilir.
Tavuk yerli mi?
O yerel bir efsane.
Küresel düşün, yerel hareket et.
Ben yerel uzmanım.
Yerel işletmelerinizi destekleyin.
Yerel eko sistemler tehdit ediliyor.
Yerel meclisler, belediye meclisleri,
Yerli bir kadınla evlendi.
O, yöre sakini bir çocukla evlendi.
Yerel Restoran berbat.
Siz yerel halk değilsiniz.
Yerel politikacılarıyla temas ettiler.
Tom yerel milise katıldı.
Tom yerli bir kızla evlendi.
Yerel televizyona güvenmiyorum.
Bu yerel bir tren mi?
Yerel demleme mükemmeldir.
Biraz yerel şaraba sahibiz.
Favori yerel restoranın nedir?
- Ben burada yerel makamım.
- Ben burada yerel otoriteyim.
Sami yerel bir avukattır.
Yerel bir âdet bu.
Yerel adetleri bilmiyorum.
Yerel televizyon istasyonumuz, yerel haberlere yer vererek oldukça iyi bir iş yapıyor.
Yerel sağlık kuruluşları ile çalışarak
Bölge savcılarını sorumlu tutmak için
Sana lokal anestetik vereceğim.
Yerel geleneklere saygı duymak zorundayız.
Sana lokal anastezi uygulayacağım.
O bizim yerel okulumuzda ders verir.
Hiçbirimiz yerli değiliz.
Mary yerel bir hastanede çalışıyor.
Mary yerel bir kitapçıda çalışır.
Sana lokal anestezi ilacı verdik.
Tom yerel siyasette aktiftir.
Tom yerel bir hastanede çalışıyor.
Markku yerel futbol kulübüne katıldı.
Yerel internet kafe nerede?
Tom yerel bir bardaydı.
Dan yerel bir gece kulübüne gitti.
Tom yerel bir cezaevinde çalıştı.
Hayvan yerel bir efsane haline geldi.
Tom yerel caz kulüplerinde çaldı.
Tom yerel bir üniversiteden mezun oldu.
Sami yerel donanım mağazasını işletiyordu.
Sami yerel bir süpermarkete gitti.
Sami yerel polise gitti.
Tom yerel bir restoranda çalışıyor.
Tom yerel süpermarkette çalışıyor.
Sami yerel bir camiye gitti.
Sami yerel bir camiye gider.
ucuz otellerde kalarak, yerel ulaşımı kullanarak.
yakın köylerden yerel işçiler dâhil,
Yerel üniversitelerle iş birlikleri yaptık
ayrıca yerel para birimini ABD dolarıyla değiştirdi.
O yerel bir hastaneye nakledildi.
Yerel mağazalar turistlerle iyi iş yapar.
Elbette yerel hastaneler olmalı.
Başarılı bir yerel çocuk eve geliyor.
Tokyo'da şimdi yerel saat nedir?
O, yerel gazete için yazılar yazar.
Yerel süpermarketin organik bir bölümü var.
O yerel çiçek dükkanında çalışıyor.
Yerel trenler bu programa dahil mi?
Dan yerel bir gazete için makaleler yazdı.
Tom yerel bir okulda İngilizce öğretiyor.
Tom yerel bir Meksika restoranı için çalıştı.
O yerel bir çiçekçi dükkanında çalışıyor.
Tom acele ile yerel bir hastaneye gönderildi.
O yerel bir bankada görüldü.
Tom yerel bir çete tarafından kaçırıldı.
Dan yerel bir otele kayıt yaptırdı.
Hükümet, yerel milislere silah sağladı.
Dan yerel bir motelde giriş yaptı.
Dan yerel bir silah dükkanına gitti.
Tom yerel bir bisiklet mağazasında çalışır.
- Kayısı, Malatya'nın yöresel ürünüdür.
- Kayısı, Malatya'nın yöresel mahsulüdür.
Nepalce'nin yerel adı "नेपाली"'dir.
Onlar yerel yönetimin üyeleriydi.
Tom yerel bara takılır.
Sarhoşken yerel ekonomiyi destekleyin.
Ben yerel bir arama yapmak istiyorum.
Yerel halk, orman yangınlarıyla mücadeleye yardımcı olur.
Tom, yerel bir TV haber muhabiridir.
Tom farklı yerel gruplarla şarkı söyledi.
Tom yerel bir kahve dükkanında çalışıyor.
Leyla hava yoluyla yerel bir hastaneye kaldırıldı.
Sami yerel bir kilisede vakit geçirdi.
Sami yerel bir araba yıkamada çalışıyor.
Sami yerel markete gitti.
Bunlar yerel topluluklardan gelen, çoğu daha önce bizzat hapsedilmiş,
Doları yerel para birimine dönüştürmelisiniz.
Muazzam bir sel yerel ulaşım ağı felç etti.
Bu çömlek yerel bir sanatçı tarafından yapıldı.