Translation of "Maintain" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Maintain" in a sentence and their turkish translations:

We maintain our independence.

Biz bağımsızlığımızı sürdürüyoruz.

That people so effortfully maintain,

bu pozitif görüntü üzerinde çalışmak yerine,

Gets to maintain their job.

işine devam ettiğinden emin olmaktır.

He couldn't maintain his authority.

O, otoritesini sürdüremedi.

We need to maintain focus.

Bizim odakları korumamız gerekiyor.

He can't maintain a conversation.

O konuşmayı sürdüremez.

We still maintain our stance.

Duruşumuzu hâlâ sürdürüyoruz.

- It is hard to maintain one's reputation.
- It's hard to maintain one's reputation.

Birinin ününü sürdürmek zordur.

We often maintain a blissful ignorance

yerine getirilmeyen sözlerin

And they maintain a traditional lifestyle.

geleneksel bir yaşam sürdürüyorlar

We must maintain a constant vigil.

Sürekli nöbet tutmalıyız.

Include helping students build and maintain relationships?

bağ kurmasına ve bunu devam ettirmesine yardımcı olmak dahil edilmemeli midir?

In order to maintain a solid line.

ve düz bir çizgiyi korumak için bunu yaptı.

We build and maintain relationships with others.

Başkalarıyla ilişkiler kurup sürdürüyoruz.

He is trying to maintain two jobs.

İki işi sürdürmeye çalışıyor.

Women use talking to maintain personal relationships.

Kadınlar kişisel ilişkileri sürdürmek için konuşmayı kullanırlar.

Proper posture is necessary to maintain good health.

Uygun duruş iyi sağlığı korumak için gereklidir.

Only mothers and calves maintain close, long-term bonds.

Sadece analar ile yavruları yakın ve uzun süreli ilişki sürdürür.

The bureaucrats maintain solid ties with the gigantic corporations.

Bürokratlar dev şirketler ile sağlam bağları sürdürürler.

I maintain that sports are a waste of time.

Sporun zaman kaybı olduğunu iddia ediyorum.

To maintain a friendship, there must be mutual affection.

- Bir arkadaşlığı sürdürmek için, karşılıklı sevgi olması gerekir.
- Bir arkadaşlığı sürdürmek için, karşılıklı sevgi olmalı.

And also help to maintain the nutritional content in vegetables.

tarımsal tedarik zincirini de kısaltmaya yardımcı olabilir.

Which is both dangerous to deploy and expensive to maintain.

ki hem yerleştirmesi zor, hem de koruması pahalı.

- We need to stay focused.
- We need to maintain focus.

Odaklı kalmamız gerekiyor.

Laser printers are generally cheaper to maintain than inkjet printers.

Lazer yazıcılar genelde mürekkep püskürtmeli yazıcılardan daha ucuzdur.

They were stuck together to maintain their own body heat

Kendi vücut ısılarını korumak için birbirlerine yapıştılar.

Sami will maintain his innocence until the day he dies.

Sami masumiyetini öldüğü güne kadar sürdürecek.

We must maintain the amicable relations between Japan and the U.S.

Japonya ve ABD arasındaki arkadaşça ilişkileri sürdürmeliyiz.

He has to maintain a large family on a small salary.

Küçük bir maaşla büyük bir aileyi geçindirmesi gerekiyor.

With Baibars’ exceptional leadership the Mamluk vanguard is able to maintain discipline

Baybars'ın istisnai bir liderliği sayesinde Memlük Öncüleri disiplin altında kalıp

More than 60% of people in Britain maintain an active Facebook profile.

İngilizlerin % 60'ından fazlası aktif bir facebook profiline sahip.

He tried to maintain a calm expression, but his shaking hands betrayed him.

O, sakin bir ifadeyi sürdürmeye çalıştı, ama onun titreyen elleri ona ihanet etti.

But despite this high income they are unable to maintain everything they have committed

Ancak yüksek gelire rağmen tüm o sübvansiyonları

Other brands like BMW still maintain their shares on their traditional markets and they

BMW gibi diğer markalar geleneksel piyasalarda paylarını koruyorlar ve

Impossible to maintain a large army in one area for long, proposing instead a pre-emptive

tek bir bölgede büyük bir ordu tutmanın mümkün olmayacağını anladı ve bunun yerine

What do you think we must do in order to maintain the peace of the world?

Dünya barışını korumak için ne yapmamız gerektiğini düşünüyorsun?

There are those who argue that the existence of nuclear weapons has helped to maintain peace.

Nükleer silahların varlığının, barışın sürmesine yardımda bulunduğunu kanıtlamaya çalışanlar var.

All people shall have the right to maintain the minimum standards of wholesome and cultured living.

Tüm insanlar sağlıklı ve kültürlü yaşam minimum standartlarını koruma hakkına sahip olacaktır.

[Bear] The good thing about doing this, it allows you to stay on the high ground. Easier to maintain your direction.

Bunu yapmanın iyi yanı, yüksekte kalmayı sağlaması. Böylece yön belirlemek daha kolay olur.