Examples of using "Joint" in a sentence and their turkish translations:
Mağaza boştu.
Bu toplu bir karardı.
Ortak bir bildiri üzerinde anlaştılar.
Tom'un yapay diz eklemi var.
Sami pizza dükkanına geri döndü.
Tom bir fast food lokantasında çalışıyor.
O hapiste.
Sol dirseğimdeki eklem acıyor.
Boşanmak için ortak bir karar aldılar.
Bir ortaklık kurmayı kararlaştırdılar.
Diz vücudun en büyük eklemidir.
Benim sol omzumun eklemi ağrıyor.
Şu an eklem içine giriyoruz.
İran ve Rusya ortak bir banka kuracak.
Sami ve Leyla bir pizza dükkanında buluştular.
Ayrı hesapların mı yoksa ortak hesabın mı var?
Hükümet cehaleti ortadan kaldırmak için ortak çabalar sarf etmiştir.
Kocam ve benim ortak bir banka hesabımız var.
Tom bugün Mary ile ortak bir basın toplantısı düzenledi.
- Karımla ortak bir banka hesabım var.
- Karımın ve benim ortak bir banka hesabım var.
Tom'un hamburger lokantasında yarım zamanlı bir işi var.
- Dirsek kol ve önkol arasında eklemdir.
- Dirsek ön kol ile üst kol arasındaki eklemdir.
Kocanla ortak banka hesabınız var mı?
ama eklem çevresindeki sıvılar gayet iyi görünüyor.
Her ikisi de "hayat ortak bir girişimdir" dediler ve evlenmeye karar verdiler.
Dün gece gittiğimiz lokantanın adı nedir?
Sami, Leyla'ya geldi ve onun gruba katılmasını istedi.
- Proje, üç farklı sınıftan öğrencinin ortak çalışmasıydı.
- Proje üç farklı sınıftan gelen öğrencilerin ortak bir çabasıydı.
Ortak anlaşma imzalanır imzalanmaz, ithalat üzerindeki kısıtlamaları kaldırabiliriz.
Dirsek; üst kol ve alt kol arasındaki eklemdir.
O hapiste.
Körfez İşbirliği Teşkilatı'nın ortak kararı olarak, yakında satışlara vergi koyulacak.