Examples of using "Luck" in a sentence and their turkish translations:
- İyi şanslar.
- Başarılar!
Bana şans dile!
Şansını dene!
İyi şanslar!
- Kötü talih!
- Şansına küs!
Başarılar!
Kötü şans!
Şans döndü.
- İyi şanslar!
- Başarılar!
Başarılar!
Siz şanslısınız.
İyi şanslar.
Sana iyi şanslar!
Biz şanslıyız.
Şans kördür.
Şans değildi.
Tabii ki. Bol şans!
Şans nedir?
İyi şanslar, Tom.
- Şans yoktur.
- Şans diye bir şey yoktur.
Şanslıyım.
Ne kötü bir şans!
Şansı onu terk etti.
Sana iyi şanslar diliyorum.
İyi şans bizi kibirlendirir, kötü şans ise bilgeleştirir.
Şansınızı zorlamayın.
Kara kedi uğursuzluk getirir.
Tom'un çok şansı yok.
şansı dönmüştü artık
Ben şansımı deneyeceğim.
Gelecek sefere iyi şanslar.
Şansa ihtiyacın yok.
Şans benden yana değil.
Onu ikna etmek için iyi şanslar.
Onu ikna etmede iyi şanslar.
Kötü şans getirme.
Size iyi şanslar diliyoruz.
Şansını zorluyorsun.
Güle güle ve iyi şanslar.
Sen şanssızsın.
Şansım yok.
Bu sadece şans değildi.
Herkes bana şans diledi.
Onlara şans diliyorum.
Şansını zorlama.
O saf şanstı.
Şansa ihtiyacım yok.
Şansa ihtiyacım olmayacak.
Tom şanslı.
Bu acemi şansıydı.
Hayatta iyi şanslar.
Tom'a şans diliyorum.
Tom'un şansı sonunda değişti.
Oh, tam benim şansıma!
Lütfen bana şans dile.
- Sana iyi şanslar diliyorum.
- Sana şans diliyorum.
Belki kötü şanstır.
Bu hafta sonu iyi şanslar.
Tamam, bana şans dileyin.
İyi şanslar, çocuklar.
Şansım değişti.
Şans olduğunu düşünmüştüm
Şans benim lehine döndü.
Siyah kediler kötü şanstır.
Tom Mary'ye iyi şans diledi.
Bu gerçekten kötü şans!
Neden şans senden nefret ediyor?
Şans neden ondan nefret ediyor?
Neden şans benden nefret ediyor?
Neden şans bizden nefret ediyor?
- Tom şansına inanamıyor.
- Tom bu kadar şanslı olduğuna inanamıyor.
Şans sonra bize gülümsedi.
İyi şanslar. Buna ihtiyacın olacak.
Hiç şansın var mıydı?
Hoşça kal ve iyi şanslar.
Çok şanssızdık.
Şanslı olduğumuzu düşünüyorum.
Ben kendi şansımı yaratıyorum.
Şansıma inanamadım.
Sen benim şans meleğimsin.
Kötü şansımız geçiciydi.
İşinizde iyi şanslar!
Sana iyi şanslar diliyorum.
Sen şanssızsın, Tom.
- Şans eseri kurtulduk.
- Kurtulmamız tamamen şans eseriydi.
Bazen bu şansa bağlıdır.
Tekrar şanssızız.
Sonunda şansım dönüyor.
Belki şansın değişiyor.